Siz başlığa aldığım şarkıyı iyi bilirsiniz…
Tekrarlamama gerek yok.
Derler ya: “Atı alan Üsküdar’ı çoktan geçti…”
Sonra da eklerler: “Geçti Bor’un pazarı, sür eşeğini Niğde’ye…”
Yıllardır İzmirli “sporu bilen” ve “sporun içinden gelen” spor yazarları, spor muhabirleri Alsancak Stadı’yla Atatürk Stadı’ndaki çileyi yaza yaza kamuoyuna gına getirdiler…
Ne zaman yazılsa, “bugün oy uğruna gündeme gelmeye çalışanlar” kıs kıs gülüyorlardı…
Hep aynı eleştiriyi de yaparlardı: “Isıta ısıta önümüze koyuyorsunuz.” Sizin anlayacağınız dilden: “Bu haberi yine yaptınız…”
O günlerde yazılanlardan, çizilenlerden haberi olmayanların, ne siyaset arenasında, ne spor piyasasında esamisi bile okunmuyordu…
Haberturk Ege Bölge Temsilcisi, HT Egeli Genel Yayın Yönetmeni Osman Gencer başta olmak üzere, aynı gazetenin spor müdürü Erhan Hartaç da aylar önceden her iki stadın SOS verdiğini o kadar güzel anlattılar ki; spordan bihaber okuyucu bile “vah, elden gidiyor. İnşallah birilerinin üzerlerine yıkılmaz” diye yorum getirdi…
Ama Ankara’da uyudu… İzmir de…
Bizim spordan, hele hele futbolda profesör kesilenler, attıklarında da, mangalda kül bırakmayanlar ne yaptı?.. Boya, badana!..
Alsancak Stadı depreme dayanıklılık testinden geçemeyince, kapatıldı!..
Çok ilginçtir, her platformda mahkemeye giden meslek kuruluşlarının hiç birinden ses seda çıkmadı!.. “Bir de biz bakalım” demedi. Belki mesleki olarak “açıklama yapsalar” bu olay bu kadar dallanıp budaklanmayacaktı… Partiler işin içine girmeyecek, spor “siyaset çorbası”na dönüşmeyecekti.
Beyler…
Bırakın sporu, sporu bilenler yönetsin!..
Bırakın artık “siyasi manevraları” ve “boş palavraları” da; İzmir’e stat yapın, stat!..
Nereye yaparsanız yapın…
Ne kadar çabuk yaparsanız yapın…
Büyükşehir Belediyesi yapsın, ilçe belediyeleri yapsın…
Yeter ki yapsın…
İzmir ve İzmirli; plajdaki “kumdan şatolar”ı, kürsüdeki “hayali projeler”i, siyasetçilerin “politik mezeleri”yle değil, gerçek statlarla mazisine dönmek, İzmir’de süper lig takımını süper statlarda izlemek istiyor…
Yapmayacaksanız da, erkek gibi çıkın ortaya ve göğsünüzü gere gere söyleyin ki; erkeklik sizde kalsın!..
İzmir kulüpleri, taraftarları, gönül verenleri birbirine bağırır, çağırır ama ortak nokta olunca da “renk aşkı, kulüp sevdası, İzmir ruhu”yla bütünleşirse…
İşte o zaman korkun!..
Yıkın Alsancak Stadı’nı… Küllerinden yeniden doğsun… Pırıl pırıl olsun!..
Yıkın Atatürk Stadı’nı… İzmir’e, Türkiye’ye yakışan ve olimpiyat stadı inşa edin… İçinde spor müzesi, spor salonları, gençlik merkezleri, yüzme havuzları, atletizm pistleri olsun…
Yıkın ama AVM değil, spor tesisi yapın!..
Yalı’ya, Örnekköy’e, Doğanlar’a, Güzelyalı’ya, Gaziemir’e, Kaynaklar’a stat yapın!..
Artık boş laflara karnı tok olan “İzmir Futbolu” can çekişirken, bir hançer de siz vurmayın!..
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!