ANA SAYFA > Yazarlar > Atila İnce > Üzüntü

Üzüntü

Atilaİnce
Sosyal Medya :
26 Aralık 2020, Cumartesi 22:23
1108 kez okundu

Bireyde, istenilmeyen bir olayın veya bir durumun gerçekleşmesi ya da istenilen bir olay ya da durumun gerçekleşmemesi halinde ortaya çıkan ruh halidir. Duygusal yönden; elem, keder, hüzün, karamsarlık şeklinde ortaya çıkar. Davranışsal yönden; en sık görülen ağlama, el ayak titremesi, tedirginlik, durgunluk şeklinde de kendini gösterebilir.

Üzüntü, kişilik temelli bir duygudur. Üzüntü duymak, kötü bir şey değil. Hatta hiç üzüntü duymamak, kötü bir şey. Bireyin bir iç hesaplaşmasıdır. İç dünyası ile dışa dünyası arasında bir denge durumudur. Bir arınmadır, yenilenmedir, geriye çekilip bir güçlenmedir, kendi olmaktır...

Doğal ve naif insani bir duygudur. Hepimiz bu duyguyu sık yaşıyoruz. Üzüntünün bireyde bıraktığı olumsuz etkisi insandan insana değişir. Aynı olay ve durum karşısında kimi çok üzüntü duyarken, kimileri orta düzeyde üzüntü duyar, hatta bazı insanlar da hiç üzüntü duymayabilir.

Üzüntü, bireyin ahlak ve vicdan anlayışıyla çok yakından ilgilidir. Kişiliğimizin ve karakterimizin sigorta görevi gibidir. Yaşadığımız ve maruz kaldığımız olaylar karşısında saldırganlık ve agresif davranışları önleyici ve törpüleyici bir görevi de üstlenmektedir. Örneğin, maruz kaldığımız bir haksızlık karşısında, üzüntü duygumuz körelmiş ve yok olmaya yüz tutmuş ise, yerine saldırganlık davranışı ortaya çıkabilir.

İnsan duyguları üzerine araştırmalar yapan Paul Ekman'a göre altı temel duygu; "üzüntü, mutluluk, sinir, şaşkınlık, korku ve tiksinme". Üzüntü, bireyin yaşadığı normal ve temel bir duygudur. Üzüntünün anormalliği, bireylerin kişilik özelliklerine bağlı olarak yaşanılan bir olay ya da durum karşısında gösterdiği dengesizlik ve ölçüsüzlük halidir.

Mutluluk ile üzüntü birbirine zıt iki duygudur. İnsanlar, bu iki zıt duygu arasında gidip gelirler. Mutluluk ve üzüntü arasında yapılan sağlıklı yolculuklar bireyin psikolojik sağlamlığına önemli bir göstergedir.

Üzüntü içinde olan bireylere nasıl yaklaşmalıyız? Nasıl bir iletişim içinde olmalıyız?

Bizim toplumumuzda üzüntü; kötü, zafiyet, güçsüzlük, hemen terk edilmesi gereken bir duygu olarak kodlanmıştır. Üzüntü duyan birine yaklaşım tarzımız, daha çok güç yitimi içinde olan, zayıflık gösteren, kurtarılması gereken biri olarak görülür. Üzüntü duyan kişiye yardım edecek ve destek olacak kişi, bireyin üzüntüsünü görmemezlikten gelme, kişiyi suçlama, baskılama, ayıplama davranışı şeklinde tepkisini göstermemelidir.

"Üzülecek ne var?", "neden üzülüyorsun?", "hayat üzülmeye değmez", "amaaan boş versene", "sende hemen her şeye üzülüyorsun" gibi sözler, üzüntü içinde olan kişiyi yok saymaktır, değersizleştirmektir, insan yerine koymamaktır. Dahası, nezaketsizlik ve hoyrat bir iletişim tarzıdır.

Böyle sözler karın doyurmaz, doyurmadığı gibi de göz çıkarır, kaş yarar. Öyle geleneksel, otoriter, zorlama şeklinde yardım biçimi, içinde yaşadığımız insan çağında değer görmüyor.

Her alanda zerafet ve nezaket içinde olmalıyız. Bu tür durumlarda, öznel ve kişisel yargılardan sıyrılıp karşımızdaki bireye değer veren, ona saygı duyan ve olduğu gibi kabul eden bir yaklaşım göstermeliyiz.

Üzüntü duyan bireye öncelikle saygı duyun. Yaşadığı duygunun doğruluğuna bakmaksızın olduğu gibi kabul edin. Kabul etmek, hak vermek değildir. İçinde yaşadığı durumu anlamaya çalışın, ancak anladığınızı her fırsatta ifade etmeye çalışmayın. Anlamanız, sizin yardım desteğini doğru yapmanız için gerekli, anladığınızı ifade etmeniz empatik davranışı kaybeder. Hiç kimse, kimsenin ne yaşadığını tam anlayamaz.

