ANA SAYFA > Yazarlar > Atila İnce > Y Kuşağı ile Nasıl İletişim Kurmalıyız?

Y Kuşağı ile Nasıl İletişim Kurmalıyız?

Atilaİnce
Sosyal Medya :
04 Temmuz 2020, Cumartesi 21:00
2285 kez okundu

Y Kuşağı, 1980 ile 1999 yılları arasında doğan kişilerdir. Bunlara; Milenyum Kuşağı, Gelecek Kuşağı, www Kuşağı, Dijital Kuşak, Patlama Kopyası, Net kuşağı ve İndigolar da denilmektedir. Bu kuşak döneminde; İran-Irak Savaşı (1980-1988), Çernobil Faciası (1986) Berlin Duvarının Yıkılışı (1989), SSCB’nin dağılışı (1991), Körfez Savaşı, Küreselleşme Hareketi, Liberal Ekonomik Politikalar, Bilgisayarın Yaygınlaşması, İnternetin Doğuşu gibi küresel toplumun tamamına yakınını etkileyen olaylar yaşandı.  

Her şeyi sorgulayan bu kuşağın isminin, İngilizce “Why” sözcüğünden geliyor. Ülke nüfusumuzun yüzde 35’ini oluşturmaktadır.

Bir önceki yazımda, yaşayan kuşaklardan Sessiz Kuşak (1925 - 1945), Bebek Patlaması Kuşağı (1946 - 1964) ve X Kuşağı’nı (1965 - 1979) yazdım. Bu üç kuşak, içinde yaşadıkları tarihsel dönemin toplumsal ve ekonomik şartlarından etkilenerek aralarında önemli farklılıklar göstermekte. Yine bu üç kuşak önemli farklılıklar gösterirken, aralarında ortak özellikler gösteriyor. Örneğin ortak özellikler olarak; geleneksel özelliklere ve yerel karaktere sahipler; toplumsal bilinç düzeyleri yüksek, otoriteye saygılı, çalışmayı severler, statükodan yanadırlar, değişime karşı değiller ancak doğru anlatılırsa kabullenirler, teknolojiyi ihtiyaç kabilinde kullanırlar, tasarruf yaparlar, anne ve babalarına bakarlar, çok çocuklu aileden gelmişlerdir…

Y kuşağı kendinden önceki kuşakların özelliklerini alt üst edecek kadar önemli farklılıklar göstermektedir. Tam bir kırılma ve başkalaşım geçiren kuşaktır. Y kuşağı insanlık tarihinde “Bir çağın başlangıcıdır”. Yeni bir insan modelinin ortaya çıktığı kuşaktır. İnsanoğlunun düşünce ve davranış kalıplarının yeniden tasarlandığı ve yeniden yazıldığı bir kuşaktır. Y kuşağı bir milattır.

Y kuşağının temel belirleyicileri şunlar;

* Lider karakterli, yönetmeyi seviyorlar.
* İyi eğitim aldılar ve sürekli öğreniyorlar.
* Çok yetenekli ve başarı odaklıdırlar.
* Özgürlükçü ve bağımsızlıktan yanadırlar.
* Sosyal medyayı çok yoğun kullanıyorlar.
* Sosyal ve iktisadi alanda girişimcidirler.
* Hızlı ve değişken özellikli tüketim tarzları var.
* Yaratıcı, yenilikçi ve inovatif özelliklere sahipler.
* İş hayatında değişim ve dönüşüm dalgası yaratmıştır.
* Teknolojiyi yaşamın her alanında ustalıkla kullanıyorlar.
* Yeni dünya düzeninde globalleşmeye uyum sağladılar.
* Kitleye ait olan değil, kişiye özgü yaklaşımı benimsiyorlar.  
* Üretim tüketim dengesinde daha çok üreten bir nesildir.    
* Diğer toplulukların (ülkeler) akranlarına çok benzer göstermekteler.

