2021 yılının ilk günü mutluluğu yazmak istedim. Olumlu bir duygu ve düşünceyle yeni yıla merhaba demek istedim. Mutlu bir yıl olsun, biz ona mutluluk verelim, oda bize mutluluk versin. Hayat mütekabiliyet (karşılıklılık) ilkesine göre yaşanıyor.
Bundan önceki son üç yazımda sırayla kaygı, üzüntü ve korku’yu yazmıştım. 2020 yılında yaşadığımız, duygulara da karşılık geliyordu. Bu olumsuz duyguları nesnel biçimde ortaya koyarak, normal bir duygu olduğunu belirtmeye çalıştım. İyi yönetilmesi durumunda çok fazla zarar görmeyebiliriz. Hatta bizi geliştirebilir de…
Hayatta tüm uğraşılarımız var olmak, güç olmak, gelişmek ve sonunda da mutlu olmaktır. Mutluluk, yaşamın içine ekilmiş bir tohum gibidir. Bu tohumu yeşertip, gün yüzüne çıkarıp büyütecek olan bizleriz. İnsanlığın mutluluk serüveni, bir ev kadının çiçek tohumunu saksıya ekip, dal budak olması yolundaki uğraşısı sonucunda elde ettiği sevinçtir.
Daha önceki yazılarımda da belirttiğim üzere, duygu konusunda araştırmalar yapan Paul Ekman’a göre mutluluk; altı temel duygudan biridir. Yani mutluluk, canlı varlık olan insanın yaratılışına kodlanmıştır. Her insan, mutluluk kodlarıyla dünyaya gelir. Uygun şartlarda ortaya çıkar. İnsanoğlu, hep mutluluk arayışı içindedir. Bütün gayemiz ve çabamız hayatta mutlu olma üzerine kuruludur.
Tüm siyasal sistemler, halkını mutlu etmek için vardır. İnsanlar mutlu olmak için bir araya gelirler. Bir aile mutlu olmak için varlığını sürdürür. Bir örgüt veya toplulukta, insanlar mutlu olma temeli üzerinde bir arada bulunurlar. İnsanlar mutlu değilse, anlamlı bir birliktelik olmaz.
Mutluluk deyince aklımıza; sevinç duymak, gülmek, hoplayıp zıplamak, şen olmak, huzurlu olmak, kendimizi iyi hissetmek gelir. Böyle olabilmek, o kadar da kolay değil. Sorumluluk gerektirir, çalışmak gerektirir, fedakarlık gerektirir. Öyle durduk yerde mutlu olunmaz.
Mutluluk nedir? Nasıl mutlu oluruz? Mutlu olmak için ne yapmalıyız?
Mutlu insanı; Bir insanın kendini bilmesi, saygılı olması, olumlu olması, üretmesi ve paylaşımcı olması anlayışı üzerinden tanımlamaya çalıştım. Anadolu’nun yetiştirdiği bilge insan, Yunus Emre’nin “kendini bilmek” felsefesi, Amerika’lı danışma psikoloğu Carl Rogers’in “insana koşulsuz saygı” anlayışı, Fransız sosyolog Auguste Comte’nin “pozitif/olumlu düşünce” felsefesi, Amerikalı iktisatçı ve mühendis Frederick Winslow Taylor’un üretim felsefesi, Antik Yunan felsefecisi ve bilim insanı Aristoteles (Aristo)’nun paylaşım felsefesini günümüz toplumuna uyarlayarak, mutlu insanın karakteristik özellikleri ortaya koymaya çalıştım.
“Kendini bilmek”; Bir insanın kendini tanıması, gücünü bilmesi, yeteneklerinin farkına varması, ne yapacağı ve ne yapamayacağını bilmesi mutlu olma yolunda önemli bir adımdır. Ben kimim? Bulunduğum yerde varlık sebebim nedir? Var olan yeteneklerimle ne yapabilirim? Bu soruların cevabını sağlıklı bir şekilde veren insan mutlu olur. Hak etmediğiniz bir şeye uzanmak, sahip olmak sizi mutlu etmez. Kendini bilen insanın mutlu olmaya hakkı var. Kendini bilmeyen insanın mutlu olması, denizde para aramak gibidir. İnsan ne yapabileceğini ve ne istediğini bilirse, çevresiyle dengeli ve sağlıklı ilişki geliştirir. Eldekilerle yetinmek, daha fazlasını elde etmek içinde hakkını verebilmektir.
“Saygılı olmak”; Bu kavram, nasıl bir insan yetiştirmek istediğimizin cevabıdır. İnsan, içinde yaşadığı sosyal ve fiziksel çevreye saygılı olmalıdır. Sosyal çevrenin ve etrafındaki tek tek insanların hakkına hukukuna, benliğine, kişiliğine, fiziksel varlığına saygı göstermelidir. İnsan kendini içinde yaşadığı sosyal çevrenin üstünde görmemeli. Etrafındaki insanları değersizleştirmek ve karalamak ancak mutsuz
insanın halidir. İnsan, içinde ne varsa dışına onu taşırırmış. İnsan, etrafındaki insanlara kötülük ederek, demoralize ederek beslenmemeli. İnsan, başkaları üzerinden kendini gerçekleştirmemeli. İnsan etrafına ve çevresine değer katmalı, etki yaratmalı, aranılan kişi olmalıdır. İnsan ilişkilerinde kendi değer yargılarımızdan arınıp, öznel bakış açımızdan sıyrılıp, insana insan olduğu için değer vermeliyiz. Kendini eğitemeyen insan, başkalarıyla ilişkisini yönetemez. Başkalarına nasıl davrandığınız kadar insansınız..!
