Önceki iki bölümümüzde Midilli adasına yaptığımız zorlu yolculukta, denizcilik idaresi ve Türkiye kamuoyu tarafından yalnız bırakıldığımız, bu yolculuğu gerçekleştirebilmek ve Yunan gençliğine Ata’mızın bizlere emanet ettiği “Barış” duygusunu aktarabilmek için çektiğimiz türlü cefaları sizlere aktarmıştık.
Yaşanan tüm zorluklara rağmen, neşesini eksik etmemeye çalışan Karşıyakalılar, Yunan kardeşleri tarafından sevgi ve saygı ile karşılanmış, “Zito Türkiye” sesleri tüm adada yankılanmıştı.
Maçtan bir gün evvel, İzmir’de işgal öncesi kurulan ve Kurtuluş Savaşı sonrası Yunanistan’a taşınan “Panionios” kulübü ile Midilli takımı “Pallesviyakos” arasında bir maç yapılacağı öğrenilmiş ve bu maçı izlemek için stadyuma gidilmişti. Maçın hakemliklerini ilk milli futbolcularımızdan Nevzad bey yan hakemliklerini ise Rıza ve Ziya beyler üstlenmişlerdi.
Maç günü konsolosumuz Ahmed Nesimi(Sayman) bey efendi tarafından kabul edilip, Midilli halkı tarafından Türkiye ve İzmir hakkında malumatlar aktarılmıştı. İki millet arasında ticari vesair ilişkilerin başlaması için temenniler edilmişti.
GAZİ MUSTAFA KEMAL PAŞA HAZRETLERİ NAMINA AÇIK ARTIRMAYA ÇIKARILAN ÇAY TAKIMI NEREDE?
Midilli’de geçirilen gezintiler sonrası akşam Kapris salonunda yine şerefimize bir balo düzenleniyordu. Ertesi gün yapılacak maçta oynayan oyuncular arasında eğlenceli bir çekiliş tertip ediliyor. Milli danslar yapıldıktan sonra ortaya bir masa konulup, mavi ve beyaz işlemeli, 200 kişilik çay takımı müzayedeye çıkarılıyordu. Aris kulübü Gazi Mustafa Kemal Paşa adına müzayedede artırıyorlardı. Biz de Yunan Cumhurbaşkanı Venizelos adına artırıyorduk.
Neticede Kirye Pavlaki ismindeki Midilli’li bir tüccar tam 5000 drahmi vererek çay takımını büyük müncimiz Gazi Paşa adına kalmasını sağlıyordu.
Müzayedede Gazi Mustafa Kemal Paşa adına artırılan çay takımının ne olduğu sorusu ise muamma.
Biz de soruyoruz: Gazi Mustafa Kemal Atatürk adına açık artırma ile Türkiye’ye getirdiğimiz, Yunanistan’da galip gelen ilk Türk takımı Karşıyakamızın müzesine ait çay takımı nerede?
Maça ve detayına geçmeden Midilli sporculuğu hakkında gazetelerde aktarılan bilgileri sizlere aktarırsak;
Adada dört kulüp bulunmakta ve bu kulüpler arasında en güçlüleri Aris ve Pallesviyakos’tur. Her iki kulübün yanyana iki stadı mevcut ve resmi müsabakalarını bu sahalarda yapmaktalar.
Aris kulübü antrenörü Cims isminde bir Macar.
Aslında Midilli’liler Yunan milli sporu atletizme çok daha fazla önem göstermekte ve adada iki ayrı atletizm sporu hakkında gazete yayımlanmakta. Ve hatta bu gazetelerden bazısı küçük bir ada olmasına rağmen günlük sekizbin nüsha satılıyormuş.
MÜSABAKA VE GALİBİYET
Aris takımı ile Pazar günü Saat: 14:50’de yapacağımız maç için stada gittiğimizde bir önceki gün şahit olduğumuz kalabalıktan daha fazla insan olduğunu gözlemledik. Binlerce seyirci vardı stadda. Saha Türk-Yunan bayrakları ile donanmıştı. Konsolosumuz Ahmed Nesimi bey de stadda maçı takip ediyordu.
Maç öncesi merasimler tamamlanıp, flamalar değiş tokuş edildikten sonra maça hazırdık.
Genel kaptanımız Cemal Ahmed bey takımın kurulmasında büyük önem gösterse de bu zor maç için idare heyeti ile beraber takımın son şeklini alınmasını sağlıyorlardı.
Cemal Ahmed(Umar), Muhlis(Ovalı), Cevdet(Akömer) ve Suat(Yurdkoru) beyler takımın son şeklini vererek sahaya çıkartıyorlardı.
Hakem Midilli’nin önde gelen kulüplerinden Niki kulübünün orta saha oyuncusu idi.
Sahaya şu kadro ile çıkıyorduk:
Karşıyaka:
Lütfi(Deli), İsmail(Arap), Ziya(Keresteci), Lütfi(Lap Lap), Halil(Ağabey), Rıza, Abbas(Göçmen-Göztepeli), Esat(Merter), Muzaffer(Koral-Göztepeli), Şevki, Nevzad.
Aris F.C. ise;
Leonidis, Andonyadis, Tiriyandis, Armanacoglou, Pavlidis, Nazekis, Tokarakis, Vikelidis, Agorastos, Venturas ve Nikiforos.