Y kuşağının olumsuz yönleri
* Uzun hedefli plan yapmayı sevmiyorlar.
* Denetlenmekten ve kontrol edilmekten hoşlanmıyorlar.
* Otoriteye karşılar, çok çabuk çatışma yaşayabiliyorlar.
* Kafasına uymayan şeylere çok çabuk itiraz ediyorlar.
* Karşıt fikirde olanları acımasızca eleştirebiliyorlar.
* Çok çabuk iş ve meslek değiştirme refleksleri vardır.
* Olaylara ve olgulara kendi bakış açılarından bakıyorlar.
* Değerleri, ürünleri, kazanımları çok çabuk tüketme alışkanlıkları var.
* Çok sabırsızlar, hemen meslek edinmek ve para kazanmak istiyorlar.

Y Kuşağı tam bir orta kuşak konumundalar. En genci 21 yaşında, en yaşlısı 40 yaşında. Toplumun her katmanında ve alanında yer almaktalar.  Ailede; çocuk, anne, baba, çok az da olsa büyükbaba ve büyükanneye rastlayabiliriz.

Eğitimde; öğrenci, öğretmen, okul yöneticisi, akademisyen, üniversite yöneticisi.
Sporda; oyuncu, antrenör, spor yöneticisi,  
İş alanında; çırak, kalfa, usta, personel, teknik eleman, öğretmen, mühendis, doktor, avukat, politikacı,  Hem topluma yön veren, hem de toplumun beklenti ve istekleri karşısında yönlendirilen bir kuşaktır. Anne ve babalar ile akranlarına diğer kuşaklardan çok daha fazla düşkündürler. Bu kuşak döneminde okullarda çocuk gelişimi, aile içi iletişim, ergenlik dönemi gelişim özellikleri konularında eğitim çok yaygınlaştı. Ailelerin, çocuğumun psikoloji bozuldu kavramı bu kuşak döneminde ortaya çıktı. Okullar daha esnek mimari ve sosyal tasarımlar ortaya koydular. Bu kuşaktan önce, anne ve babaların çocuklarının geleceği için okuldan beklentisi “Eti senin kemiği benim” anlayışı hakimdi. Bu kuşakla birlikte, okul benim çocuğumu geleceğe hazırlayan ve ona değer katan bir kurumdur anlayışına bıraktı. Anne ve babaların çocuklarına düşkünlüğü bu kuşakta ortaya çıktı. Okula götürüp getirmeler, okul servisleri, parkta oynatmalar, çocuklar istiyor diye denize gitmeler, çocuklar istiyor diye ev yaşamını yeniden düzenlemeler...

Anne ve babaların kol kanat gerdiği nesildir. Anne ve babaların; çocuklarım benim arkadaşım, biz onlarla birer arkadaşız deyip, çocukları üzerinden kendilerini gerçekleştirmeye çalıştıkları kuşaktır Y kuşağı. Tabi, bu arkadaş olayı, sonradan yanlış bir kavram olduğu uzmanlar tarafından dile getirildi. Çocuklar, anne ve babalarının arkadaşı olamazlar. Ailenin doğal yapısına aykırıdır.  İkinci dünya savaşının travmatik hayatından nasibini almış, soğuk savaş döneminin ekonomik zorluklarını yaşamış ve Avrupa’da başlayan ideolojik olayları yaşayan bebek patlaması kuşağı ile ekonomik krizler, ideolojik çatışmaların ve sosyal çalkantıları yaşayan X kuşağının çocuklarıdır “Y” kuşağı.  

İşte bu nedenledir ki; zorluk ve sıkıntıları canında, boğazında ve yüreğinde hisseden bu iki tarvmatik kuşaktan olan “Y” kuşağı, atasının zorluklarla mücadele ve travmatik durumlarla başetme becerisini, hazır kendi geninde buldular. Kendilerinden önce yaşanılan sıkıntıları anne ve babaları yaşayınca dünyayı temiz gül bahçesi gibi buldular. Birde üstüne üstlük, ben yaşamadım, ben görmedim, ben çok zorluk yaşadım diyen anne babanın, “ Y” kuşağı üzerinde bir mentör gibi davranarak adeta kişisel gelişimci gibi destek vererek, bu kuşağı daha özgürlükçü, girişimci, yenilikçi ve başına buyruk bir kimliğe büründürdü.  

