"Bela!..."
Yazıdaki görüntüsü bile, çok çirkin.
Okunuşu ve ifade tarzı da, bir o kadar ürkütücü.
Hepimizi, yaşamımız boyunca, korkutan,
yıldıran, sindiren bir illetin adı.
İngilizce karşılığı "Calamity".
Bugger, veya Trouble de deniyor. Ama, aslında,
28 ayrı ingilizce kelime ile ifade ediliyor.
Sözlük anlamı, zarar ve üzüntü veren, illet..
En etkilisi ve kötüsü, insanlar tarafından yaratılıyor.
Besleyen temel kaynağı ise, "KAN!..."
Hani;
Halk arasında hep deriz ya.
"Kan'ı bozuk" diye. İşte öyle bir şey.
İyi ve güzel duygulardan, tamamen uzak.
Düşünce yapısında olumlu bir ize rastlamak ise,
neredeyse imkansız.
Acımaz ve merhametsiz ifadelerinin,
yapışkan bir tarifi de diyebiliriz.
Yani, öylesine bir kötülük sembolü ki.
O nedenle de, insanlar, öfkelendikleri kişiye,
"Allah Belanı Versin!..." cümlesiyle, beddua ederler.
Çünkü, "bela", en etkili zarar vericinin, adıdır.
Ancak;
"Bela"nın, görünen yüzü olduğu gibi,
bir de görünmeyen yüzü var.
Hem daha güçlü, hem de devamlı üzüntü pompalayan.
Yani, sinsi ve ummadığınız bir anda ortaya çıkan.
Yeri ve biçimi de farklı.
"Bela'daki gizli güç!...";
Tamamen, şans faktörüyle ilgili.
Çeşitli ve birbirlerinden farklı, kostümlerle, karşımıza çıkar.
Bazen, evlilik hayallerini basamak olarak kullanır.
Bazen, komşu kılığında, yanımıza yaklaşır.
Bazen, yolculukta, alış veriş sırasında.
Bazen, dost veya arkadaş gibi gözükür.
Bazen, sokakta, sosyal bir ortamda, ya da toplantıda.
Bazen de, en yakınımızda, aile içerisinde, dibimizdedir
Görünen "bela";
Adeta bağırarak, "ben geliyorum" der.
İkaz eder ve önlem almamız için, bizi ikaz eder.
Ya ondan kaçmamız için, şans tanır.
Ya da, üzerine gitmeyelim diye, fırsat verir.
Kararımız sonucunda da, bizden uzaklaşır.
Veya, hatalarımız sonucu, yaşamımızın içerisine yerleşir.
Esir alır ve ömrümüz boyunca, üzüntülerimize neden olur.
Fakat;
Burada, üzerinde durmak istediğim husus,
"bela" illetinin, temel kaynağının nereden geldiğidir.
Yaratıcısının, insan unsuru olduğunu kabul ettiğimize göre,
besleyici kaynağının da, "kan" olduğunu, söyleyebiliriz.
Çünkü, "bela"nın temeli, kötülüğe dayanır.
Kötülük ise, ruhsal bir reaksiyon, patolojik bir yapıdır.
Merkezi ise, beyindir. Beynimizi besleyen gıda ise, "kan"dır.
O halde;
İnsan marifetiyle oluşan "bela'daki gizli güç"
ruh yapısının derinlerinde gizlidir, demek gerekir.
Talimatı, beyinden alır. O doğrultuda eylem yapar.
Ne zaman, nerede, ne ölçüde ve ne şekilde zarar vereceği,
belli olmaz. Ama, şurası muhakkaktır ki, gücü,
akıl almaz boyutlara kadar çıkabilir.
Bu nedenledir ki;
Halk arasında, "Allah, kötüsüne çattırmasın"...
"Kazadan, beladan korusun"...
"Bahtı, şansı ve yolu açık olsun"...
Biçiminde, dilek ve temennilerde, bulunuruz...
"BELA'DAKİ GİZLİ GÜÇ" ün etkisine,
muhatap olmamak için!...
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!