Yaklaşık bir aydır memlekette yasaklar tam gaz ilerlemiş vaziyette. Farklı kimlik veya inanç sebepleri ile bir cadı avına dönüşmüş durumda. Koca koca adamlar, şarkı söylemek isteyen, tiyatro veya gösteri düzenlemek isteyen sanatçıları saçma bahanelerle engelliyor.
Geçtiğimiz günlerde Kocaeli ve Isparta Belediyeleri, sanatçı Melek Mosso’nun da katılacağı festival kapsamındaki konserlerini, bir takım sebepler sunarak iptal etti. Sebepler farklı da olsa, sanata ve sanatçıya yapılan bu uygulamalar dikkat çekmeye başladı artık.
Aslında yasaklarla ilgili söylenecek çok şey var ancak biz konumuza dönelim, tarihten örnek Karşıyakalı duruşunu aktaralım istedim.
Yıl 1934.
Yeni yeni filizlenen bir Cumhuriyet ve tek parti hükümeti, bir yandan ülkenin çeşitli sıkıntıları ile mücadele ederken, bir yandan toplumun bilinçlenmesini sağlayıp, yeni kurulan ülkenin kanunlarını Cumhuriyet devrimleri ışığında tenvir ediyordu/aydınlatıyordu.
Ülkenin kurtuluşundan itibaren, bir süreç olan bu toplumsal devrimlerin, bazıları her ne kadar acımasız da olsa, geçmişin yoz ve yobazlığına karşı büyük bir aydınlanma olarak görülüyordu.
Yasaklar belirli kanunlar çerçevesinde uygulanıyordu, ancak kanunsuz uygulanmak istenen yasaklar ise toplumun önde gelen kişileri tarafından engelleniyordu.
İşte, Karşıyaka Spor Kulübü’nün Cumhuriyet sonrasında kurulup, gelişmesinde hizmet etmiş, İzmir’in ve ülkemizin medâr-ı iftiharı olarak nitelendirebileceğimiz bu zatlar, halkın bilinçlenmesinde öncü olmuşlardır.
Mustafa Münir(Birsel) ve Ali Halim(Bayer) beylerden bahsediyorum.
İki yöneticimiz de Türk sporunun gelişmesi, Karşıyaka Spor Kulübü’nün ve İzmir sporunun yükselmesi için ellerinden gelenin fazlasını yapmışlardır. Çok kısa kendilerinden bahsedersek;
Mustafa Münir Birsel(1897, İzmir - 24 Şubat 1990), İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ni bitirdi. Serbest avukatlık, İzmir Baro Başkanlığı ve Belediye Meclisi Reis Vekilliği, VII. ve VIII. Dönem İzmir Milletvekilliği ile Millî Savunma, Çalışma ve Sanayi Bakanlıkları yapmış, siyasi kariyerinin dışında Kaf Sin Kaf’ta çeşitli dönemlerde idarecilik ve başkanlık yapmış, İzmir’de sporun terakkisine/yükselmesine öncü olmuş bir kişidir. Özellikle, deniz sporlarının İzmir’de ilk kez düzenlenmesinde çok büyük hizmetleri olmuştur.
Ali Halim Bayer(1904,İzmir – 26 Aralık 1980), Diş Hekimi. Türkiye’de Veremle Savaşı ilk başlatanlardandır. Karşıyaka Spor Kulübü’nde sporculuk dışında başkanlık, ikinci başkanlık ve idarecilik, Tenis sporunun İzmir’den tüm Türkiye’ye yayılmasında önemli rol almış Kültürpark Tenis Kulübü’nü kuran 8 kişinin içerisindeydi.
1934 yılının yaz mevsimine geçişinde, Karşıyaka Deniz Banyoları her sene geleneksel olduğu üzere açılmıştı. O dönemde sokaklara tükürmek ve tuvaletini yapmak, otobüslerde sigara içmek yasak.
Gerçi şimdi de yasak ya neyse!
Bu genel toplum huzurunu bozan hareketlerin yasaklanması dışında, enteresandır Karşıyaka Rıhtımında mayo ile denize girmek yasakmış!
Gazetede haber şöyle aktarılmış;
“Geçen gün bir sporcu, Karşıyaka rıhtımında, denize girmek üzere, mayo ile dolaşıyormuş. Bir belediye zabıta memuru, gürbüz bir sporcunun mayo ile Karşıyaka kordonunda dolaştığını görünce; hemen o gence doğru ilerlemiş ve :
Demiş. Yüzme sporcusu, neyin yasak olduğunu, kendinden niçin beş lira ceza istendiğini birdenbire kavrayamayarak sormuş:
Diye cevap vermiş zabıta.
Sporcu ile belediye memuru münakaşa ederlerken, tesadüfen Kaf Sin Kaf’lı Mustafa Münir bey karşıdan görünmüş, mesele kendisine anlatılmış. Ve şöyle bir cevapta bulunmuş…
Diyerek konuyu İzmir Belediye meclisinde sunarak, mayo giymenin yasak olmadığı yönünde karar aldıracağını beyan etmiş.
Tam bu sırada Ali Halim bey’de tesadüf bu ya konuya müdahil olmuş:
Gazete de bu konuyu aktaran köşe yazarı ise, tüm bunları aktardıktan sonra, belediye zabıtasının işinin, mayo ile gezenleri takip etmek olmadığını, bundan en fazla faydalanan tiplerin ise duvar diplerine tuvaletlerini yapanlar olduğunu düşünmüş.
Bu sayede sahilde kimse kalmayacak, duvar dipleri kendilerine kalacak!
Yasaklamak, engellemek, fikirlere tahammülsüzlük sık karşılaştığımız şeyler artık. Herhangi bir siyasi fikre malik olanlar, kendi fikirlerine uymayınca ambargo uyguluyor, canlı şahitleriyiz, yaşıyoruz bunları. Farklı ses çıkmasın diye, adı “Gençlik” bayramı olan günde, 70 yaşın üzerindeki kişilere Cumhuriyet Gençliğini anlattırıyor. “Körler sağırlar birbirini ağırlar.” Tam bir ironi. Memleketin her köşesi bu saçmalıklarla dolu.
Uzun lafın kısası, Karşıyaka Spor Kulübü böyle idareciler tarafından kurulup-geliştirilmiş, yükseltilmiş. Zühtü Işıl’dan Ali Halim Bayer’e, adını sayamadığım onlarca kişiden oluşan, kolektif bir harekettir Kaf Sin Kaf.
Bizler de o büyük Karşıyakalıların ardılları olarak, duvar diplerini bu çiş kokululara bırakmayacağız.
İşte Karşıyakalı duruşu budur!
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!