Recep İvedik film serileri çok izlendi, hakkında çok yazıldı çizildi. Kimileri filmin argo içerdiğini, kaba saba davranışlar sergilendiğini ve toplumun değer yargılarını zorladığını dile getirdi. Kimileri de Recep İvedik tiplemesinin espirili, güldürücü ve eğlenceli olduğu yönünde görüş belirtip filmlerin izleyicisi oldular.
Recep İvedik-1’de; Minik ve masum otomobiliyle şehirlerarası yolda giderken, yol kenarında iki güzel bayan, durması için el kaldırıyor. Bayanların arabası arızalanmıştır, çaresiz kalmışlardır. Recep İvedik, insanlık örneği ve yardımseverlik duygusuyla, duruyor. Arabadan nezaketli ve saygılı bir şekilde iniyor, sonra bayanların masumiyetini görünce kabalaşıyor ve nobranlaşıyor. Bayanlardan birine çok nazik davranırken diğerine kabalık ve saygısızlık yapıyor. Ama yine de bu iki bayana yardımcı oluyor. Daha sonra da kendi arabası bozuluyor ve yolda kalıyor.
Recep İvedik-1’de; İstanbul’da bir cüzdan bulur. Cüzdan sahibi, Antalya’da beş yıldızlı bir otelin sahibidir. İade etmek için büyük zorluklarla sahibine ulaşır, cüzdanı teslim eder. Karşılığında yüklü bir çek teklifi alır, ancak dürüstlük ve insanlık adına kabul etmez. Otelden ayrılırken, çocukluk aşkının otele girdiğini görür. Otel sahibinden otelde konaklaması için istekte bulunur. Bu isteği kabul görür ve otelin tüm imkanlarından yararlandırılır. Ancak otele verdiği zarar daha önce kendisine sunulan çekin karşılığından daha büyüktür. Bir taraftan bulduğu cüzdanın karşılığında çeki kabul etmeyerek dürüstlük ve iyi insan örneği sergiliyor. Diğer taraftan da çocukluk aşkına rastlamanın verdiği büyük haz ve sevinciyle, kabalık ve hoyratça yaşam tarzı ortaya koyuyor.
Recep İvedik-2’de; Yogo yapmak için bir merkeze başvuruyor. Gayet nezaketli ve zarif bir şekilde görevli ile iletişim kuruyor. Sonrasında yogo çalışmasına başlamak için salona girdiğinde bir minder alıyor, yere oturuyor, yogo yapanlara eşlik ediyor. Bu esnada olabildiği kadar spontane ve rahat davranıyor. Yogo yapan bayanların nezaketinden istifade ederek kabalaşıyor. Ancak, bu davranışları grup arkadaşları ve özellikle yogo hocası tarafından öfke ile karşı çıkılıyor.
Recep İvedik-3’de; Sevgilisiyle tiyatroya gidiyor. Mısır patlağı alıyorlar, sahne başlamadan çatır çutur ses çıkararak yiyor. Sevgili, ses çıkarmamasını ve nezaketli olması yönünde uyarıyor. Tiyatroda mısır patlağı yenir, deyip yemeğe devam ediyor. Arkadaki izleyicilere uzatıyor. İkisi ikramı alıyor, üçüncüsü elini uzattığında mısırı çekiyor, senin elin kirli ve az önce lavabodan gelmiştin, elini yıkamadın diyor. Burada kendi kabalığının farkında değil, ancak mısır patlağını vermediği izleyicinin elinin yıkayıp yıkamadığı sorguluyor. Kendi hoyratlığını görmüyor, başkalarından zerafet ve nezaket bekliyor.
