Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi’nin dünya ve Avrupa’dan “Büyük Ödül”leri kazanan Fair Play Komisyonu’nun “Fair Play Kervanı” 40. Durağı Sinop oldu. Vali Hasan İpek, belediye başkanı Baki Ergül, Sinop Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nihat Dalgın tarafından kabul edilen kervan üyelerinin “Kuzeyden parlayan yıldız: Sinop Üniversitesi”ndeki Fair Play Paneli ve Dünya’nın ilk ve tek Fair Play Karikatür Sergisi büyük ilgi gördü.
Fair Play’in futbol maçlarında topu taca atmak olmadığını vurgulayan ana fikir, fair play olgusunun özeti; içinizden gelen sesi dinlemek ve yaşadığınız topluma örnek olacak hareketlerde bulunmak… Bunları yaparken de, kesinlikle karşılık beklememenin erdemlik olduğu bilincinde birleşiyoruz…
Fair Play Komisyonu’nda mesleki yaşamımız ve spor adamlığındaki ustamız, duayenimiz Erdoğan Arıpınar’la birlikte omuz omuza ter dökmenin, her biri birbirinden değerli arkadaşlarımla çalışıp, ekibin bir parçası olmanın keyif ve mutluluğunu tarif edemem. Onurlu bir görevi sadece “karşılık beklemeden” yapmanın gururunu da sizlerle paylaşmak istedim…
Sinop, Batı Karadeniz’in bakir kalan yıldızı dersem abartmamış olurum. Kentte arabaların korno sesini bırakın, gürültü duymamanın hazzını büyük şehirde yaşayan bir vatandaş olarak kıskandım… Bir tek trafik ışığı görmedim. Tarih korunmaya çalışılmış ancak yine de diğer kentlerdeki gibi yılların ihmaline uğramış… Tarihi Sinop Cezaevini 2. Kez ziyaret edişimdi. Babıali’nin usta kalemi Burhan Felek’in de bir süre kaldığı cezaevinde hücresi korunan Sebahattin Ali’nin çalınan eserlerini dinlemek keyifliydi. Ancak hapishane her yönüyle ürkütücü!..
Hapishane kentin en çok merak edilen, ilgi duyulan ve ziyaret edilen yeri. Sebahattin Ali’nin hücresindeki yatağının başucuna balmumundan yapılacak bir heykeli ve diğer ünlülerin yine kaldıkları hücrelere yapılacak aynı heykelleri ilgiyi kat ve kat arttıracak diye düşünüyorum… İlgililere de öneriyorum…
Karadeniz kıyı şeridinin kuzeye doğru en çok sivrilerek uzanmış bulunan Boztepe Burnu ve Yarımadası üzerinde kurulan Sinop’un doğal güzellikleri anlatılmaz. Sinop’a meşhur mantısını yemek için gidenlerin kesinlikle ormanın, denizin bir nehir gibi kara içine girdiği Hamsilos Koyunu görmek lazım… Yaşanan yeryüzündeki doğal güzelliklerden birisi…
Sinop’ta güzel insanlarla da tanıştık… Öncelikle şunu itiraf etmeliyim ki, organizasyonun dört dörtlük geçmesinde insan faktörü çok önemli. İlin valisi, belediye başkanı, rektörü, dekanı… İşin ucundan tutunca güzellikler de peş peşe sıralanıyor… Hepsine tokalaşırken söylediğimiz teşekkürlerimizi bir de buradan iletmek boynumuzun borcu…
Sinop Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nihat Dalgın paneli sonuna kadar izledi. Panel öncesi ziyaretimizde ve sonrası sohbeti de oldukça keyif verdi. Spor Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Bekir Yüktaşır’ın organizasyonun kusursuz olması için büyük çaba harca harcadığı her an hissedildi. Ekibinin de hakkını yememek lazım. Ancak; iki gün bizimle, bir gün önceden Sinop’a gelip tüm hazırlıkların kusursuz olması için ter döken Fair Play Komisyonu Planlama Koordinatörü Teoman Güray’la birlikte emek veren üniversitenin basın yayın bölümündeki Burak Yazgan ve Hasan Doruk’a burada ayrı bir sayfa açmamız şart… Organizasyonda eksikliğin olmaması için gecelerini gündüzlerine katan Burak ve Hasan’ın rehberliğinde Sinop’un güzelliklerini görmek de, onları tanımak da ayrı bir şanstı…
Akşamüzeri iç denizin kıyısında çayla yediğimiz simidin tadını Erdoğan Ağabeyin üşümesi bile engelleyemedi… Okyanus’taki akşam yemeğinde Mert’in misafirperverliğinin yanı sıra her ne kadar kızartma diye yiyemediğim barbun ve mezgiti bizim kervan ekibi (Erdoğan Arıpınar, Semra Demirer, Remzi Yılmaz, Doç. Dr. Hürmüz Koç, İsmail Akçay, Teoman Güray) unutamayacak gibi… Yemek sonrası kahveleri içtiğimiz Alaaddin Cami avlu kuzey girişinin karşısında, 1262 yılında şehrin ikinci defa alınışı anısına Selçuklu Veziri Muinüddin Süleyman Pervane tarafından yaptırılan Pervane Medresesi’ndeki ortamda insanın bir daha kahve içesi geliyor…
Sinop ülkemiz “güzellikleri demeti”nin nadide çiçeklerinden birisi…
Kervan rotasını İstanbul’a, ardından ben İzmir’e, Hürmüz hocam Çanakkale’ye, İsmail ağabeyimiz Balıkesir’e çevirirken, Sinop’u özleyeceğimiz kesin…
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!