Son 8 yıldan beri, AKP iktidarının, hatalarını, siyasi zig zag larını, iz sürer gibi takip ettik!. Bazen de, adeta hata yapmasını ister gibi, her adımını teraziye koyup, muhalif olduk!. Hem oy verip, medet umduk!.. Hem de, fırsat bulduğumuzda, ağır biçimde eleştirdik!
Özellikle:Ben, son yazılarımda, AKP iktidarının olumsuz taraflarını dile getirerek, ağır eleştirilerde bulundum!
Öfke dolu düşüncelerimi deklare edip, kamu oyu ile paylaştım!. Özellikle, Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan hakkında, somut kanıtlar içerdiğine inandığım iddialar, beni çok rahatsız etti!. Dolayısıyla, hissiyatımı ve kanaatimi, samimiyetle paylaştım!
Ancak!
Madalyonun, bir de öbür yüzü vardı!
Hep ve her zaman, kendi adalet anlayışımızdan, hak ve hukukumuzdan söz ederiz de, başkasına gelince, çoğu kez yan çizeriz!
.Karşıdakinin de haklı olduğu ve taktir edilmesi gereken tarafı var mıydı acaba?
Diye de, düşünmeyi, çoğu kez, ihmal ederiz!
Aslında, insanoğlu, genelde, ne yazık ki, nankörlük yapısına, daha yatkın!. Verdiğin sürece iyisin!
Ama, bir sefer vermezsen, kötü kişi oluverirsin!. Bu yapı, tüm zamanların, olmazsa olmaz kuralı oldu ve böylece de devam edip gidiyor!
Esasen, bizler, her siyasi iktidar dönemlerinde, o günkü iktidarlarda, hata aradık ve bulduk!. Sanki, öküzün altında buzağı aramak, temel siyasi anlayışımızı esir aldı!
Hangi birisi, bizlere yaranabildi ki?. Hepsi suçluydu!
Hepsi sevimsizdi ve kusurluydu!
Açıkçası, bu durumda, biraz da, eleştiri oklarını, kendimize çevirmeliyiz!
Görünen köy kılavuz istemiyor!. Mevcur iktidarların hatalarını eleştirirken, yaptıkları özverili çalışmaları ve hizmetleri de, teraziye koymamız gerekir!
23.Haziran.İstanbul seçiminden sonra görülen tablo, sadece oy farkı ile gündeme geldi!
Oysa, çok daha önemli tablo, milletin gerçek anlamda parçalanmış, birbirlerine düşman noktasına geldiğinin, tartışmasız belli olmasıydı!. Her iki görüşte de, fırsat kollayan, hazımsız, birbirlerine, çirkin davranışlar sergileyen, insanları izledik, hep birlikte!
TANIMADIKLARI KİŞİLERE, küfürler, hakaretler, lanet okumalar, şeref ve haysiyet kırıcı ifadeler, fütursuzca, kullanıldı!... Esas, üzerinde hassasiyetle durulması gereken nokta, budur!. Herkes, şapkasını önüne koyup, düşünmelidir!.. Kendisini aynada görüp, haklı olduğu tarafların yanı sıra, haksız olduğu ya da düşündüğü tarafları görebilmelidir!
Hep ben haklıyım ve doğru düşünüyorum, dememelidir!
Madalyonun arka yüzünü de dikkate alıp, adil biçimde, hüküm vermelidir!
Cumhuriyetçi ve Atatürk'çüler de!
İslamcı ve dinci kesimler de, sahip oldukları ülke menfaati neyi gerektiriyorsa, o noktada, buluşmalıdırlar!. Kin, nefret, intikam ve öfke duygularından bağımsız olarak, bir çatı altında, asgari müştereklerde birleşerek, tüm ülke sorunlarına, akılcı çözüm üretmelidirler!
YANİ, BİR BAŞKA İFADE İLE, HERKES, "" YİĞİDİ ÖLDÜR, AMA, HAKKINI YEME!... "ata sözünü hatırlayıp, değerlendirmelerini, ona göre yapmalıdır!. Barış, birlik ve beraberliğin, olmazsa olmaz koşulu budur!
Saygılarımla!....
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!