Kişilik Özellikleri
Adalet duyguları çok yüksektir. Haksızlığa tahammül edemiyorlar. Kendilerine daha eşitlikçi ve hakkaniyet içinde davranılmasını istiyorlar. Öğrenmeye sonuna kadar açıklar. Değişime çabuk uyum sağlıyorlar. Geleneksel ve otoriter yaşam tarzını sevmiyorlar. Dışa dönük ve sabırsızlar. Güven duyguları yüksektir. Bir otorite tarafından verilen görev sorumlulukları ancak kendi inanırsa yerine getiriyor. Yapacağı her işin mantığını ve gerekçesini sorguluyor. Evlilik kurumuna karşı çok tedbirli ve gerekirse erteleyebiliyor. Evliliğe hazır olma kavramı bu kuşak döneminde ortaya çıktı. Önceki kuşaklarda, evliliği daha çok aile bireyleri istediği diye evlilik yapılırdı.   Sahip olduklarını yetinme yerine, bir ay sonra çıkacak yeni ürünün hayallerini yaşıyorlar.  Kendinden önceki kuşakların temel özelliği olan çok çalışmayı, bu kuşak esneterek işlevsel bir çalışma anlayışı beklentisi içindeler. İş ortamında eğlenmeyi ve keyifli vakit geçirmeyi çok seviyorlar.  Otorite ile çatışan ilk kuşaktır. Otoriteyi ve kendilerine yapılan baskılamayı sevmiyorlar. İstekleri çok, beklentileri yüksektir.  Çok sabırsızlar isteklerinin "hemen-şimdi" olmasını istiyorlar.  Birinci öncelikleri hayattan zevk almak için yaşamaktır. Bebek patlaması ve X kuşağı ideolojik bir kuşak, ancak Y kuşağı çok pragmatik bir kuşaktır. Önceliği ideoloji değil, güçlü ve mutlu olabileceği bir iş ve meslek istiyorlar. Açık fikirli, pratik, sonuç odaklı ve araştırmayı seviyorlar. Daha çok kısa vadeli planlar yapıyorlar, uzun vadeli planları daha az yapıyorlar. Başkalarıyla uyum sağlamak yerine, kendilerine uyum sağlanmasını istiyorlar.  

