Evlilik!...
Doğmak kadar önemli.
Yani, sanki yeniden doğuş.
Hatta, çoğu zaman, daha da önemli.
Kişinin, gençlikten sonraki yaşamının tamamını,
direkt olarak etkileyecek, olgu.
Gelecekteki başarı, ya da başarısızlığın sorumlusu.
Mutluluk, ya da, mutsuzluğun, temel faktörü.
Sevgiyi, saygıyı, güveni ve her türlü paylaşımı,
tarif eden, çok önemli değerlerin ifadesi.
Genellikle karşılıklı istekler sonucu,
sevgiyle ve güzel hayallerle atılan ilk adımın ardından,
kişilerde, ömür boyu iz bırakıyor.
Nasıl bırakmasın ki?
Yeni canlı, ya da canlılar (evlatlar), meşru alan içerisinde,
hayata merhaba diyor.
Evliliğin ve aile olmanın, temel kanıtı biçiminde,
Anne-Baba'nın, yaşam kaynağı özelliğini taşıyorlar.
Böylece, evlilik kurumunu kuran bireylerin,
yaşantıları, yeni bir anlam ve boyut kazanıyor.
İşte;
Bu noktadan sonra, evlilikteki "şifre", yeniden belirleniyor.
Adeta, yeni sırlar yaratıyor.
Sevgiyi, saygıyı, güven ortamını, sorumluluk anlayışını
ve ilgi faktörünü, yeniden belirliyor.
Yeni tecrübeler kazandırıyor. Olgunluk ya da erginlik tanımını,
belirginleştiriyor. Kimlik ve ilkelerde, değişiklikler yaratıyor.
Olumlu ve kazanım olarak değerlendirilmesi gereken,
bu değişimler, evliliği tesis eden kişilerce, kabul ediliyor.
İyi de;
Bütün bunlara rağmen, evlilikler, çoğu kez,
neden başladığı gibi, devam edemiyor?
Mevcut sevgilerdeki, saygılardaki, güven duygularındaki,
ilgi ve dostluk davranışlarındaki, değişimlerin,
kaynağını, saptamak, niçin mümkün olamıyor?
Boşanmaların ve ardından gelen düşmanlıkların,
temel faktörleri, neden anlaşılamıyor?
Yalnızlığın sona erdirilmesini ve hayatın paylaşılmasını,
hedefleyen, aile olmanın temelini oluşturan, evlilik kurumu,
neden sağlıklı devam edemiyor?
Çoğu zaman, neden, hüsranla, hayal kırıklığıyla,
kötü olaylarla, derin izlerle ve düşmanlıklarla,
son buluyor?
Belirttiğim bu ve benzeri binlerce soruya,
cevap vermek, zor gibi gözükse de,
aslında, çok da kolay.
Şöyle ki;
Evlilik şifresini, çözmeyi beceremiyoruz da, ondan.
Yeni şifreyi öğrenemiyoruz da, ondan.
"Tek elin sesi çıkmaz" ata sözünü dikkate alıp,
öz eleştiri yapmayı bilmiyoruz da, ondan.
Evlilik öncesi kişilik yapımızı, ya ölçemiyoruz,
ya da, evlendikten sonra, değişiyoruz da, ondan.
İlk dönemlerde değer verdiğimiz konulara,
sevdiğimiz, saydığımız ve güvendiğimiz eşimize,
gereken ilgiyi göstermiyoruz da ondan.
O halde;
Kısacası;
Evlilikteki "şifre" nin çözümü;
Olması gereken biçimde davranmakla mümkündür.
Düşünce, ruh ve beden temizliğine, dikkat etmektir
Başlangıçtaki adımları, sonuna kadar sürdürebilmektir.
Sevgide, saygıda, güven ortamında, ilgide ve dürüstlükte,
azalmaya, fırsat vermemektir.
Paylaşımlarda, davranışlarda, adalet ve denge faktörlerinde,
azami dikkati, sarf edebilmektir. Diyebiliriz...
"YA YOKSA";
Kişiler;
Evlilik kurumunu yürütebilecek güce ve yeteneğe,
sabır ve fedakarlık yapısına, sahip değiller ise,
asla evlenmemelidirler!...
Hem kendilerinin ve hem de,
dünyaya getirecekleri,
evlatlarının, mutsuzluğuna,
neden olmamak için...
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!