Eğitim fakülteleri, öğretmen yetiştiren yükseköğretim kurumlarıdır. Öğretmenlik mesleği okul ve eğitim kurumlarında yürütülen bir meslektir. Bir insan mesleğidir, insanla uğraşılan, insanın hayata hazırlanması sürecinde gelişimini yönetir.
Ülkemizde, 93 eğitim fakültesi ve 3 eğitim bilimleri fakültesi olmak üzere 96 eğitim fakültesi var. Eğitim bilimleri fakülteleri daha önce, eğitim bilimlerinin anabilim dalları olan “eğitim yönetimi”, “eğitim programları ve öğretim” “ölçme ve değerlendirme” gibi bölümler vardı. Bu bölümler lisans düzeyinde kapatıldı. Eğitim bilimleri alanında sadece “rehberlik ve psikolojik danışma” bölümüne lisans düzeyinde öğrenci alınmaya devam edilmekte.
Eğitim fakültelerinin tüm bölümlerine bu yıl en düşük sıralama 300 bininci aday yerleşebilecek. Yani eğitim fakültelerinin baraj sıralaması var. YÖK giderek eğitim fakültesi bölümlerinde ve kontenjanlarında daralmaya gidiyor. Ülkenin ihtiyacı kadar öğretmen yetiştirmek, kaynakların etkin ve akılcı kullanılması için gereklidir.
Eğitim fakültelerinin mezunlarının iş alanları, diğer fakülte ve bölümler gibi değil. Başka fakülteler, mezuniyet sonrası, farklı alanlarda ve sektörlerde iş bulabilme imkanları vardır. Örneğin mühendislik fakültesinin endüstri mühendisliği bölümünü mezunu, aldığı üniversite eğitimi ve bilimsel akılla girişimciliğiyle çok farklı sektörlerde iş bulabilir, iş kurabilir, çalışma faaliyeti yürütebilir. Bir örnek daha; İktisadi ve İdari Bilimler fakültesi işletme bölümü mezunları, endüstri bölümü mezunları gibi farklı alanlarda ve sektörlerde iş imkanı bulabilir, iş kurabilir, iş geliştirebilir. Üniversite eğitimi üzerine farklı alanlarda mesleki gelişim ve eğitim almak, hibrit iş veya hibrit meslek denilmekte.
Eğitim fakültesi mezunları, “öğretmen” unvanı alır. Öğretmenlik mesleği, okul ve kurumların dışında başka bir yerde yapılmaz ve icra edilmez. Mesleğin iş alanı, çok net ve bellidir. Devlette, okul ve eğitim kurumlarında. Özel sektörde okul ve eğitim kurumlarında.
Öğretmen olan kişinin çalışacağı ortam ve mesleği nasıl sürdüreceği çok belirgindir. Eğitim fakültesini bitirenler, dükkan açamaz, kendi işini kuramaz, fabrikada öğretmenlik yapamaz, işletmelerde öğretmenlik yapamaz, öğretmenlik bürosu açamaz… Bazı branşlar bu duruma istisnadır. Yazının sonlarında açıklayacağım.
Üniversite tercihlerinde eğitim fakültesi bölümlerini tercih etmek isteyen adaylara bazı tavsiyelerde bulunacağım. Bu tavsiyelerim öğretmenlik mesleğinin gerektirdiği özelliklerdir.
1. Çocukları ve gençleri sevmek: Çocuklar ve gençler öğretmenlik mesleğinin merkezindeler. Çocuklar ve gençler mesleğin icra edildiği canlı kaynaklardır. Bunlar olmadan meslek icra edilemez. Öğretmenlik mesleği çocuk ve gençleri sevmekle başlar. Seviyormuş gibi de değil, yürekten ve candan sevmek gerekir. Fedakarlık yapmak gerekir, yaşamlarına dokunmak gerekir, beraber öğrenme yolculuğu yapmak gerekir.
2. İyi bir okuyucu olmak: Öğretmen okumalı, araştırmalı, kendini geliştirmeli. Üniversitede okuduğu ders kitaplarıyla öğretmenlik yapılmaz. Yapan, yapamıyor demektir. Beyin körelmeye ve tembelleşmeye yatkın bir organdır. Beyinin gıdası ve bakımı yeni bilgilere ulaşmak ve kazanılan bilgileri işleyerek yeni tasarımlar ortaya koymaktır. Kitap okumak insanın ufkunu geliştirir, olaylara çok yönlü bakmayı sağlar, sorunlara çözüm seçenekleri oluşturur. Okumayan ve araştırmayan öğretmen, meslekte patinaj yapar. İçinde bulunduğu yapı içinde sürekli defans yapar, yeniliğe karşı çıkar, değişime direnir. Okumayan öğretmen, atalet içinde olur. Hoşgörüsü azalır, uyuşukluk çöker, isteksizlik oluşur.
3. İnsana yardım etmek: Öğretmenlik, bir insan mesleği olduğu için, insanın yaşam sürecindeki gelişimine rehberlik etmektir. Bireyin zihinsel, ruhsal, fiziksel yönden gelişim sürecinde destek sağlamak ve gelişimine yardım etmek. Bireye katkı sağlamak, bireyin ihtiyaçlarına kendi irademizle harekete geçmeyi meslek ilkesi edinmek.
