Fotoğraflar sararır, yırtılır, kaybolur. Dostluklar tazeliğini korur… Yıllar yılları kovalar, o geçmişteki arkadaşlıklar, ağabey-kardeş ilişkileri asla yıpranmaz. Sağlam kalır.
Beraberken her şeyi unuttuğunuz insanlar var ya; işte onları unutmak çok zordur. Asla unutmayın; dostluk unutulmayacak kadar güzel, ender insanlarla yaşanacak kadar özeldir…
Bunu bilen biliyordur. Ya bilmeyenler?
Gerçek dostlar, dostluklar, zaman içinde onlara unutamayacakları dersi verirler…
Size sormam gerekir. Gerçek dost ile yıllar sonra karşılaşmak insana ne hissettirir?
Heyecan,
Mutluluk,
Şaşkınlık,
Sevinç.
Hangisi acaba?
İnanın insan bazen böyle bir tabloyu yaşar.
Yaşamalıdır da…
Hayatta ne zaman ne olacağını çoğu kez kestiremezsiniz. Akışına bırakılan yaşamda fırsat bulunca gezin, dolaşın… Dostlarınızı arayın…
“Bize bakmayın” diyeceğim ancak fırsat buldukça gezdiğimiz doğrudur…
Ülkemin her karışını merak ederek, gezmeyi severim. Yeni yerleri, görülmesi gerekenleri görmek dağarcığınıza yeni sayfaların eklenmesine vesile olur. Ufkumuz açılır…
“Karış karış gezdiğimiz yer çoktur” diyecek olanlar kadar, önündeki güzellikleri fark etmeyenleri de şaşkınlıkla izleriz. İki adımlık yurdumun albenisini görmeyenin, dünyanın ta öte ucuna gidip de hava basmasına aldırış etmem!..
Sorsanız, “Onlar da dünyanın diğer tarafından geliyor” tezini inatla savunurlar da, yabancı turistlerin ülkesinde gezmediği köşe bucak kalmadığını bilmezler!..
Bu konu da bambaşka…
Dönersek konumuza; bizim güzergâh Çanakkale olunca, yol üzerindeki eski/eskimeyen dostlara bir selam vermek için ana yoldan çıkıp, kentte uğrarım…
Akhisarspor eski kalecilerinden Bülent’in Ayvalık’ta olduğunu biliyordum. Akhisar Spor Adamları Derneği Başkanı ve Akhisar Spor Müzesi’nin yaratıcısı İbrahim Macana, sıkı sıkı tembihlemişti, “Yolun düşerse, kaleci Bülent’e uğra” diye…
Bülent Alacaoğlu, Akhisar’da başarıyla futbol oynayan ve kalecilik yapan bir arkadaşımızdı. Güzel günlerimiz geçti. Birkaç futbolcuyla birlikte Edremitspor’un şaşaalı olduğu yıllarda denenmek için Edremit’e bile gittiğimiz olmuştu…
Ayvalık’a yerleşti. İşini kurdu ve başarılı iş insanı oldu…
Uğradığımda İstanbul’daymış… Görüşemedik. İnşallah bir dahaki sefere diyerek yine ana yola çıktık ve bu kez de Burhaniye yeni durağımız oldu…
Biz “Tito” derdik, Yugoslav göçmeni olduğundan… Akgünspor, Akhisarspor futbol takımlarında beraber oynadık. Kasapoğlu’nun kahvesinde (Akgünspor Kulübü oradaydı) hemen hemen her gecemiz birlikte geçti… Aynı mahalleden de sayılırdık…
Naim Güler de Akhisar’dan göç edenlerden oldu… Burhaniye Ören’e yerleşti… Uzun yıllardır oradaydı ve emeklilik sonrası can sıkıntısından aldığı taksi ile turizme hizmet etmeye başladı…
Naim’i Ören’de taksi durağında sorduğumda “Merkezde” dediler… Taksisinin plakasını da verdiler… Ören’den Burhaniye merkeze giderek, durağa dönmesini bekledim. Geldiğinde de karşısında beni görünce yukarıda belirttiğim ifadelerle kucaklaştık…
Yıllar olmuştu görüşmeyeli…
“Yaşlandık” dedi. Ve eşime dönerek, “Yenge hatırlar mısın, Avni’nin çeyizini Akhisar’dan Karşıyaka’ya taşımıştık. En son Neriman Teyzenin (Annem) elime tutuşturduğu çiçekleri getirdim” dedi…
Ben unutmuştum, o hatırlattı…
Naim iyi bir insan, dost, arkadaş, kardeşten öteydi… Aslında bizim Akgünspor’un o günkü asları, yedekleri, aynı yaşıt olanlar Akhisar’da “dostluk, arkadaşlık, kardeşlik” için gerçek bir örnekti… Alexandre Dumas’nın başyapıtı “Üç Silahşörler” adlı eserindeki ünlü “Hepimiz birimiz, birimiz hepimiz için…” O gruba “cuk” diye oturacak bir söz oldu!