YUNANİSTAN’DA GALİP GELEN İLK TÜRK TAKIMI KARŞIYAKA VE GÖZTEPE KURUCU FUTBOLCULARI: MUZAFFER KORAL VE ABBAS GÖÇMEN
Evet Göztepe’nin ilk golcüsü ve efsane futbolcularından, Göztepe kurucu futbolcularından Muzaffer(Koral) ile diğer kıymetli oyuncusu Abbas(Göçmen) Karşıyaka Spor Kulübü futbol takımında takviye olarak gelip, ilk onbirde oyuna çıkmışlardı.
92 yıl önce Göztepe kulübünün kuruluşundan 5 sene sonra iki Göztepeli futbolcu karşı kıyıdaki rakibinin formasını terletip, onur ve gururla yeşil kırmızı ay yıldızlı formayı giymişlerdi.
Maç samimi ve heyecanlı oluyordu. Karşıyaka gençleri alışmadıkları çamurlu sahada üst düzey seviyede dikkat ve gayretle oynuyor. Aris takımı da aynı dikkat ve özenle oynuyor.
İlk on dakikada istediğimiz oyunu oynuyorduk. Halil ağabeyin Abbas’a verdiği topu süren Abbas orta açarak Nevzad’ın vuruşu ile ilk golü buluyorduk.1-0
İkinci golü 15.dakikada yine Nevzad’ın ayağından, üçüncü golü ise 28. Dakikada Göztepeli Muzaffer’in ayağından bularak maçı 3-0’a getiriyoruz.
İlk yarının son dakikalarında kalemizde bir gol bulan Aris devreye 3-1 mağlup olarak gidiyor.
İkinci yarı başladığında Nevzad’ın ayağından sakatlanması sonrası, yerine Rıza giriyor. İkinci yarıya fırtına gibi başlayan Aris takımını durdurmak için, lakabına uygun şekilde çamur içerisinde kalsa da Lütfi, “Lap Lap” atlıyor ve gol yememize en büyük engel oluyor.
Soldan Rıza’nın bir akını sırasında ceza sahası içerisinde faul neticesinde bir penaltı kazanıyoruz ve Esat bey bu penaltıyı gole çeviriyor.4-1
Son dakikalara gelmeden Aris takımı kalemizi zorlasa da defans hattımız ve Şevki bey korumayı başarıyor.
Son golümüz ise son dakikalarda Nevzad’ın Muzaffer’e verdiği derin pas ile Muzaffer bey’in sert şutu sonucu Yunanistan’da ilk kez galip gelen Türk takımının Karşıyaka olduğunu neticelendiriyor.5-1
Bu tarihi galibiyetin neticesinde gençlerimiz bilgili ve canla başla oynamışlardı. Ancak golcülerimizden Göztepeli Muzaffer ve Nevzad bey, orta sahada Halil ağabey, defansta Lap Lap Lütfi ve İsmail beyler ve kalecimiz Deli Lütfü mükemmel bir oyun çıkartarak bu tarihi galibiyette pay sahibi oluyorlar.
Tam bir misafirperverlik gösteren Aris kulübü, müsabaka gecesi “Olimpia” gazinosunda bir eğlence tertip ediyordu.
Gazino bayraklarımız ile süslenmiş, güzel bir müzik ile Midilli’li halk, memur ve tüccarlardan oluşan kibar insanlar davetli olarak aramızda bulunuyordu. Yunan milli marşı ve İstiklal marşımız sıra ile okundu. Cevdet(Akömer) bey kulübümüz adına bir konuşma gerçekleştiriyordu. İki millet arasındaki dostluğun önemini aktaran iki kulüp yöneticileri, spor temaslarının bu dostluğa katkısını anlatıyorlardı. Resmen Aris kulübünü İzmir’e davet ediyoruz.
Yugoslav bandıralı “Dubrovnik” vapuru ile anavatana dönerken, adadan çıkana kadar “Zito” sesleri avaz avaz Midilli’yi inletiyordu.
Bizi “Alsancak” vapuru ile karşılayan kulüp başkanımız Fikri Altay bey efendi ve Mehmed Kasım, Agâh, Kenan ve Sadri beyler ve daha bir çok kişi coşturuyordu.
Kafileden; Vapurun basamağına çıkanlardan biri şöyle bağırıyordu:
SİZE, GÜZEL İZMİR’İMİZE ZAFERLE GELDİK, ZAFER GETİRDİK!
Maçtan birkaç gün sonra Aris kulübünden İzmir valisi ve mıntıka başkanı Kazım Dirik Paşa’ya bir telgraf geliyor:
“İzmir’in yüksek ruhlu çocukları ile yaptığımız maçı kaybettik. Lakin yüksek Türk gençlerinin üzerimizde bıraktıkları samimi hatıratı unutmayacağız. Hürmetlerimizin kabulünü rica ederiz.”
Aris Spor Kulübü
Vali Paşa ise şöyle cevap vermiştir:
Midilli-Aris Kulübü’ne:
“Lütufkar telgrafınızdan çok mütehassis oldum. Sporcularınıza selam ederim.”
Biz de diyoruz ki “iyi ki varsın Kaf Sin Kaf.”
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!