4. Liderlik etmek: Liderlik, yönetmek ve yaptırmak işinin ötesinde, bireylerin istek ve ihtiyaçları doğrultusunda harekete geçirmek, geleceğe yolculuk etmek, değer katmak, geliştirmek ve aynı duygu ve tasada bir olabilmektir. Öğrencilere ve gençlere yol gösterici olmak ve birlikte hareket edebilmek gerekir. Onları geliştirmek ve hayata hazırlamak, liderlik gerektiren beceridir. Lider bireyler olanla ve mevcut durumlarla yetinmez, ufukları tarar, geleceğe çapa atar.
5. Sabırlı olmak: Öğrenme işi zaman gerektirir. Bir süreç içinde gerçekleşir. İnsan davranışları, makinenin çalışması gibi değildir. Öğrenciler ve gençler tarafından bir davranışın ve becerinin kazanılması zaman alır. Bu süreçte sabırlı olmak gerekir, öğreneni izlemek gerekir, takip gerektirir. Bıkmadan ve yılmadan çocuk ve gençlerin gelişimi izlemek gerekir.
6. İyi bir ifade becerisine sahip olmak: Öğretmenlik mesleği, sözel ifade becerisinin çok kullanıldığı bir meslektir. Dilin gerektirdiği konuşma biçimi ve anlatım tarzı; anlaşılır ve açık olmalıdır. Konuşurken, vurgulayarak ve rahatsız etmeyen bir ses tonu ile konuşmak veya ifade etmek gerekir. Adaylar bu konuda kendilerini geliştirmelidir.
7. Öğrenmeye ve değişime açık olmak: Öğrenme yaşam boyu sürer. Eğitim fakültesinde öğrenilen bilgiler hiç değişmeden meslek hayatı boyunca sürmez. Öğretmen adayının, meslek sürecinde kendini geliştirmesi ve değişime ayak uydurması beklenir. Kişisel ve mesleki gelişime inanmalı ve bu yolda ilerlemelidir.
8. İşbirliği içinde olmak: Mesleğin yürütüldüğü okullar ve eğitim kurumları öğretmen topluluğunun olduğu çalışma ortamlarıdır. Eğitim süreci sadece sınıfla sınırlı değildir. Okulun fiziki yapısının tamamı ve okul dışında yapılan etkinlikler birer eğitim ortamlarıdır. Bu ortamlarda meslektaşlarla birlikte çalışmak gerekebilir, birlikte çalışma yürütme gerektirebilir. Öğretmen, meslektaşlarıyla birlikte işbirliği içinde çalışabilmeli ve grup halinde bir ürün ortaya koyabilmeli.
9. Genel kültür sahibi olmak: Öğretmenin, sadece plan ve programda yazıldığı bilgileri bilmesi yetmez. Öğrencinin merak, ilgi ve araştırma gibi zihni dünyasını da anlamak gerekir. Gelişmeye ve değişmeye yönelik başvurulan genel kültür bilgisine sahip olmak gerekir. Öğretmen çevresini tanımalı, ülkesini tanımalı, dünyayı tanımalı. Öğretmen bilgili olmalı, bilgisine güven duyulan bir meslek insanı olmalı.
10. Yaratıcı ve inovatif olmak: Öğretmen, öğretmen tekniğini çok iyi bilmelidir. Öğrencisini çok iyi tanımalıdır. Hangi öğrencinin, hangi teknikle öğrenebileceğini bilmelidir. Öğrenme bireye özgüdür. Her bireyin öğrenme stili farklıdır. Sadece müfredatı aktaran değil, bireye göre müfredat geliştiren olmak gerekir. Öğrenme ortamını ve materyalini, öğrencinin anlayacağı ve kavrayacağı bir düzeye indirgemek gerekir. Mevcut ve eskiyen bir üründen yeni tasarımlar oluşturmak gerekir. Eğitimde geri dönüşümü, çocukların yararına ve kullanmayı bilmek gerekir.
Eğitim Fakültesi mezunları devlette iş alanı: Üniversitede akademisyenlik, Milli Eğitim Bakanlığı okul ve kurumları
Eğitim Fakültesi mezunları özel sektörde iş alanı: Özel okullar, kreşler, özel eğitim ve rehabilitasyon merkezleri, kurs merkezleri, etüd merkezleri,
Öğretmenlik mesleği bazı branşların aldığı eğitim ve iş analizine göre farklı kurumlarda çalışma imkanları var. Bunları branş bazında belirtmeye çalışacağım;
Rehberlik Öğretmeni (Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık) (Devlette): Üniversitede akademisyenlik, Milli Eğitim Bakanlığı okul ve kurumların yanında şu kurumlarda iş alanı vardır. Adalet Bakanlığı’nda (Pedagog) (Pedagog; üniversitelerin pedagoji bölümü mezunlarıdır. Ülkemizde pedagoji bölümü olmadığı için, Adalet Bakanlığı, Yükseköğretim Kurulu’na yaptığı resmi başvuruda, YÖK rehberlik ve psikolojik danışma bölümü mezunlarının, pedagoji bölümüne en yakın bölüm olması nedeniyle, pedagog alımında tek bölüm olarak yetkilendirmiştir). Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nda (Yetiştirme Yurtları, Çocuk Yuvaları) Genel Kurmay Başkanlığı (Astsubay Meslek Yüksek Okulları, psikolojik danışman), İçişleri Bakanlığı (Polis Meslek Yüksek Okulları Psikolojik Danışma Merkezlerinde, Rehberlik ve Danışma Büro Amirliklerinde, Çocuk Şube ve Büro Amirliklerinde Psikolojik Danışman).