Naim’le geçmişin anılarını tazeledikten sonra, Burhaniye’de kadın basketbolunun sevildiğini, yıllardır liglerde takımlarının olduğunu anlattım.
Kadın basketbolu bir dönem Edremit Körfezinde rüzgâr gibi esmişti…
Güre Belediyesi’nin ilk ve son başkanı Kamil Saka’nın kurduğu ve efsane olan kadın basketbol takımının yarattığı modaya uyanlardan birisi Burhaniye Belediyespor kadın basketbolunun en üst liginde başarıyla mücadele etmişti. Avrupa arenasında da boy gösteren ekip halen de alt ligle olmasına karşın potada basket atmaya devam ediyor.
Kamil Saka’ya “Biz de kadın basketbol takımı kurarız” diyerek rakip olan Edremit Belediyespor, Zeytinli Belediyespor, Gömeç Belediyespor, Ayvalık, Küçükköy Belediyespor zaman içinde saman alevi gibi söndü… Güre’den sonra Edremit Belediye Başkanlığını da başarıyla yapan Kamil Saka’yı basketbol dünyası “Körfeze basketbolu getiren ve sevdiren başkan” olarak tanıyor.
Haksız da değiller…
Naim futbolcu olduğundan basketbolu kısa kestik, Akhisar günlerini yâd ettik…
Akhisar dediğinizde önce tütün, şimdi de zeytin akla geliyor… Elbette bir de köftesi meşhurdur. Akhisar çevresinde sıklıkla görürsünüz, “Akhisar Köfte” tabelalarını… Ülkenin dört bir yanında, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Azerbaycan, Amerika, Almanya, Belarus, Özbekistan başta olmak üzere pek çok ülkede de Akhisar Köftesi Ramiz ile tanınmıştır…
Siz MasterChef’i izleyip de köftelerle yapılan düello gecesinde “Akhisar Köftesi”ni gördüyseniz. Onu unutun. Yapılan köfte kesinlikle “Akhisar Köfte”si değil…
Akhisar Köftesinin şekli; sosis kalınlığında ve işaret parmağı uzunluğundadır. Kömür ateşinde pişer, tereyağında yağlanan tam buğday pidenin üzerinde servis edilir. Bu pide de genellikle meşhur MRD Pidesidir. Ufuk-Yılmaz Merde kardeşlerin odun ateşi fırınında pişer. Akhisar Köftesi 09.01.2018 tarihinde Türk Patent ve Marka Kurumu tarafından tescillenmiş ve coğrafi işaret almıştır. Akhisar Köfte’sinde kullanılan et, yörenin hayvanlarından elde edilmektedir. 0 dana eti, saf yemek tuzu, kuru soğan ve ekmek içi ile üretilen köftenin içerisine kesinlikle baharat eklenmemektedir. Tereyağlı pide ile servis edilen köftenin yağını ve suyunu muhafaza etmesi en önemli özelliklerinden biridir. Ünleri ülkemizi aşan ve mutfak şefliğinde ülkemizin en tanınırlıkta olan Mehmet Yalçınkaya, Danilo Zanna ve Somer Sivrioğlu'nu Akhisar’a davet ederek, Köfteci Ramiz veya Can Köfte başta olmak üzere herhangi bir Akhisar Köftesi yapan yerde ağırlamak ve Akhisar Köfte’sini ısmarlamak isterim…
Yediklerinde de “İşte Akhisar Köftesi bu” diyeceğim…
Akhisar zeytini, zeytinyağı, köftesinden önce Akhisarspor’u ile de tanınıyordu. Yanlış ellere düşünce tepetaklak giden ve borç batağına saplanan yeşil siyahlılar şimdi 3. Ligde de “Var mısın, yok musun?” misali alt sıralardan kurtulmaya çalışıyor.
Akçaabat Sebatspor’dan sonra Süper Lige çıkan ikinci ilçe takımı olan Akhisarspor, 2018 yılında Türkiye Kupası ve Süper Kupayı kazanan ilk ve tek Anadolu ilçe takımıdır.
Süper Ligde 7 sezon (2012-2019), 1. Ligde 4 sezon (2010-2012, 2019-2021), 2. Ligde 18 sezon (1984-1994, 1995-2001, 2008-2010 2021-2022), 3. Ligde 9 sezon (2001-2008, 2022, 2023), Amatör Ligde 15 sezon (1970-1984, 1994-1995) mücadele eden Akhisarspor Avrupa’da da 6 maça çıktı. R. Standard de Liège ile 0-0 berabere kalarak 1 puan alabildi…
“Adım adım uzaklaşıyorum şehrimden… Gurbet görünür uzaktan… Sıla ha kayboldu, ha kaybolacak… Yolculuk var ey! Gönlüm; Kim bilir hangi şehir yanacak…” diyen yazara inat yanan Akhisarspor olmasın yeter!
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!