Yanına yaklaşın, yakınız ise dokunun ve sarılın. Aile fertleriyseniz dokunmak ve temas etmek iyi gelir. Aile fertleri değilseniz, dokunmak çok ters tepebilir, hatta hiç dokunmamak bile gerekir. Sonra güven veren bir ses tonu ile fark edildiğini ve yaşanılanları tanımlayan iki üç objektif cümle sarf edilebilir. İletişime geçildiğini ve fark edildiğini bilmesi için bir iki soru sorulabilir. Gereksiz ve fazla soru, güvensizlik ve tedirginlik yaratabilir. Yardım edebileceği ya da hazır olduğu belirtilir. Gerekirse su ve acil bir temel ihtiyacı giderilebilir. Konuşmak istiyorsa, aktif dinleme dediğimiz, dinleme davranışı gösterilir.

Eğer, ağlıyorsa, ne olur ağlamasını kesmeyin. Cinsiyet fark etmez. Sessizce bekleyin. Ağlamak iyidir, üzüntünün verdiği acıyı azaltır. Duygusal yükün hafiflemesine neden olur.

Birey, isteğine bağlı olarak bulunduğu ortam değiştirilebilir. Daha güvende olacağı bir yere götürülebilir veya taşınabilir. Yaşadıkları veya maruz kaldığı durum sorgulanmamalı, suçlanmamalı ve ayıplanmamalı. Yardım ve destek veren kişiler kendini otorite konumuna sokmamalı, durum hakkında değerlendirme yapmamalı, kritik yapmamalı...

Üzüntü duyan birine yardım etmeyi bilmiyorsanız, yanında sessizce durun, sizden bir şey isterse kendine ve topluma zarar vermeyecek bir şey ise yerine getirin. Bu bile, soruna yüzde elliden fazla çözüm getirir.

Üzüntü yok edilmemeli, kayıp olması için çaba gösterilmemelidir. Üzüntünün, yavaş yavaş terk etmesi ve normale dönmesi için sabırla bireye yol arkadaşlığı yapın.

Üzülmek ayıp değil, hiç üzülmemek de iyi değil.

Keyifli bir hafta sonu diliyorum.


PAYLAŞ

Yazara Ait Diğer Makaleler

22.02.2021 Dostoyevski’nin “Yeraltından Notlar” Romanı

11.02.2021 Dostoyevski’nin “Kumarbaz” Romanı

05.02.2021 Fizyoterapist Eda Aslan’dan İnsanlık Dersi

01.02.2021 Tolstoy’un “Savaş ve Barış” Romanı

27.01.2021 Dostoyeviski’nin “Suç ve Ceza” Romanı

20.01.2021 Recep İvedik filmleri üzerine

14.01.2021 Travma paylaşımlarının ne yararı var?

08.01.2021 2020 Yılının Kahramanı Doktorlarımız Hemşirelerimiz ve Sağlık Çalışanlarımızdır

01.01.2021 Mutluluk

30.12.2020 Korku

21.12.2020 Kaygı

12.12.2020 Hurdacıdan çalar saat aldım

07.12.2020 Psikolojik sağlamlık

30.09.2020 30 Eylül Psikolojik Danışmanlar Günü kutlu olsun

25.09.2020 Neşet Ertaş’ı minnet ve saygıyla anıyoruz

20.09.2020 Çocukluğumuzdaki anılarımız yaşam kumbaramızdır

14.09.2020 İletişim Duygu Alışverişidir

08.09.2020 Taş’ın Hayatımızdaki Yeri

31.08.2020 Genç Kızlarımız Avrupa Şampiyonu

29.08.2020 Neden İyilik Ederiz..?

25.08.2020 Başkalarının Tesellisi Akılcı Olmalı

21.08.2020 İzmir’in Simgesi Hasanağa Bahçesi'ni Kirletmeyin

17.08.2020 Yüz Yüze Eğitimin Ertelenmesini Fırsata Dönüştürebiliriz

13.08.2020 Eğitim Fakültesi - 5

11.08.2020 Siyasal Bilgiler, İktisadi ve İdari Bilimler, İşletme ve İktisat Fakülteleri - 4

10.08.2020 Hukuk Fakültesi - 3

06.08.2020 Mühendislik ve Mimarlık Fakülteleri - 2

05.08.2020 Sağlık Alanında Eğitim Veren Bölümler - 1

30.07.2020 Meslek Seçimi Yaparken Nelere Dikkat Etmeliyiz?

23.07.2020 Liseleri Tanıyalım ve Hangi Liseyi Tercih Etmeliyim?

17.07.2020 Liselere Tercih İşlemleri Nasıl Yapılacak?

10.07.2020 Z Kuşağını Anlamak

04.07.2020 Y Kuşağı ile Nasıl İletişim Kurmalıyız?

01.07.2020 Kuşaklar

26.06.2020 Coronavirüs Sonrası Toplumsal Değişim

23.06.2020 Üniversite Adaylarına ve Anne-Babalara Öneriler

21.06.2020 LGS ve YKS'nin Haziran ayında yapılması doğrudur

19.06.2020 Ergüven: Önümüzdeki sezon Sultanlar Ligini hedefliyoruz


SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.


Muttalip Benli Muttalip Benli 27.12.2020

Teşekkürler hocam. Yazılarınızı keyifle okuyorum ve bazılarını da paylaşıyorum. Yeni yılınız kutlu olsun... Saygılarımla,

yükleniyor

Köşe Yazarları

Anket

Yeni İnternet Sitemizi Beğendiniz mi?