Bugün bu yazı yazılıp, bu köşede yer aldıysa ve bunu da sizler okuyabiliyorsanız Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün sayesinde olduğunu herhalde biliyorsunuzdur?
Ulu önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün silah arkadaşlarıyla kanlarının son damlasına kadar savaşarak kurtardığı vatanımızda, kurduğu Cumhuriyet’i 100. Kez coşkuyla kutluyoruz…
Ne mutlu ki; Atatürk’ün izindeyiz ve onun emanetini korumaya ant içtik…
Unutmayın; 29 Ekim 1923 Türk halkının tarihinde çok önemli bir yere sahiptir. Mustafa Kemal Atatürk 10. yıl nutkunda bugünün en büyük bayram olduğunu belirtmiş, 628 sayılı bu kanun ile de 29 Ekim, 1925'ten itibaren ülke içinde ve dış temsilciliklerde bayram olarak kutlanmaya başlamıştır. Kutlanmaya da yüzyıllar boyu devam edecektir…
Yarın da büyük bir coşkuyla kutlayacağız, yarınlarda da…
Bayramımız kutlu olsun diyerek, yine bir değerden bahsetmek istiyorum.
Bahri Vreskala…
İzmir’in efsane Gençlik ve Spor Müdürü. O’nun dönemini hatırlayanlar, “İlkler Şehri İzmir” dediğini de bileceklerdir. O dönemlerde sporda ilkler hep İzmir’de başlamış ve ülke genelinde benimsenip, taklit edilmiştir.
Bir ara yine sporumuzun duayenlerinden Erdenay Oflaz ile birlikte İstanbul’da sporu yönetmiş ve başarılarının doruğuna çıkmıştı…
Ardından döndüğü İzmir’de kaldığı yerden tesislere devam etti. Bugün gençlerimiz spor yapabiliyorsa da, o dönemlerde kazanılan eserlerin sayesindedir.
İlk projelendirilen, ilk yıkılan ancak son yapılan bile diyemeyeceğimiz, yapılamayan Karşıyaka Stadı için, kulübün genel müdürlüğü, bir yıl da başkanlığını yapan Bahri Vreskala’yı bir kez dinlemenizi öneririm. Stat ile ilgili geçmişte yaşanan belki bilmediğiniz, bilinmeyen gerçekleri öğrenmenizi dilerim. Anlatacakların belgelere dayanacağını ve bunların da kendisinde mevcut olduğunu da biliyorum…
Spor yöneticilerinden başladık, devam edelim…
Geçenlerde ayağında aşil tendonunu (Ayak bileğinin arka kısmında bulunan ve baldır kaslarının topuk kemiğine (kalkaneus) yapışmasını sağlayan sert bir fibröz doku bandıdır. Aşil tendonunun bir diğer ismi de bağlandığı yerden dolayı kalkaneal tendondur) sakatlayan Mehmet Erdül değerli bir gazeteci-yazar ve siyasetçidir.
Bir dönem Bostanlıspor Kulübü başkanlığını üstlenen, Gençlik Spor İzmir İl Müdürü olarak görev yapan Erdül, kitap yazman konusunda yol gösteren ve teşvik eden değerli bir ağabeyimdir.
Erdül’ün de İzmir sporuna katkısı büyüktür. Yüksel Çakmur’un spor bakanlığı döneminde İzmir’e yapılan Karabük Tipi Spor Salonları da Mehmet Erdül’ün çabasını unutmamak gerekir. Bu spor salonlarının Türkişye’ye yayılmasında ve yapılmasında da rolü olduğunu belirtmeliyim…
Ama vefasız ve işi kendisine mal etmekte üstat olanlar bazı değerlerin üzerine kül dökmeye çalışırlar ama unutmasınlar ki, o üzerine kapatmaya çalıştıkları her neyse, bizlerin bir üfürüğüyle yok olur gider ve gerçekler ortaya çıkar…
O nedenle de Mehmet Erdül sadece gazeteci, önemli ve başarılı yazar değil, bir de spor adamıdır. Bugün de böyledir. Yarın da olacak ve İzmir Spor Tarihinde kesinlikle yer bulacaktır. Bulmalıdır…
Yapılan veya yapılmayan spor tesislerini bir kıyı da bırakırsak, önümüze bakarak Cumhuriyetimizin 100. Yılını kutladığımız şu günlerde “Karşıyaka’da ne kadar spor tesisi vardır ve yeterli midir?” Sorusuna cevabınızın ne olacağını merak ediyorum…
Aslında “yoklar şehri” olan ancak İzmir’in göz bebeği Karşıyaka dışarıdan bakıldığında cenneti andırmaktadır…
Oysa ki; “Davulun sesi uzaktan hoş gelir” misali veya “İçi seni, dışı beni yakar” sözü özgüvenli, semtine aşık, gerçek Karşıyakalıların haykırışıdır.
