Fırınlar, fırıncılar, ekmek ustaları ve biz

Ekmekteki sihirli yol...
Tarifi nasıl yapılmalı diye, Düşünüyorum...
Düşünüyorum ve yine Düşünüyorum.
Çünkü, öylesine çetin bir serüvenden geçiyor ki!...
Ulaştığı nokta, hepimizi adeta büyülüyor.. İnsan yaşamının üç temel direğinden biri...Hatta, içerisinde, sevgiyi, şefkati, fedakarlığı, özveriyi, inancı ve emekleri barındıran tek varlık... Üç temel direkten biri dedik ya.. Diğer ikisi ise, su ve hava... Yaşamsal ihtiyacımız olan değerler. Elbette ki, su ve hava olmazsa yaşayamayız. Ama, bu iki varlığın oluşması için insan emeğine ve yapay serüvene ihtiyaç yok. Çünkü, doğa, su ve havayı, kendi çabasıyla oluşturabiliyor. Peki... Ya ekmek!... Yaşamımızda, ilk iki varlığın hemen ardından muhtaç olduğumuz "ekmek" önümüze nasıl geliyor?. Hiç merak edip, kat ettiği yolu, hayal edebiliyor muyuz, acaba?. İşte burası çok önemli ve ilginç. Çünkü, hepimizi yaşama bağlayan, birey olmamıza, aile yapımıza, ekonomik ve sosyal seviyemize katkıda bulunan tek gerçek... "EKMEK"... Kurduğumuz sistemler, beklediğimiz hayaller, tükettiğimiz enerjiler, verdiğimiz emekler, hep onun için...     Mutlu olmak için vazgeçilmez varlığımız..     "EKMEK"...  için.
Peki... Yaşamımızın en değerli yapı taşı olan ekmeğin, su ve havadan farkı ne diye düşündük mü hiç?...
Söyleyeyim...
Çünkü, "EKMEK" önümüze gelinceye kadar emekle yoğruluyor.. Sabırla pişiyor. Sevgiyle tatlanıyor. Dua ile sağlık ve şifa veriyor. Çoluk çocuğumuzu besliyor. Karnımızı doyuruyor... Yorgunluğumuzu gideriyor...Yeniden yaşamımıza başlamamızı sağlıyor... Bizlere güç ve moral veriyor... Birbirimizle dost ve barışık olmamıza katkı sağlıyor... Daha başka ne söylene bilir ki?... Her türlü iyiliğin, emeğin, fedakarlığın ve sevginin, vardığı son nokta!...Sembolümüz. "EKMEK"...
Emeği geçenlerden, ALLAH RAZI OLSUN, inşallah...
AMİN!...