Geçmişten ders aldık mı?.

Geçmiş derken geçen sezondan bahsediyorum. Takımımız şampiyon olmuş Eurolig oynamaya hak kazanmıştık. Sezon içindeki ihmallerden dolayı transferde takımın yarısını kaybetmiştik. Yeni bir takım kurulacak ve birçok oyuncu transfer edilecekti ama antrenör takımın başında değildi. Milli takımda görevliydi. Bütçe iki katına çıkarılmış büyük paralara yerli ve yabancı transferi yapılmıştı. Antrenör milli takımda olduğundan gerek transferlerde gerekse de hazırlık döneminde takımla birlikte değildi. Sezon sonu geldiğinde bu uygulamanın ne kadar yanlış olduğu ortaya çıktı. Ligi 6.cı bitirdik play-off ta da ilk turda elendik. Avrupa Kupaları ise hüsran olduğu gibi 4 milyon da borç kaldı.
Bu sezona gelirsek bütçe yarıya düştü yine takımda büyük revizyona gidilecek, antrenör milli takımda olacağından yine transferde ve hazırlık döneminde takımın başında olmayacak. 43 yıldır Türkiye deplasmanlı liginde oynayan ve bu ligin en eski takımı olan Kaf Sin Kaf’ımızı büyük tehlike bekliyor.
Kulüp takımı antrenörü milli takım antrenörü olmaz sözünün haklılığı çok net olarak ortaya çıkıyor. Kulüp menfaatlerini korumak yöneticilerin görevidir,doğacak negatif durumlardan da yöneticiler sorumludur.Benim tavsiyem ise şube yönetiminden yalnız bu antrenör konusunu çözecek bir kurul çıkarmanız ve antrenöre teşekkür ederek 4 senedir beraber olduğumuzu bize kazandırdığı kupalar için teşekkür etmenizi ve çok para kazandığını belirtmenizi öneririm. İcap ettiği taktir de menajeri ile de görüşüp bir çözüm yolu bulmasını önermenizdir, kendisi de senelerdir kulübümüze birçok oyuncu verdiğini ve ilişkinin devam edeceği gibi kulübümüzden çok paralar kazanmıştır. Basketbol şubemiz mevcut bütçesiyle antrenöre 600.000 USD verecek durumda değildir. Şunu da unutmayalım ki çözülmeyecek hiç bir sözleşme yoktur.