Ekonomik ve Sosyal yaşam
Sosyal medyayı etkin kullanıyorlar. Sosyal medyada çok vakit geçirebiliyorlar. İnternet üzerinden iş ve meslek edinebiliyorlar.  Spor yaparak sağlıklı yaşamayı benimsiyorlar. Dengeli ve sağlık beslenmeye önem veriyorlar.  Burada bir gözlemimi paylaşacağım; Bundan 2-3 yıl önce çalıştığım okul, ilkokul ve ortaokul bir aradaydı. İlkokul öğretmenleri X kuşağı, ortaokul öğretmenleri Y kuşağındandı. Öğle arası olunca, geleneksel olan ilk akla gelen, X kuşağı öğretmenlerinin öğretmenler odasında zaman geçireceği, Y kuşağının öğle arasını çevrede kafelerde ve farklı aktivitelerle vakit geçirileceği sanılabilir. Ama bunun tam tersi, X kuşağı öğretmenleri kafede atıştırmalık birşeyler yiyiyor, ya da yemek siparişi veriyordu. Çayını kahvesini de oradan temin ediyordu. Peki Y kuşağı öğretmenleri ne yapıyordu, yani daha genç olanlar, akşamdan hazırladığı yiyeceklerini çantasından veya sefer tasından çıkarıp öğretmenler odasında yiyiyorlardı. Çayını kahvesini, okulun çay ocağından kendileri yapıp birlikte içiyorlardı. Y kuşağı kendilerine disiplinli ve kurallı yaşamın dayatılmasını istemiyorlar, ancak kendi iradeleriyle disiplinli ve kuralları yaşamı kendinden önceki kuşaklardan daha fazla yaşıyorlar.   Önceki kuşaklara göre fiziki mağazalardan daha az alışveriş yapıyorlar, daha çok sanal mağazadan alış verişlerini yapıyorlar.  Yemek yiyeceği bir mekana gitmeden önce, bu mekanı bilen kişilerden araştırıyor, mekanı sosyal medyadan görüntüsünü izliyor. Kitap alırken veya kitap seçiminde arkadaşlarının görüş ve düşüncesine başvuruyor, kitap hakkında sosyal medyadan araştırma yapıyor. Telefon konuşması yerine, Messenger, whatsapp gibi iletişim ağlarıyla iletişimi gerçekleştiriyorlar. Gerçekci ve nesnel yaşamak isterler, hayali ürün ve hayali projelere pek rağbet etmezler. Onlar için hayat somut ve elle tutulabilir olmalıdır. Bebek patlaması kuşağının “çalışmak için yaşamak” ve X kuşağının “yaşamak için çalışmak” anlayışı Y kuşağında; “İş ve yaşam dengesine” dönüşmüştür. Bir anda bir çok etkinliği bir arada yaparlar. Hem yemek yerler, hem whatsapp’tan yazışırlar; hem ders çalışırlar, hem müzik dinlerler; hem iş seyahatinde bulunurlar, hem de aynı anda turistik gezi yaparlar; hem spor yaparlar, hem kulaklıkla müzik dinlerler. Toplumsal ayrışmaya ve ötekileştirmeye karşılar. İdeolojik ve inanç farklılığına çok saygılılar. Arkadaşlık ve dostlukta ideolojik ve inanç farklılığını önemsemezler. Önce insan olması ve keyifli birliktelik yaşamaları öncelikleridir. X Kuşağı kariyer planlama yaparken, Y kuşağı çok gözü karadır, eğitimini aldığı mesleğinin dışına çıkabilir, iş değiştirebilir, farklı beceriler peşinde koşabilir. Y kuşağı, kendisini karar verme sürecine dahil eden, ilham veren, iletişim becerileri gelişmiş işveren veya yönetici istiyor. Katı, sert talimat ve emir gerektiren mesajlara karşı direnç gösteriyorlar. Bu şekilde davranan yönetici istemiyorlar. Yöneticilerinden lider ruhlu, kapsayıcı, astlarına değer veren, amaca birlikte yürüyen, ortak duygudaşlık kurmalarını bekliyorlar.

Nasıl İletişim Kurulmalı

1. Ailede, iş yerinde, spor ve kültür alanında karar süreçlerine dahil edin. Düşüncelerini sorun, karara katmaya çalışın.  

2. Bu kuşak katı ve kuralcı yaşamı sevmiyor. Esnek olun ve ilişkiyi daha ortak noktada buluşturmaya çalışın.

3. İstek ve beklentilerinizin gerekçesini açıklayın. Makul ve mantıklı açıklamasını yapın.

4. Hayali, afaki, soyut, görünmeyen iş ve eylemlerden hoşlanmıyorlar. Ne isteyecekseniz ve ne yapacaksanız, somut ve elle tutulur olmasına özen gösterin.

5. Bunlarla birlikte bir iş yaparken değişime açık olun, yenilikçiliğini destekleyin.

6. Dinleyin, önemseyin ve değer verin. Bu hak vermek değildir. Varlığını fark etmektir.

7. Bir gruba, kitleye ait olan değer yargılarıyla değil, kişiye özgü yaklaşım ortaya koyun.  

8. Ortaya koyduğu düşünce ve eylemleri karşısında geri bildirimde bulunun. Mutlaka geri dönüş yapın.

9. Dış motivasyonu çok önemserler, övgü ve ilgi bekliyorlar. Hak etmişse, bu konuda cömert olun.

10. Ortaya koyduğu bir işi veya eylemi denetlemek ve kontrol etmekten ziyade, gelişmesini sağlayacak yönde rehberlik edin.

