Hasanağa Bahçesi İzmir’in Buca ilçesi Adatepe Mahallesi sınırları içinde 96.000 m2 alana sahip. İtalyan iş insanı Levanten Aliotti’ye ait olan bu bahçe, 1926 yılında varisleri tarafından satışa çıkarılmıştır. Ödemiş’in tanınmış ailelerinden Sarıgöllü Hasan Ağa bahçeyi satın almış. O yıllardan itibaren Hasan Ağa, bahçesini halkın kullanımına açık tutmuştur. İzmir’in tarihi simgelerinden olan bu bahçe o zamandan bu zaman kadar halk arasında “Hasan Ağa Bahçesi” olarak bilinmekte.
Hasanağa Bahçesi’nin geçmişten günümüze kadar olan sürecine bir göz atalım;
1985 yılında; Yönetmenliğini Atıf Yılmaz’ın yaptığı, başrollerinde Müjde Ar, Aytaç Arman, Macit Koper gibi yıldızların oynadığı, “Adı Vasfiye” filminin birçok sahnelerine görsel fon olmuştur. Film, 23. Antalya Film Festivalinde 3. olmuştur.
1986 yılında; Buz pateni, çocuk parkları, hayvanat bahçesi, yapay şelale, piknik alanı, kafeterya, nikah salonu yapılarak dönemin Cumhurbaşkanı tarafından açılışı yapılmış. Giriş ücretli olup, hafta sonları eğlenmek isteyen insanlarla dolup taşarmış.
2003 yılında; Yeşil alanı güçlendirme, 4 piknik alanı, 1 çocuk oyun alanı, 2 basketbol sahası, 1 duvar tenis sahası, tribünlü güreş alanı, kondisyon alanı, 1400 metrelik yürüyüş yolu, 40 araçlık otopark, oturma yerleri, meryemana havuzu yapılmış. Etrafını çevreleyen duvar, İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından kaldırılmış.
Parkın açılışını o zamanın İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Priştina yapmış. O zamanın Buca Belediye Başkanı Cemil Şeboy da açılışa katılmış. Şeboy, konuşmasında Priştina’ya dönerek, “Çocukluğumuzda seninle, bahçenin duvarlarından atlayarak içeri girerdik, çayır çimende top oynardık. Şimdi, o zamanın duvarlardan atlayarak içeri giren iki çocuktan biri duvarları yıktı, Hasanağa Bahçesi’nin Buca halkı ile bütünleşmesini sağladı” der.
2006 yılında; Buz pateni, izolasyan sorunları nedeniyle, jimnastik salonuna dönüştürülmüştür.
2013 yılında; 1400 metrelik kauçuk kaplamalı koşu parkuru, 1000 metrelik bisiklet yolu, 2 basketbol sahası, tenis kortu, kaykay pisti, tuvalet, 50 araçlık otopark, 2 çocuk parkı, küçük araba pisti yapım ve düzenleme çalışması yapılmış. Engellilerin yaşamını kolaylaştırmak için gerekli mimari düzenlemeler yapılmıştır. Sanatçı Edip Akbayram’ın verdiği konserle açılış yapılmıştır.
2017 yılında; ekolojik ömrünü tamamlayan ve devrilme tehlikesi olan 138 ağaç kaldırılmış, yerlerine, çam, çınar, ıhlamur, erguvan ağaçlarından oluşan 300 ağaç dikilmiş. Bitki dokusunda gençleştirmeye gidilmiştir.
