Mutluluk...
Zaman açısından, sınırlı süreyi kapsayan,
insan hayatında, ne yazık ki, herkese nasip olmayan,...
bir ifadenin, tanımı.
Malum;
Esasen, hayata gelişimiz ve dünyaya ilk adımla,
merhaba deyişimizin ardından,
yaşama veda edeceğimiz,
son noktaya kadar geçen süre içerisinde oluşuyor.
Her bireyin, arzu ettiği ve hissetmek istediği,
sihirli kelimenin, anlamlı olgusuna..."Mutluluk..." deniyor.
Hepimizi, peşinden koşturan, yakalamak için,
pek çok emek, gayret ve çaba gerektiren,
ancak, ele geçirilmesi, hiç de kolay olmayan,
gizemli bir duygu..."Mutluluk..."
Onun için neler yapmıyoruz ki?
Çalışıyoruz. Öğreniyoruz. Yaşamımızı biçimlendiriyoruz.
Sevmeye, sevilmeye, saymaya, sayılmaya, eğitmeye,
eğitilmeye, üretmeye ve refah içerisinde yaşamaya,
gayret sarf ediyoruz...
Bunları yaparken de, tüm çabalarımızın içerisine,
sabır, fedakarlık, anlayış ve tolerans ölçülerimizi katıyoruz...
İyi de;
Bütün bunlara rağmen, "yaşamda mutluluk" ifadesini,
gerçek anlamıyla, kullanabiliyor muyuz?...
İşte, burası çok önemli...
Çünkü, dünyadaki her bireyin yaşam biçimi,
değer yargıları, alışkanlıkları, beklentileri,
gerçekleştirdikleri hayalleri ve elde ettikleri,
birbirinden çok farklı.
Hayata bakış açıları, hırsları ve istekleri de,
bu farklılığı, destekler nitelikte.
Ancak;
İsteklerin, beklentilerin, arzuların ve hayallerin,
ulaştığı noktalar, ne yazık ki, çeşitli ölçüler içeriyor.
Yani, her bireyin,
hayattan memnun olmasına ilişkin oluşumlar,
kendi görüş alanına göre biçimleniyor.
Diğer bir ifade ile, "yaşamda mutluluğun adı",
kişinin, sadece dış etkenlerle ulaştığı noktadan ziyade,
hayata bakış açısından ve iç bünyesinden etkileniyor.
Ruhsal yapısının, gücüyle, şekilleniyor.
Bunu;
Elde ettiği sınırlı verilerle, mutlu olabilen, ya da,
sınırsız olanaklara sahip olduğu halde, mutsuz olan,
bireyleri, örnek olarak göstermekle de tarif edebiliriz.
Zaten;
"YAŞAMDA, MUTLULUĞUN ADI!..." konusunun,
içeriğini oluşturan, gerçek "mutluluk" kavramı,
yaşamın bitim noktasıyla birlikte,
tarihe ve toprağa gömülüp, kaybolup gidiyor...
Böylece;
"Mutluluk", ya da, "Mutsuzluk" kavramlarının,
yaşamla ilgili ruhsal bir faaliyetin,
tarifi olduğunu, konulara, kişilere,
zamana ve değer yargılarına uygun biçimde,
her an değişebilen değerleri gösterdiğini, idrak ediyoruz.
Bittiğini sandığımız anda ise, yeniden başladığını,
başladığı gibi de, zaman içerisinde, bitebildiğini,
anlıyoruz...
Yine de;
Hayatı algıladığımız andan, son nefesimizi vereceğimiz
noktaya kadar geçen süre içerisinde, her bireyin,
kendi yaşamında, mutluluk duygularıyla bütünleşmesini,
bu özel ve sihirli yapının, yüreğimizdeki yerinin,
daima var olmasını, tüm benliğimle, diliyorum...
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!