Hangi parti olursa olsun.
Hangi aday, ya da lider olursa olsun.
Seçmenleri yönlendirmemeli.
Çünkü, hiç merak etmesinler ki,
yönlendirmek istedikleri seçmenler,
yönlendirilecek değil, yönlendirecek konumdalar.
Seçmenler;
Yönlendirecek yeteneğe ve sezgiye sahipler...
Bilgiye de sahipler.
Hele hele değerlendirme sonuçları,
30.Mart.2014 günü yapılacak, mahalli seçim
sandıkları açıldığında, belli olacak.
Açıkça söylemek gerekirse,
hiç bir siyasi liderin, bir diğerini aşağılamaya,
hakaret etmeye, küçük düşürücü üslup kullanmaya,
hatta, suç teşkil edecek kelimelerle, adeta küfür etmeye,
hakkı yoktur. Aslında, kullandıkları ifadeler,
sadece muhatap aldıkları kişiye değil,
o kişiyi benimseyen, seçen ve seven kitlelere yöneliktir.
Geçen yıllardan ve seçim dönemlerinden, hiç ders almadıkları,
seçim propaganda konuşmalarında, açıkça görülüyor.
Yani, halen bindikleri dalı kesmekten vaz geçmemişler.
Aşağıya düşe düşe, kırılmadık yerleri kalmadı.
Ama, halen ve inatla, ayni hataları yapmaya devam ediyorlar.
Hiç kimse, vatandaşın özgür iradesine, ipotek koyamaz.
Bir lider, seçmene, gizli oy hakkını kullanırken,
"Sakın şu partiye oy vermeyin.
Eğer verirseniz, iki elim yakanızda olacak!.." diyemez.
Özgür oy hakkını kullanma inisiyatifini güdümleyemez."
Her ne olursa olsun, hiç bir muhalefet lideri, ya da parti temsilcisi.
o ülkenin, seçilmiş Başbakan'ına, oğlu ile özel görüşmesine dayanarak, yolsuzluk adı altında, "HIRSIZ" damgası vuramaz. Vurmamalıdır.
Yani, yapacaklarına ilişkin, projeler sunmadan,
bu ülke için yapacağı hizmetlere yönelik,
çalışmalarından söz etmek yerine,
muhataplarının, sözde yanlışları,
ya da kötülükleri üzerine, kazanç sağlamayı düşünen,
kısaca, "o kötüdür!...ben o nedenle iyiyim!..." felsefesiyle,
hareket eden bir anlayış, başarı elde edemez...
Bu husus, 2x2=4 kadar gerçektir ve doğru bir tespittir.
Çünkü;
Böyle bir keyfiyetin, yolu ve yordamı vardır.
Usulü, kuralları, hukuki alanlarda, şekil ve şartları vardır.
Uyulması, yargılama sistemi içerisinde,
aşama aşama değerlendirilmesi gerekir.
Hiç bir parti lideri, ileri gelenleri, ya da konuşmacıları,
şart olan merhalelerden geçmeden, yargısız infaz gibi,
bu tür ağır ithamlarını, sorumsuzca, kamu oyu ile paylaşamaz.
Eğer, paylaşırlarsa ve bu tür hataları yapmayı sürdürürlerse,
sandıklarda, hüsrana uğramaya devam edeceklerdir, demektir.
Ben böyle düşünüyorum.
Çünkü; hataları, görüyorum!...
Hem de, çok açık biçimde!...
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!