2018 yılında; Çiğdem KILIÇASLAN (Adnan Menderes Üniversitesi Ziraat Fakültesi Peyzaj Mimarlığı Bölümü) ve Emine MALKOÇ (Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Peyzaj Mimarlığı Bölümü) “Buca Hasanağa Bahçesi’nin Kullanım Sürecinde Mekânsal Analizi” konulu “Akademik Ziraat Dergisi”nde yayımlanan bir araştırması var. Araştırmada Hasanağa Bahçesi’nin İtalyan Laventen Aliorti’nin bahçeyi nasıl kullandığı, Hasan Ağa’ya bahçenin el değiştirmesini, 1930 yıllarda bahçenin tasarımını; günümüzde bahçesinin peyzajını, halkın kullanım özelliklerini, mekânsal değerlendirmelerini, parkın kullanılabilirliğini, bahçenin geliştirilmesi ve iyileştirilmesi yönünde rehberlik etme gibi konulara yer verilmiştir.
Adı geçen araştırmada; “Loures et al” şöyle diyor; “Parklar farklı görüşte insanları bir araya toplayan demokratik “ortaklıklar” olup, insan sağlığı, çevre ve finans konularını teşvik ederek son yıllarda giderek yok olan toplumsal ve sosyal canlılık duygusunu arttırmaktadır”.
Hasanağa Bahçesi her yaştan ve her sosyolojik katmandan insanlar burada zaman geçirmekteler. Toplumun ortak değerlerinin yaşandığı, toplumsal kaynaşmanın olduğu, insanların varoluşunu ortaya koyduğu bu güzide Bahçe, toplumsal dinamikleri ve hareketlilikleri birbirleriyle uyuşturduğu; bir arada yaşama alışkanlıklarının geliştirildiği bir yerdir. Beceri ve yeteneklerini geliştirmek isteyen insanlardan tutun da, serbest zamanlarını keyifli geçirmek, ortak birliktelikler yaşamak, spor yapmak, kültür etkinliklerde bulunmak isteyen insanların buluştuğu bir havzadır burası.
Hasanağa Bahçesi, İzmir’in simgesi olmuştur. Buca ile özdeşleşmiştir. Buca halkı için bir referans noktasıdır. Tabiat dokusu ile kentsel dokunun buluştuğu yerdir. Buca’nın can damarıdır, atardamarıdır, nefesidir, oksijenidir… Halkın ortak kültür alanıdır. Hayatın kendisidir, yaşamın rengidir…
Hasanağa Bahçesi, Buca’nın akciğeridir. Akciğer, vücudumuzdaki kirlenen kanı temizleyip, kalbimize gönderir. Hasanağa Bahçesi de akciğer görevi görüyor. Halkın günlük yaşam sürecindeki stresi, can sıkıntısı, moral bozukluğu gibi olumsuz durumları, akciğerin vücutta kanı temizlediği gibi, insanların iç dünyasındaki istenmeyen ruh hallerinden arınmayı sağlıyor. İnsanların, içinde yaşadığı durumdan hızlıca normalleşme sürecine geçişi sağlıyor, dinginleşmiş ve dinlenmiş bir şekilde tekrar günlük yaşamın içine sokuyor.
Gelişme çağında spor yapan (Basketbol, Voleybol, tenis) gençler, arkadaşlarıyla buluşmak isteyenler, çayır çimende piknik yapanlar, sabah yürüyüşü yapanlar, koşu yapanlar, bisiklet sürenler, çocuk parkında oynayan çocuklar, dalın altında sere serpe uzanıp sohbet edenler, spor okullarının antrenman yapan gençleri, serinlemek isteyenler Hasan Bahçesi’nin insan toplulukları.
Hasanağa Bahçesi’nden hergün sabah, bahçenin çaprazından bahçeyi ikiye bölerek geçerim. Yüzyıllık çam ağaçlarının kokusu, çınar ağaçlarının görkemli yükselişi, zeytin ağaçlarının barışseverliği, ıhlamur ağaçların kokusunu içime çekerek yürürüm. Ev köpeklerinin çimlerde tin tin yürüyüşleri, kedilerin yiyecek gözcülüğü, kargaların yerde yem arayışları, kuşların cıvıldayışları güne başlamak için ayrı bir canlılık verir bana..! Zemin yemyeşil çim, ağaçlar rengarenk, havada bol oksijen… Sabah işe başlamama ilham kaynağı olur. Akşam iş çıkışında, sabah tattığım ilhamı almak için yine uğrarım bu bahçeye. Yürüyüş parkurunda (1400 metre) üç tur atarım, bu doğal ve otantik ortamda yürüyüş, bana günün yorgunluğunu unutturur. Spor yapan, yürüyüş yapan, dinlenen insanların mutlu halleri beni hep mutlu etmiştir.