Cumhuriyetimizin 100. Yılını kutlarken, İzmir’in 1912 Yılında kurulan ilk spor kulübü Karşıyaka Spor Kulübü şampiyonluğa oynayan futbol takımı için kapı kapı dolaşarak, ona buna minnet ederek, araya adam koyarak maçını oynayacağı stat aramaktadır!
Kime ne diyeceğiz ki… Kulübü bu hale getirenlere yazıklar olsun!
Güleriz, ağlanacak halimize…
Öyle komik ki; fakirlik gibi, yokluk, çaresizlik de insanları birbirine dost yapmaktadır. Düşmanından bile stat dileniyorsun ya… Artık gerisini siz düşünün!..
Karşıyaka Stadı “Yılan Hikayesi”ne döndü diyeceğim de, hikaye roman oldu sayfalardan taştı… Kimler bulaşmadı ki…
Romandaki kahramanlar misali yeni, eski büyükşehir ve ilçe belediye başkanları, kulüp başkanları, spor vakfı, derneklerin başkanları, spor bakanları, çeşitli bakanlar, başdanışmanlar, hatta hatta başbakan bile topa girdi… Sözler havalarda uçtu, uçtu sonunda da buhar oldu…
Bugünlerde hazırlıklı olun Martta yine seçim var. Gerçi Karşıyaka bir parti için “Çantada keklik” ceket koysa seçilecek gibi…
Yanlış anlaşılmasın bu benim değil partililerin söylemi… Ben ve benim gibi siyaset dışı insanlar papağan gibi tekrarlıyoruz. Hepsi bu…
Yalı’daki yıkılıp da yapılmayan Karşıyaka Stadı yine gündeme gelecek.
Top bir oraya bir buraya pas olarak atılacak. Hani bir zamanların meşhur lafı gibi “Dar alanda kısa paslaşmalar” yine bol bol olacak…
Birisi çıkıp “Yapacağım” diye bas bas bağıracak! Diğeri cevap verecek: “Onlar yapamaz, biz yapacağız!..”
Yapın be bilader, hanginiz yaparsanız yapın…
Aklıma geldi. Karşıyaka Haber Gazetesi de geçenlerde manşet atmıştı: “Karşıyaka Çarşı-İskele önü dal çık bu dönem de yapılmadı” diye…
Burası da yeni dönemde seçim vaatleri içine yeniden girecek, buna da eminim…
Acaba diyorum. Bunlar eskileri alıp da “kopyala yapıştır” mı yapıyor?
Aslında bunu en iyi bilen üstadım, kalemine ve şahsına büyük saygı duyduğum, meslek büyüğüm, ustam dediğim büyük değer olan Okan Yüksel cevap verebilir. Bugün Karşıyaka’da “Karşıyaka Tarihi”nden söz eden her kim varsa Okan Yüksel’i adres olarak almış ve onun arşivinden yararlanmıştır.
Bu konuda inşallah yanılmıyorumdur.
Okan Yüksel, Karşıyaka ve İzmir Spor Tarihini en iyi bilen ve en doğru arşiv yapan gazeteci, yazardır. Karşıyaka Stadı’nın hikâyesini bir de ondan dinlemenizi öğütlerim…
Stat yapılacak. Buna inanıyoruz, ancak ne zaman? İşte bu sorunun cevabı zor.
Zor olan bir cevap da futbol takımının bir üst lige çıkıp çıkmayacağıdır.
Mehter takımı misali alınan sonuçlara bakarsanız, bir hafta “Harika” diğer hafta “hüsran”ın sonunda varılacak sonuç ne olur?
Bunu kestirmek de zor…
Karşıyaka gençliğini işin içine sokmaz. Kendi sporcunuza formaları giydirmez ve her yıl ithal sporcularla takım kuracaksanız, sorunun cevabını sizler de bulmakta zorlanacaksınızdır.
Ben Karşıyaka gençliğine Ulu önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün şu sözüyle seslenmek istiyorum:
“Ey yükselen yeni nesil! İstikbal sizsiniz. Cumhuriyeti biz kurduk, onu yükseltecek ve yaşatacak sizsiniz.”
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!