İnsanlar, genellikle, hep başkalarıyla uğraşırlar.
Dolayısıyla, kendilerini ihmal ederler.
Kendi doğrularını, yanlışlarını pek göremezler....
Öyle olunca da, gelişmelerinde, kesintiler oluşur.
Düşünce yapıları, kendilerine göre değil,
başkalarına göre, biçimlenir.
Yani, bir bakıma, taklitçi kişiliklere bürünürler.
Asla, kendileri olamazlar.
Özenti, kıskançlık duygusu benliklerini esir alır adeta.
Başkalarını çekiştirmek, dedikodu üretmek,
temel yaşam biçimleri olur.
Diğer bir ifade ile, kendilerini değil, başkalarını yaşarlar!...
Kişisel eğitim, kültür, ekonomik ve sosyal yapıları,
hep başkalarına endeksli hale gelir.
Oysa;
Bir insan, başkalarıyla uğraşmak yerine,
onları sadece izleyerek, iyi ve kötü örnekleri,
kendi yararına kullanabilmelidir.
Davranışlarını, düşüncelerini,
bilgilerini ve yaşam biçiminlerini,
olumlu yönde geliştirebilmelidir.
Bunu yapabilmenin ön şartı ise,
başkaları ile uğraşmak yerine,
öncelikle kendisine yönelmesidir.
Sık sık, öz eleştiri yapabilmeli,
kişliğini sorgulayabilmelidir.
Yaşam biçimini, doğrularını, yanlışlarını,
test edebilmelidir.
Yaşam içerisinde, sınırsız sayıda,
düşünce ve davranış üretilmektedir.
Dünyada yaşamakta olan 7 milyar insan yapısında,
her konuda farklılıklar vardır.
Hiç birisi, ya da pek çoğu, isteklerimize uymayabilir
Düşünce yapıları, davranışları, değer yargıları,
değişik olabilir.
Hayata dair değerlendirmeleri ve tercihleri,
kendimize uygun olmayabilir.
Bizden çok daha olumlu, veya olumsuz yapıda bulunabilirler.
Olumlu olanları örnek almakla birlikte,
olumsuz olanları da düzeltebilmek, sistemlerin görevidir.
O halde;
Önce, kendimizle ilgilenip, doğrularımızı ve yanlışlarımızı,
gözden geçirmeliyiz.
Düzgün ve yararlı birey olabilmek için,
kendi eğitimimizi, çevremizdeki hareketliliği dikkate alarak,
geliştirmeliyiz. Zamanın büyük bölümünü,
iyi kişilik ve faydalı birey olmak amacıyla,
hangi yaşta olursak olalım, kendimiz için kullanmalıyız.
Aksi taktirde, başkalarıyla uğraşmanın en büyük zararı,
kendimize olur!...
Not;
Başkalarının ne yaptıkları, bizleri sadece,
ulusal, siyasal ve kişisel çıkarlarımız için ilgilendirmelidir.
Zararları olduğu taktirde, pek tabii ki,
hukuk, hak ve savunma alanlarında, başkalarıyla uğraşabiliriz...
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!