Psikolojik sağlamlık; bireyin çevresine karşı hoşgörülü olması, duygularını kontrol altında tutabilmesi, zihinsel ve duygusal esnekliğe sahip olması, bireyin zorluklar karşısında yılmaması, iyi ve olumlu halinin sürdürülebilir olması diyebiliriz.
Bireyin iç dünyasındaki çalkantılı durumlar, yaşadığı ve maruz kaldığı tehlikeli durumlar, istenmeyen durumlar, riskler, ani ve hızlı değişiklikler, olumsuz yaşantılar bireylerin ruh sağlığını tehdit edici bir durumdur.
Bireylerin psikolojik sağlamlık düzeyi düşükse; İç çatışmalar ortaya çıkar. Çevresiyle çatışma yaşar, kavga eder ve öfke kontrol sistemi çöker. Benmerkezci bir yapıya bürünür, hep haklılık peşinde koşar, çevresinin kendini anlamadığını savunur, başkalarının sınırlarına girer. Üretkenliği ve yaratıcılığı düşer. Sürekli bir şeyleri eleştirir, yargılar veya suçlar.
Psikolojik sağlamlık düzeyi düşük bireyler, insanla çok uğraşır, başkalarının üzerinden kendini gerçekleştirmeye çalışır ve sürekli ego
tatmini arayışı için olur.
Peki, psikolojik sağlamlığı artırmak için ne yapmak gerekir?
1. Öncelikle bireyin kendini tanıması, duygu ve davranışlarını doğru
tanımlaması gerekir.
2. Kendi ve çevresiyle yaşadığı sorunların üstesinden gelebilecek
zihinsel ve duygusal yönden derin bir değişime inanması, bu yönde çaba
ve arayış içinde olması gerekir.
3. Kalıplaşmış yaşam tarzının dışına çıkmalı, beynine sürekli farklı
uyarıcılar göndermeli, rutini bozmalı, değişiklik ve yenilik içinde
olmalı.
4. İlgi ve yeteneğini geliştireceği, mutlu olacağı, hoşça vakit
geçireceği yaşantısal imkanlar yaratılmalıdır. (Spor, kitap okuma,
doğa yürüyüşü, gezinti, hobi edinme, eş-dost ziyareti, çeşitli
kurslar, yeni beceriler edinme gibi...)
5. Kendine, doğaya ve topluma karşı olumlu bakmalı ve olumlu
düşünebilmeli. Yaşama ve geleceğe karşı umut beslemeli.
6. Topluma yararlı işler yapmalı. Çevreyi geliştirmeli ve değişime
inanmalı. Yenilik arayışı içinde olmalı.
7. Başaracağına olan inancını yüreğinden hiç eksik etmemeli.
Psikolojik sağlamlık düzeyi yüksek bireyler, elbette üzüntü, korku, endişe, kaygı gibi olumsuz duygulara maruz kalabilir ve yaşayabilir.
Bu durum o kişinin psikolojik sağlamlığının zayıfladığını göstermez. Önemli olan bireylerin, bu istenmeyen olumsuz duygulardan makul bir
süre sonra normale dönmesi, yaşadığı travmatik durumu sağlıklı bir şekilde atlatabilmesidir.
Duygular, bizim dünyada varoluşumuzu, güçlü olmamızı ve bizim yönümüzü tayin eden kişiliğimizin önemli yapı taşlarıdır.
Duygularımızı, doğru ve yerinde yaşamalıyız. Yaşayamadığımız ve içimizde esir ettiğimiz duygularımız bir süre sonra bizi yönetmeye başlar. Eğer duygularımızı yönetebiliyorsak, psikolojik sağlamlık düzeyimiz iyi durumdadır.
İnsan kendi kendini geliştirebilen ve iyileştiren bir varlıktır. Bizim gayretimiz ve çabamız, bir çok olumsuz durumun üstesinden gelebilecek güçte.
Yaşam kalitemizi artırarak, daha dayanıklı ve üretken bir birey olma yönünde gelişme gösterebiliriz. Yaşam bir süreçtir. Bu süreç, akıl
yoluyla ve yaşam disiplini içinde sürdürülmelidir. Kendini iyi yöneten daha başarılı olur.
Bizim psikolojik sağlamlığımız yetmiyor, çevremizdeki insanların da psikolojik sağlamlık düzeyinin yüksek olması gerekir.
Herkese sağlıklı ve zinde bir yaşam diliyorum.
Sevgi ve saygılarımla.
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!