Hangi meslekte olursa olsun. Başarının en önemli faktörlerinden birisi de yöneticilik.
Spordan tutun da, ekonomiye kadar aklınıza gelen “başarının mimarı”nın yönetici olduğunu görmemeniz için kör olmanız gerekir.
John Ray ne demiş biliyor musunuz?
“Sakin bir denizde, herkes kaptan kesilir.”
Önemli olan fırtınalarda kaptan olabilmek. Bunun için de; “En iyi kaptan, gemisini limana getiren” derler.
Açıkçası, yönetmek çok önemli…
Neresini yönetirsen yönet, bir de; ekibin çok iyi olacak.
Alexandre Dumas’ın sözünü bilmeyen yoktur: “Hepimiz birimiz, birimiz hepimiz için.”
Buna en güzel örnek “Karşıyaka Spor Kulübü Voleybol Şubesi Yönetim Kurulu…”
Kimse kusura bakmasın!
Gençler, tecrübelilerden çok daha iyi “yöneticilik örneği” sergiliyorlar… Üstelik, birbirlerine kenetlenmiş bir ekip olarak da, başarı zincirine her geçen yıl yeni yeni halkalar ekleyip, büyüyor ve büyütüyorlar…
Bir de “örnek” olup rol modelliği üstlenmiyorlar mı?
Bazıları hasedinden çatlayacak!.. Bırakın onları çatlasınlar!..
Arkalarından gizli gizli zinciri bozmak için neler yapıyorlar da, nafile!.. O zincir kırılmaz…
Nelson Mandela’nın şu sözüne kulak verin:
“Arkadan önderlik edin. Bırakın diğerleri önde olduklarını sansınlar…”
Bu yıl Karşıyaka voleybolda daha da etkin bir rol oynayacak. Bundan şüphem yok.
Ön planda olmasını sevmemesine karşın üstlendiği şube başkanlığını deyim yerindeyse “harika” yerine getiren Serkan Ergüven ve arkadaşlarına bu sezon için de başarılar diliyorum.
Bir spor gazetecisi, spor yazarı ve spor adamı sıfatlarının yanında, pek çok STK başkanlığım bulunmasına karşın, böyle bir ekibi yaratamamanın hep sıkıntısını çektiğimi de itiraf etmeliyim…
Ama şunu da söylemeden geçemeyeceğim.
“İşi doğru yapana yönetici, doğru işi yapana lider denir.”
Warner Bennis’in sözünden yola çıkıp bu güne kadar yaptığımız işin özeti de budur…
Neyse;
Yine dönelim Serkan Ergüven’e…
Spor yöneticiliğindeki başarısını, iş yaşantısına da aktarmış... İki yıldır Cennet Çeşme’nin kent merkezindeki Çeşme Marina’ya büyük bir hareket getirdi… Taş Plak’tan sonra Fritto markasını da patlattı ve marina gençlerle dolup taşmaya başladı…
Yöneticilik bu…
Ustası olarak, Erkut Şahin’in kulaklarını çınlatacağım… Son dönemde başımıza “yemek uzmanı” kesildi. Gittiği yerlerdeki nefis tatları anlata anlata bitiremiyor… Üstelik mutfağa da girip, bol keseden atıp tutuyor…
“Şöyle yemek yaparım, böyle yaparım…” diye!..
Bir gün çağır da tadalım bakalım…
Bilirsin, her zaman silahı önce çekerim…
Seni Çeşme’ye Fritto’ya davet ediyorum… Kalamar tava, çıtır şiş karides, panelenmiş çıtır sardalye, midye dolma… Hotdog, dürüm, patates kızartması… Bir de ev yapımı özel sosları deneyeceksin… Üstüne de dondurmalı irmik helvasını yiyeceksin…
Deniz ürünleri Yunan adalarında mı, yoksa Fritto’da mı daha güzel…
Test et ve not ver…
Taş Plak Restoran’ı soracak olursan. Orasını biz test ettik: “On numara, beş yıldız…”
Hele bir şaşlık yapıyorlar, inanılmaz lezzetli…
Manzarası nefis… Sahnedeki müzik dört dörtlük…
“Sen bırak Alaçatı’yı, Çeşme’ye bak” derlerse, haklı insanlar…
Göze, mideye, kulağa…
Her şey harika…
Keyifli bir akşam için daha ne olsun!..
Unutmayın, Taş Plak’tan sonra Fritto da bağımlılık yapacak…
Az daha unutuyordum... Liderlik ve ekip ruhu buralara da yansımış...
Dedim ya... Başarının sırrı yöneticilik diye!..
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!