Recep İvedik-4’de; Kredi çekmek için bankaya gider. İçeri girdiğinde nezaketinden ayakkabısının altının tozunu bile temizler. Şube müdürünün odasını bulur, selam verir, içeri girer. Masumca ihtiyaç kredisi talebinde bulunur. Eli ayağı, oturuşu ve nezaketi beyefendi tarzındadır. Kibarca kredi miktarını söyler. Şube müdürü, bu kredi miktarının çok olduğunu ve bu talebinin karşılanamayacağını belirtir. Sonrasında, Recep İvedik, bankaya girişindeki nezaketini alt üst edecek şekilde tüm hoytratlıklarını ve kabalığını ortaya koyar. Şube müdürünü azarlar, nobran bir tavırla argo sözler sarf eder, sokak ağzı cevaplar verir, neredeyse sözlü tacize doğru gider. Daha da olmadı şube müdürüne rüşvet bile teklif eder.
Recep İvedik filmlerinin hemen her karesinde bu karakterlere rastlayabiliyoruz. Toplumun yarısı, filmi kaba, nobran ve toplumun ahlaki değerlerine ters olduğu yönde eleştiri getirdi. Toplumun diğer yarısı, Recep İvedik tiplemesinin kaba, nobran ve toplumun değerlerini alt üst etmesini örnek almadığını, güldürücü ve eğlendirici yanını çok sevdiğini ileri sürdüler.
Aslında Recep İvedik, tiplemesiyle, içimizden biri. Her karesi tanıdık ve bildik davranışlar. Gizliden gizliye kısmen de olsa bu tür davranışlara çok rastlamaktayız. Bir çok sahnesi tanıdık geliyor. Filmin bir çok sahnesini gerçek hayatta benzerine çok rastlayabiliyoruz.
Recep İvedik bir tiplemedir, toplumsal karakterin ve toplumsal içgüdünün film sahnesine yansımasıdır. Bu tiplemelerin toplumda örneklerine her gün rastlayabiliyoruz. Bu tiplemeleri yapanlar ve ortaya koyanlar; güya doğal, özgüveni yüksek ve haksızlığa karşı geliyor anlayışıyla hareket etmekteler.
Bir taraftan Recep İvedik, kabalığın en alasını sergilerken kendinden daha çetin birine karşı çok masum ve başı eğik hal alıyor. Biraz gözünü kestirdiğine rastlayınca basıyor bağırtıyı ve kabalığı. Burada kişilik tiplemelerini de deşifre ediyor. İnsanların çıkarları olduğunda, bukalemun gibi yol ve yöntem değiştirdiğini ortaya koyuyor. Mesela, elime fırsat geçti deyip de gerekli gereksiz ne imkanlar varsa kullanmak isteyen bir tiplemeye de rastlayabiliyoruz.
Dikkat edilirse, İvedik daha çok film sahnelerinde, saf ve temiz kalpli insan tiplemeleri üzerinden oyununu sahneliyor. Hep iyi insanların üzerinden hoyratlıklarını ve kabalıklarını sergiliyor. Burada, iyi insanların, kaba ve nobran tiplemelerinin ağına düşebileceğini ifşa ediyor. Çoğu zaman kandırıyor, aslında kandırdığını sanıyor. Ama iyi insanlar hiçbir zaman değerlerinden taviz vermiyor. Hiç biri de İvedik’in seline kapılmıyor. Naif, saf ve nezaketli insanların toplumsal ilişkilerde istismar edilebileceğini, bu kişilerin üzerinden nemalanmak isteyenlerin olabileceğini dile getiriyor.
Mesela yine, çocukluk aşkıyla iletişim kurmak için her türlü kabalığı ve hoyratlığı yapıyor. Ancak çocukluk aşkına ulaşınca ve iletişime geçince öyle nezaketleşiyor, öyle masumlaşıyor ki, parmak ısırtacak cinsten… Burada kabalıkla ve nobranlıkla elde edilen amacın, elde edildikten sonra kişilik ve karakter değiştirdiğine dikkat çekiyor. Recep İvedik burada, toplumsal davranış kalıplarını eleştiriyor, yargılıyor ve açığa vuruyor. Bakın bu tiplemeler böyledir diyor…
Çelişkiler içinde bir hayat tarzı sergileniyor. Nerede ne yapacağı belli olmayan karakterlere tanık olabiliyoruz. İzleyiciyi şaşkına çeviren, hayrete düşüren bu da olmaz dedirten tepetaklak davranışlara tanık olabiliyoruz. İnsan ilişkilerin ve toplumsal yaşam tarzında çelişkilere dikkat çekiyor.
