Bu ifadeyi neden kullandım?
Anayasa Mahkemesi Başkanı Sn. Haşim Kılıç'ın,
52.'nci kuruluş yıl dönümündeki konuşmasını,
siyasi açıdan, tarafsız bir zihniyetle izledim.
Son derece dikkat çekici ve hepimiz için hayati önem taşıyan,
hukuki hak ve sorumluluklarımızı hatırlatan, doğru tespitlerle
dolu konuşması, 76 milyonluk tüm Türk vatandaşlarını ilgilendiriyor.
...
Her birimizin, çevremizle, yaşadığımız alanlardaki faaliyetlerimizle,
hak, sorumluluk ve hukuk yapımızla, yakından ilgili bir konuşma idi.
Özel hayatımızın dokunulmazlığı ve emniyetiyle,
olmazsa olmaz seviyesinde, değer ifade eden bu konuşma,
ülkemizin, Cumhurbaşkanı'ndan itibaren, en alt seviyedeki,
sıradan vatandaşa kadar, her birimizin, siyasi düşünce,
ideoloji ve değerlendirmelerimizin üzerinde, anlam ifade ediyor.
Ancak;
Bu açıklamalarıma rağmen, neden, "HAYRETLER İÇERİSİNDEYİM!..."
başlığını kullandım? Bu yazıyı yazmak gereğini, bir yazar, ya da,
bir vatandaş ve seçmen olarak, neden hissettim?
AYM Başkanı Sn. Haşim Kılıç'ın, bu çok önemli ve hayati değer taşıyan
konuşmasını, tüm devlet erkanı izliyordu. Yani, başta, Cumhurbaşkanı,
TBMM'si Başkanı, Başbakan, Muhalefet parti temsilcileri, bazı bakanlar,
üst düzey bürokrat ve görevli kişiler de, dinleyiciler arasındaydı.
AYM Başkanı Sn. Haşim Kılıç'ın, bu çok önemli konuşması sırasında,
en ön sırada oturmakta bulunan Türkiye Cumhuriyeti'nin Başbakanı,
Sn. Recep Tayyip Erdoğan, sağ yanında, ekonomiden sorumlu,
başbakan yardımcısı, Sn. Ali Babacan ile oturuyordu. Zaman zaman,
AYM başkanının konuşmasını eleştirir mahiyette olduğu izlenimi veren,
aralarındaki fısıltı ile konuşmaları ve bakışmaları, dikkatimi çekti.
Yüz ifadeleri de, tabii ki!...
Yani;
Her miting konuşmasında, kendisini sevenlere, oy verenlerine,
iyi insan olmaktan, hak ve hukuktan, adaletten ve sevgi ile saygıdan
söz eden, Başbakan, Sn.Recep Tayyip Erdoğan'ın, bu davranışını,
açıkçası, onaylayamadım. Üstelik, AYM Başkanı Sn. Haşim Kılıç'ın,
konuşmasını, konuklarına teşekkür ederek bitirip, yerine otururken,
salondakiler tarafından, coşku ile alkışlanmasına rağmen,
Başbakan Sn. Recep Tayyip Erdoğan'ın, alkışlamak bir yana,
ellerini dahi kaldırmaya tenezzül etmediğini, AYM Başkanı,
Sn. Haşim Kılıç'ın, yüzüne bile bakmadığını, üzülerek gördüm.
Hayret ki, ne hayret!...Hani, saygı nerede? Hani sevgi nerede?
Hani, "benim gibi düşünmeyeni dahi, insan olduğundan ötürü,
seviyoruz!...", ifadesinin, samimiyeti, nerede?
Yani;
Bir siyasi lider, seçim zaferlerinin devamlılığını düşünerek,
kendisine oy verenlerin tercihlerini, "tapu" zihniyetiyle,
cebinde kabul ederek, hep iktidarda kalacağını düşünüp,
konuşmalarının tersi biçimde, çelişkili davranışlar sergilerse,
pek tabii ki, ben de, bu görüntüyü, saygı kurallarını çiğnemeden,
eleştirme hakkımı kullanırım...
O nedenle de, bu yazıma, "HAYRETLER İÇERİSİNDEYİM!..."
başlığı ile başladım. Üzüntümün etkisiyle...Yakıştıramadığım için!...
Ve;
Bu ülkenin, vatandaşlarının ve seçmenlerinin tamamının,
normal ekonomik seviyede, iyi eğitim almış, algılama, öğrenme,
değerlendirme ve doğru karar verme yetisine sahip konuma gelmesini,
tüm içtenliğimle, diliyorum. İşte, o zaman, hiçbir iktidar partisi,
kendisi gibi düşünmeyene, baskı uygulayamayacak, başına buyruk
"ben yaptım oldu" zihniyetiyle, ülkeyi idare edemeyecektir.
Hukuk sisteminin, gerçek kimliğini kabul etmek zorunda kalacaktır.
Sonuçta;
Hukuk, gerçek hak ve sorumlulukların, güvencesi kimliğini,
kayıtsız ve şartsız, uygulayabilecektir.
"HAYATIMIZIN, EN ÖNEMLİ PARÇASI OLARAK, HAK'KI KORUYACAK,
GERÇEK ADALETİ TESİS EDECEK, MAĞDURİYETLERİ ÖNLEYECEK,
HEPİMİZİ, ÜZÜNTÜLERDEN ARINDIRARAK, SELAMETE ÇIKARACAKTIR..."
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!