Dünya ve Avrupa Fair Play Kongrelerinin yapıldığı kardeş ülke Azerbaycan’ın başkenti Bakü’de tanıdım, eski dünya şampiyonunu…
Türk ekibine gösterdiği yakınlığı inanın anlatamam… O kadar sıcakkanlı, dostça ve kardeşçe davrandı ki; adeta soframızda kuşsütünü bile eksik etmedi… Sadece bizle mi? Tüm konuklarla tek tek ilgilendi… Kongrenin “dört dörtlük” geçmesinde belki de en büyük pay sahibi kendisiydi…
Bahsettiğim dost, kardeş Olimpiyat ve Dünya Güreş Şampiyonu, Azerbaycanlıların sevgilisi, Azerbaycan Milli Olimpiyat Komitesi Başkan Yardımcısı, Azerbaycan Fair Play Komitesi Başkanı Hazar İsayev… Tüm dostlarının dediği gibi; “çok samimi insan.”
Bakü’de yayınlanan bir röportajında, kendisinden bahsedilirken, “Samimi insanlarla iletişim kurmak, sohbet etmek hem de kişide hoş bir izlenim yaratıyor. Ailesine çok bağlıdır Hazar öğretmen… Sporda, hem de özel hayatında elde ettiği başarılara göre babasına minnettar. Babasından örnek alan Hazar öğretmen işinde çok düzenli, disiplinli, titiz ve hem de özenlidir” diye söz ediliyor…
Gerçekten de bir haftalık kongre süresince yazılanları görmek, yaşamak bizleri son derece mutlu etti. Bakü’de bir kardeşimiz, dostumuz, arkadaşlımız oldu…
Serbest güreşte dünya ve çift Avrupa şampiyonu, SSCB (Azerbaycan kurulmadan önce) ve Azerbaycan'ın emektar spor ustası, Milli Olimpiyat Komitesi Başkan Yardımcısı, Azerbaycan Adil Oyunlar (Fair Play) Komisyonu Başkanı, Devlet Gümrük Komitesinin Spor Sağlık Merkezi'nin müdürü, gümrük hizmetinde Albay rütbesi olan Hazar İsayev 50. Yaşında olmasına karşın, 25’lik delikanlı enerjisinde…
“Türkiye’de Fair Play’in babası” olan üstadımız Erdoğan Arıpınar’ın “nazar boncuğu” olan ve kendisine “Pınar ağbey” diye takıldığı Azerbaycan’da efsane olan dostumuz Hazar, 1963 Ağdaş doğumlu.12 yaşına kadar bu şehirde okuyan daha sonra eğitimimi Bakü'de Spor Temayüllü Yatılı Okulu'nda devam ettirmiş… Ve 1980-1984 yıllarında okuduğu Azerbaycan Devlet Beden Eğitimi ve Spor Enstitüsü’nden ilk üniversite diplomasını almış… Askeri hizmetimi Moskova'da Ordu Spor Kulübü'nde yerine getirdikten sonra 1987 yılında Dünya Kupasının sahibi olarak kürsüye çıkmış. Birbiri peşinden gelen dünya ve Avrupa Şampiyonluklarından sonra 30 yaşında sporu bırakarak, bir süre Hatai ve Nizami bölgelerinde Bakı Şeher Baş Polis İdaresinde (Bakü Şehri) pasaport kaydı şubesi, Sabuncu Rayon polis bölmesinin reisi görevinde çalışmış. Bu arada okumaya devam ederek, 1992 yılında Bakü Devlet Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ni bitirmiş.
Şampiyon, babasının teşvikiyle güreşe başlamış. Bakın o günleri nasıl anlatıyor:
“Benim babam sporu çok seviyordu. Güreşiyordu. Onun hatta lakabı da vardı: "Şalvarcıran Ağeli". Bu lakabı ona pençesi kuvvetli olduğu için vermişlerdi. Milli güreş spor dalında büyük tecrübesi vardı.”
26 yaşında kız kardeşinin arkadaşına aşık olan ancak nişanlandıktan 5 yıl sonra evlenebilen Hazar, o günleri şöyle aktardı:
“Ablam okul resimlerini gösteriyordu. Resimdeki kızlardan biri dikkatimi çekti yaptı. Bacımdan sordum ki, bu kız kim? O da sanki beni bekliyordu, başladı o kızı anlatmaya… Annem de dedi ki, artık bir zaman, aile kurmalısın. Bizim zamanımızda böyle idi. Anne-baba beğenirdi, kızın veya oğlanın ağzı ne idi ki, artık söz desin. O zaman biz nişanlandık ve nişanlım beni beş yıl beklemek oldu. Çünkü o zaman Bakü'de evim, iyi işim yoktu. Toy elemek (düğün yapmak) artık maliyet gerektiriyordu. Beş yıldan sonra aile kurduk. "
Dünya, Avrupa ve Olimpiyat Şampiyonluklarına sahip olan Hazar İsayev’i neden anlattığımı merak ettiniz mi?
En büyük arzusu Türk ve Azeri gençliğine güreş öğretmek. “Devletimiz her zaman bağımsız olsun, halkımız ise müreffeh yaşasın“ diyen Hazar’ın bu konudaki düşünceleri şöyle:
“Şampiyonlar aynı zamanda da ahlaklı sporcuları yetiştirecek Türk-Azeri güreş okulunu yaratabilirim. Bu, benim en büyük arzularımdan biridir. Bu alanda büyük tecrübem var. Sporda kazandığım başarılar beni kamçılıyor. Böyle bir okul oluşursa, ömrümün kalan kısmını profesyonel sporcuların yetiştirilmesine adamış olurum. Ben hayatımda her zaman adalet ilkelerini üstün tutarak yaşamaya alışmışım. Ne kadar acı, zor karmaşık hayat yaşamama rağmen, hayatımdan memnunum. Gençliğimi spora kurban verdim. Şimdi de Türk ve Azeri gençliğine hizmet etmek istiyorum.”
Hazar’a “İzmir’de okul açılsa gönüllü gelir misin?” dediğimde aldığım cevap şu oldu:
“Türkiye bizim de vatanımız… Biz iki devlet bir milletiz. Böyle olanaklar sağlansın. Ben hazırım…”
Size bir Türk dostundan söz ettim… Bakü’ye yolunuz düşerse, Hazar İsayev’i görmek isterseniz, “Haydar Aliyev Hava Limanı"ndan başlayıp, nerede kime sorarsanız sorun mutlaka sizi onunla buluşturacaklardır…
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!