“Olumlu olmak”; Hayat, zorluk ve meşakkatlarla dolu. Adını sayamayacağımız ve farkına varamadığımız engeller ve tehlikeler hayatımıza ağlarını örmüştür. Kolay olan içinde bulunduğumuz şartları kabullenmektir. Ancak bu durumda, ne kadar yol alabiliriz, ilerleyebiliriz... Zor olan, durumun farkına varıp, tanıyıp, üstesinden nasıl gelinebileceğine kafa yormak ve araştırmaktır. Her zorluğun bir çıkış yolu vardır. Her derdin bir çaresi var. İnsan, tehlike ve zorluklar karşısında yılgınlığa kapılmadan daha az zararla işin içinden nasıl çıkabilirim, sorusunun cevabını aramalıdır. Karşılaştığı bu durumdan öğrenebileceği ve ders alınması gerektiren durumların olabileceğini bilmelidir. Bir Çin atasözü der ki; “İyimser insan, her felakette bir fırsat; kötümser insan da her fırsatta bir felaket görür”. Hayata olumlu bakabildiğin, umutla bakabildiğin ve istediğin kadar mutlu olursun.
“Üretmek”; Şu kavramı çok duymuşsunuzdur; üreten insan, mutludur. Evet, hakikaten öyle… Üretiyorsan, değiştiriyorsan, geliştiriyorsan, çevrene değer katıyorsan mutlusun. Üretmek, her anlamda ve her alanda üretmektir. Bir meslek sahibi, mesleğinin gereğini yerine getirerek mutlu olur. Bir yönetici, kendinden beklenen görev ve sorumluluklarını yerine getirerek, çalışanlara moral ve motivasyon sağlayarak, örgüte ilham vererek mutlu olur. Bir çiftçi, kaliteli ve iyi ürün elde ederek toplumun ihtiyacına yönelik çalıştığı için mutlu olur. Bir fabrikada kaliteli ürün ortaya koymak için çalışan işçi mutludur. Bir baba çocuklarını güvenli bir şekilde yarınlara taşıyarak, örnek bir kişilik ortaya koyarak mutlu olur. Bir anne çocuklarına, sevgi, şefkat, beslenme ve barınma gibi temel ihtiyaçlarını gidererek mutlu olur. Bir kağıt toplayıcısı, sabahın erken saatinde, iki kollu arabasını arkasına takarak çöplerden topladığı atık malzemeleri gün sonunda toptancı hurdacıya sattığında, evine çay, şeker, ekmek alarak evinin yolunu tutuyorsa mutludur. O hurdacının karısı da, kocasına sabah kahvaltı hazırlayıp, kapıdan çıkarken, “sana şans diliyorum, bereketli bir gün olsun, senden umutluyum” diyerek gönderdiğinde mutludur. Kocası eve geldiğinde, “sen benim kahramanımsın, çocuklarımın rızkını sen kazanıyorsun, çok sevdiğin kuru fasulye ve pilav ocakta seni bekliyor” dediğinde eşine sevgi, şefkat ve merhamet ürettiği için mutludur. Hele bir de; “bugün hep seni düşündüm, yorulmuştur, soğuksa üşümüştür/sıcaksa terlemiştir, dedim, yemekten sonra topladığın atıkları birlikte ayrıştıralım, biliyorum sen çok yoruldun…” dediğinde mutlu, aydın ve bilge bir kadın olur. Eşine sevgili olma, çocuklarına aile olma bilinci, kendisi de zor ve çetin şartların birleştirici gücü ve harcı olduğu için mutludur.
“Paylaşmak”; Hayatta var olanı, elde olanı, birlikte kazanılanı dostça, hakça paylaşan insan mutludur. Güneşin güzelliğini, yağmurun bereketini, gecenin mahmurluğunu, gündüzün aydınlığını paylaşmaktır mutluluk. Sevmek, saygıda bulunmak, fedakarlık göstermek, anı birlikte geçirmek, bir arada yürümektir, paylaşmak. Pastör, kuduz aşısını; Edison, lambayı; Graham Bell, telefonu; John Logie Baird, televizyonu; Alexander Fleming penisilini; William Harvey, kan dolaşımını bulmasaydı ya da bulupta paylaşmasaydı, bu insanların adı bu güne kadar gelir miydi? Her ne yaparsak yapalım, her davranışımız ve hareketimiz insanlık adınadır. Her eylemimiz insanlık içindir. İnsan, evrende bir noktadır ve gözle görünmeyen kılcal bağlantılarla içinde bulunduğu sosyal ve fiziksel yaşama bağlıdır. Hiç kimsenin hareketi, tek başına ve kendini bağlamaz. Davranışın sorumluluğu kişiye aittir. Ancak, sonuçları tüm insanlığı etkiler.
Yılın ilk günü bir mutluluk yazısı olsun istedim. Aklımdan ve yüreğimden dökülenleri sizlerle paylaştım. Yeni yıla umut, sevgi, barış ve mutluluk içinde girelim. Mutlu olmak için de çaba sarfedelim. Hayat bir mücadeledir. Bu mücadeleden gelişerek, üreterek ve paylaşarak yolumuza devam edeceğiz.
Mutlu olmak öyle kolay değil, zor olanı yaptığınızda mutlu olursunuz.
Bir işte zorlanıyorsanız, yoruluyorsanız bilin ki mutlu olma yolundasınız.
Yeni yılda mutlu olun.
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!