Recep İvedik, hedefe giden her yol mubahtır anlayışını ve başkaları üzerinden kendini gerçekleştirmek isteyen bireylerin yaşam tarzını oynuyor. Kabalığı, zorbalığı ve fırsatçılığı olabildiğince işliyor. Bu istenmeyen nobran davranışların gardını ortaya koyuyor.
Recep İvedik içimizden biri. İnsanların içinde gizlediği ve bastırdığı duyguları oynuyor. Bu toplumun içinde yetişti ve büyüdü. Oynadığı sahneleri uzaydan getirmedi, ısmarlama da değil, bir başka ülkede de yaşamadı. Yaşadığı toplumun insan ilişkilerini ortaya koyuyor.
Ah şu kural kaide olmasa, işte şu Recep İvedik gibi yaşamak isterim dediğimiz tiplemedir, bu İvedik tiplemesi. Azgın ve kontrol edilemeyen davranışlar sergiledikçe, içimizde bir ferahlık oluşuyor. Demek ki ortaya koyduğumuz davranışları başkaları da yapabiliyormuş, diyoruz. Gişe rekorlarının kırılmasının nedeni de budur aslında. Tanıdık ve bilinen bize yabancı gelmeyen karakterler var.
Toplumsal içgüdümüz tüm çıplaklığı ile sergileniyor. Her insan kendinden bir şeyler bulabiliyor. Kendimizi görebiliyoruz bu filmde. Filmi seyrederken çoğumuz helal sana Recep İvedik diye haykırdığı oluyor.
Film, komedi-güldürü gibi görünse de aslında sosyal-psikoloji içerikli bir film. Toplumsal bir tiplemedir. Bir kişilik karakteri analizidir. Vahşi bir kurnazlığın sonuçlarının sergilenmesidir.
Recep İvedik, toplumu kandıran ve insanları aldatan insanları deşifre ediyor. Bakın ben bu tiplemeyi oynuyorum, aslında bunların iç yüzleri ve toplumsal ilişkileri böyledir diyor. Benim ortaya koyduğum tiplemelere dikkat edin, onları deşifre diyorum diyor.
Her insanın içinde bir Recep İvedik var. Kimi insanlar bu İvedik tiplemesini olabildiğince ve hoyratça ortaya koyuyor, bunu da özgüven ve doğallık kılıfına uydurarak yapıyor.
Kimi insanlar, içindeki İvedik tiplemesini, karakter yapısı ve toplumsal baskılar nedeniyle kontrol edebiliyor. Bu insanlar içindeki İvedik’i yönetebiliyor. İvedik’i törpüleyebiliyor, kişiliği ve karakteriyle bu tiplemeyi iyi yönetmesini biliyor.
İnsan içindeki İvedik’i, vücutta oluşan bir cerahatin kanayıp akması gibi olanca haşmeti ve gücüyle ortaya koyarsa, toplumsal çatışmalar yaşar ve giderek yalnızlaşır.
İnsan içindeki ivedik’i, yüreğindeki sevgi, kalbindeki güzellikle birleştirirse dengeli bir yaşam tarzı orataya çıkar, toplumla barışık ve yaşam gücü artarak mutlu bir insan olur.
Nasıl sevdiniz mi Recep İvedik filmlerini? Çok zekice kurgulanmış, bu toplumun derinliklerine inilmiş ve ruhundan beslenmiş sahneleri bize sunuyor.
O içimizden biri, o bir toplumsal içgüdü, o bir kişilik tiplemesi…
Recep İvedik filmlerini izleyin, insanı anlatıyor.
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!