11. İletişimde onların iletişim dilini kullanmaya çalışın. Sosyal medyayı kullanın, elektronik iletişimi kullanın, internet yoluyla iletişim imkanı sağlayın.

12. Uzun hedefli planlar yerine kısa ve dilimlere bölünmüş planlar yapın.

13. Uzun uzun nasihatler ve temenniler yerine; kısa, özlü ve somut ifadelerle beklentileri ortaya koyun.

14. Eleştirmeyin, yargılamayın ve suçlamayın; yanlışlarını somut ifadelerle olumsuz etkilerini ortaya koyarak ifade edin.

15. Yeteneklerine ve zihinsel dünyalarının gelişimine imkan sağlayın ve destek olun.


PAYLAŞ

Yazara Ait Diğer Makaleler

22.02.2021 Dostoyevski’nin “Yeraltından Notlar” Romanı

11.02.2021 Dostoyevski’nin “Kumarbaz” Romanı

05.02.2021 Fizyoterapist Eda Aslan’dan İnsanlık Dersi

01.02.2021 Tolstoy’un “Savaş ve Barış” Romanı

27.01.2021 Dostoyeviski’nin “Suç ve Ceza” Romanı

20.01.2021 Recep İvedik filmleri üzerine

14.01.2021 Travma paylaşımlarının ne yararı var?

08.01.2021 2020 Yılının Kahramanı Doktorlarımız Hemşirelerimiz ve Sağlık Çalışanlarımızdır

01.01.2021 Mutluluk

30.12.2020 Korku

26.12.2020 Üzüntü

21.12.2020 Kaygı

12.12.2020 Hurdacıdan çalar saat aldım

07.12.2020 Psikolojik sağlamlık

30.09.2020 30 Eylül Psikolojik Danışmanlar Günü kutlu olsun

25.09.2020 Neşet Ertaş’ı minnet ve saygıyla anıyoruz

20.09.2020 Çocukluğumuzdaki anılarımız yaşam kumbaramızdır

14.09.2020 İletişim Duygu Alışverişidir

08.09.2020 Taş’ın Hayatımızdaki Yeri

31.08.2020 Genç Kızlarımız Avrupa Şampiyonu

29.08.2020 Neden İyilik Ederiz..?

25.08.2020 Başkalarının Tesellisi Akılcı Olmalı

21.08.2020 İzmir’in Simgesi Hasanağa Bahçesi'ni Kirletmeyin

17.08.2020 Yüz Yüze Eğitimin Ertelenmesini Fırsata Dönüştürebiliriz

13.08.2020 Eğitim Fakültesi - 5

11.08.2020 Siyasal Bilgiler, İktisadi ve İdari Bilimler, İşletme ve İktisat Fakülteleri - 4

10.08.2020 Hukuk Fakültesi - 3

06.08.2020 Mühendislik ve Mimarlık Fakülteleri - 2

05.08.2020 Sağlık Alanında Eğitim Veren Bölümler - 1

30.07.2020 Meslek Seçimi Yaparken Nelere Dikkat Etmeliyiz?

23.07.2020 Liseleri Tanıyalım ve Hangi Liseyi Tercih Etmeliyim?

17.07.2020 Liselere Tercih İşlemleri Nasıl Yapılacak?

10.07.2020 Z Kuşağını Anlamak

01.07.2020 Kuşaklar

26.06.2020 Coronavirüs Sonrası Toplumsal Değişim

23.06.2020 Üniversite Adaylarına ve Anne-Babalara Öneriler

21.06.2020 LGS ve YKS'nin Haziran ayında yapılması doğrudur

19.06.2020 Ergüven: Önümüzdeki sezon Sultanlar Ligini hedefliyoruz


SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.


yükleniyor

Köşe Yazarları

Anket

Yeni İnternet Sitemizi Beğendiniz mi?