Bu kadar laf ettikten sonra gelelim önemli bir meseleye..! Özellikle pazartesi sabahı temizlik işçilerinin yoğun uğraşılarına tanık olurum. Bazen sohbet ederim bu insanlarla. Bu güzelim bahçe hafta sonu adeta çöp bahçesine dönüşmekte. İçim cız eder bu çöpleri yerde sere serpe gördükçe… İçilip atılmış içecek kutuları, kuruyemiş kabukları, artık yiyecekler, naylon poşetler, plastik şişeler, çam şişeler, eskimiş eşyalar… Bir şehrin çöp boşaltma alanı gibi olur bahçenin yemyeşil çimleri…
Neden böyleyiz? Neden çevreyi temiz tutmayız? Neden çevreye saygımız olmaz? İnsan oturduğu, üzerinde yatıp uzandığı, arkadaşlarıyla birlikte olduğu, misafirlerini ağırladığı yemyeşil çimi neden kirletir. Evimizdeki halı, kilim neyse Hasanağa Bahçesi’nin zemini de öyle.
Hasanağa Bahçesi’nin temiz tutulması yönünde önerilerim olacak;
* Kamu spotu şeklinde, küçük levhalara yazılar yazılarak çevreye saygı bilinci ve bahçenin temizliğin anlatılır.
* Hasanağa Bahçesi’nin içinde çevre bilinci ve doğal çevrenin korunması yönünde uzmanlar tarafından konferans, toplantı gibi etkinlikler yapılabilir.
* Yerel radyo ve televizyonlarda sık sık gündeme getirilerek, bahçenin temizliği ve korunması konusunda programlar yapılabilir.
* Bahçenin bir köşesine serbest konuşma meydanı/kürsüsü oluşturularak, haftalık belirlenen konularda bahçenin temizliği ve düzeni hakkında gençler ve insanların konuşma yapmalarına imkan hazırlanır.
* Dernek, vakıf gibi çevreye duyarlı sivil toplum kuruluşlarının gönüllüleri bahçede bir etkinlik dahilinde temizlik çalışması yaparak model bir davranış ortaya koyması sağlanabilir.
* Buca’da her derece ve kademedeki okullarda Hasanağa Bahçesi’nin korunması, temizliği ve hijyeni konularında proje, ödev, araştırma ve etkinlik tarzında çalışmalar yapılması teşvik edilebilir.
Sosyal psikolojide toplumun aksayan ve geri kalan bir yanını düzelttiğinizde, bu iyileştirme toplumun diğer bütün kılcal damarlarına ve gözeneklerine sirayet eder.
Bu şunun gibi bir şeydir, spor insan fizyolojisini geliştiren ve iyileştiren bir etkinliktir. Ancak, sporun yararı bununla kalmıyor, bireyin zinde olması, psikolojik sağlamlık, hastalıkları koruyucu gibi vücudumuzda birçok alanın iyileşmesini sağlamaktadır.
Buca’da Hasan Bahçesi, bir nimet, bir büyük zenginlik, bir büyük terapi kliniği gibidir. Bu bahçe topluma daha fazla artı değer katabilir, topluma yararı çarpan etkisi yaratabilir.
Hasanağa Bahçeci bir ciğerdir, bu ciğeri temiz tutalım. Yazık etmeyelim bu toplumsal organımıza, insanlığın gözbebeğine, İzmir’in simgesine, Buca’nın tarihsel varoluşuna..!
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!