Rehberlik Öğretmeni (Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık) (Özel Sektörde): Özel okullar, kreşler, özel eğitim ve rehabilitasyon merkezleri, aile danışma merkezi, yaşlı bakım merkezleri, şirketlerde insan kaynakları uzmanı, şirketlerde psikolojik danışman.
Özel Eğitim Öğretmeni (Özel sektörde): Özel okullar, kreşler, özel eğitim ve rehabilitasyon merkezleri, yaşlı bakım merkezleri.
Okul Öncesi Eğitim Öğretmenliği (Özel sektörde): Özel okullar, kreşler, özel eğitim ve rehabilitasyon merkezleri, aile ortamında çocuk eğitimcisi, yurtdışında çocuk eğitimcisi
İngilizce Öğretmenliği (Özel sektörde): Özel okullar, kurs merkezi, etüd merkezi, tercümanlık, çevirmenlik
Beden Eğitimi Öğretmenliği (Özel sektörde): Özel okullar, kurs merkezi, etüd merkezi, antrenörlük
Müzik Öğretmenliği (Özel sektörde): Özel okullar, kurs merkezi, etüd merkezi, müzik atölyesi, müzisyenlik
Resim Öğretmenliği (Özel sektörde): ): Özel okullar, kurs merkezi, etüd merkezi, resim atölyesi, ressamlık
Öğretmenlik mesleğini tanıtmaya ve gerekli kişisel özellikleri ortaya koymaya çalıştım. Bir eğitimci ve eski bir yönetici olarak, etrafımdaki gençlere hep şu önerilerde bulundum. Dünya roman tarihinin kimi otoriteleri tarafından başyapıt olarak gösterilen Dostoyevski’nin “Suç ve Ceza” romanını okumalarını yüksek derece tavsiye etmişimdir. “Suça ve Ceza” romanı insanı anlatıyor. İnsanın varoluşunu ortaya koyuyor. İnsanın kendi sorumluluklarını yine kendi vicdanında sorgulayabilecek derin bir duygu ve zihinsel dünyaya sahip olduğunu anlatıyor. İnsanı eğitmeliyiz, ama kendi vicdanını ve ruhsal dünyasını işe koşarak eğitmeliyiz.
“Suç ve Ceza” yapıtında, romanın kahramanı Raskolnikov, hukuk eğitimini sırasında parasız kalır, büyük bir suç işler… Günlerce işlediği suçun etkisi altında yaşar, hep kendi vicdanında kendini sorgular, ruhsal sıkıntılar yaşar, paranoyakları ortaya çıkar, işlediği suçun cezasının boyutlarının ağırlığını yüreğinde hisseder. Büyük pişmanlık ve vicdan azabı duyar. Sonunda bu sorumluluğun, kendinde bıraktığı vicdan azabı ve ruhsal çalkantılara dayanamaz. Yaşadıklarını, kendi vicdan mahkemesinde sorgular ve cezasını kabul eder. Sonunda, vicdan azabı ve acı çekmek yerine, adalete kendini teslim eder.
İnsan ile uğraşan tüm meslek adayları Dostoyevski’nin “Suç ve Ceza” başyapıtını okumalıdır. Bir öğretmen adayı bu eseri okumadıysa, üniversite sonuçları açıklandığında öğretmenliği kazandıysa; ilk işi başarısına sevinmek, ikinci işi “Suç ve Ceza” başyapıtını okumaktır.
Özel okullar öğretmen alımında, kendi kriterlerini ortaya koyarak mülakat yapmaktalar. Biz, hafta içinde şu saate kadar çalışırız, hafta sonu çağırırız, şu etkinliğimiz var, şu kurallara uymanız gerekiyor diye kendi kurumsal dünyalarından mülakat yapmaktalar. Oysa, birlikte eğitim yolculuğuna çıkacak öğretmenlere, hangi kitabı okudun? Ne tür etkinliklerde bulundun? Hayatta ne yapmak istiyorsun? Hedefin nedir? Olaylara ve insanlara bakış açın nedir? gibi öğretmenin duygu ve zihin dünyasına inerek nasıl bir insan ve nasıl bir öğretmen sorusuna cevap aranmalıdır.
Ülkemin çocuklarını geleceğe taşımaya istekli olan, öğretmen adaylarına tercih dönemlerinde başarılar diliyorum.
Yarınlar sizlerle yükselecektir..!
Sevgi ve saygılarımla..!
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!