Ah şu beynimiz!..

"Beyin!..."
Kimi zaman bize güç veren, yücelten!...
Kimi zaman da, gücümüzü yok eden, varlığımızı yıpratan!......
Zamanımızı, duygularımızı, düşüncelerimizi, davranışlarımızı ve tüm kararlarımızı kontrol eden, ömür boyu, yaşamımıza hükmeden, organımızın adı!...

Sadece, bedenimizdeki organları yönetmekle kalmıyor!...
Maddi manevi tüm kazanımlarımızı, ya da, kayıplarımızı,
kontrol eden, denetleyen, hüküm veren bir organ, vasfını, korumaya devam ediyor!...

Çoğu kez, yanlış düşünmemek ve hatalı karar vermemek için, çırpınıp duruyoruz!..Yaşam faaliyetlerimiz içerisinde, yaptıklarımızın, faydalı olmasını bekliyoruz!...Niyetlerimizin, iyi ve olumlu sonuçlanması için gayret ediyoruz!...Eğitim, kültür, ekonomik, sosyal, siyasal ve beşeri yapımız ile kişisel ilişkilerimizi, sağlıklı tutabilmek adna, çaba gösteriyoruz!...
Bütün bunların tek karar merkezi ve hükümdarı, beynimiz olduğunu biliyoruz!...
Hani, hep deriz ya!..."Kişi, mevcut yaşantısının, mimarıdır!..." Diye!...

Beynimizin verdiği kararları ve tercihleri doğrultusunda, mevcut yaşamımızı biçimler ve geleceğimizi hazırlıyoruz!...
Ama, ne yazık ki, verdiğimiz kararlar ve aldığımız sonuçlar, çoğu kez, hata yaptığımızı, bize söylüyor!...

Bunu, karar vermeden önce, düşünemiyoruz!..Hatalı yanlarını göremiyoruz!...Belkide, zaman ve zemin ile mevcut şartlar, doğru ve isabetli karar vermemize engel oluyor!...
Sonuçta, iyi olacağını sandığımız tercihlerimiz, karşımıza, zarar verici unsur olarak, çıkıveriyor!...

İşte;
Bizlere, bu yanlışlığı yaptıran, efsanevi organımız, "BEYİN!...", sadece kişisel yapımızı değil, içerisinde yaşadığımız toplumumuzu da, istediği gibi kontrol altına alıyor ve yönlendiriyor!...O nedenledir ki, yıllardan beri bilinen bir ata sözünü, tekerleme biçiminde, söyler dururuz!..."Toplumlar ve milletler, hak ettikleri biçimde, yönetilirler ve yaşarlar!..."deriz!...

"AH ŞU BEYNİMİZ!...";
HEP DOĞRU KARARLAR VEREBİLSE,
TESPİTLERİ VE TERCİHLERİ, İSABETLİ OLSA,
BİZLERE, HATALAR YAPTIRMASA,
GÜZELLİKLERE, MUTLULUKLARA VE HUZURLU YAŞAM KOŞULLARINA, ZEMİN HAZIRLASA,
NE İYİ OLUR!..." Öyle değil mi?...