Geçtiğimiz sayıda kulübümüzün Türkiye’de deniz sporlarında öncü olduğundan bahsetmiştik. Kuruluş yıllarımızda sporcularımız bir çok branşta boy göstermişlerdir.
Yelken sporu da o branşların başında gelmektedir.
Kadızâde Zühtü bey’in bu yolda hizmetlerinden bahsetmiştik, ailesinden yine Kâdızade Rifat Işıl -ki biz kendisini Başbakan Adnan Menderes’in uçağı düştüğü zaman onu kurtaran milletvekili olarak biliriz- yoğun ve önemli ölçüde kulübümüze hizmetleri bulunmuştur.
İzmir’de denizciliği tesis edenlerden çok önemli bir diğer kişi ise genç yaşta vefat eden, mıntıka denizcilik heyetinin kurucularında merhum Rıfat bey’dir. Ondan da ilerleyen yazılarda bahsedeceğiz.
Denizcilik ve yelken sporunun yükselmesi ve gelişmesi için emek harcayan bir diğer isim ise Refik Çullu’dur.
Erken Cumhuriyet döneminde yaşanan askerî ve ticari denizciliğe ilişkin gelişmeler yanında sosyo-kültürel alanda da ilerleme tüm hızıyla devam etmekte iken, Gâzi Mustafa Kemal Atatürk’ün bir lider olarak denizcilik kültürünü tüm halkımıza genele yayma çabası, özellikle dikkate değerdir.
Bugün dahi denizci devlet olmanın en önemli gerekliliği, toplumun kültürel olarak denizcilik algısına sahip olmasıdır.
Özellikle belirttiğimiz dönemlerde, Kabotaj Bayramlarının yüksek katılımla, mükemmel seviyelerde kutlanması bu bahsini ettiğimiz hedefler için yapılan çabalardı.
Atatürk’ün bu alandaki çabaları; kültürel etkinlikler, sportif faaliyetler ve bir hayat tarzı olarak denizcilik fikri öncülüğünde ilerlemiştir.
Bu kapsamda deniz kulüpleri kurulmuş, yat yarışları düzenlenmiş, olimpik yelkenciler doğmuş ve spor olarak yüzme benimsetilmeye çalışılmıştır.
Kulübümüz ile ilgili daha önceki yazılarımda İzmir’in ve hatta Türkiye’nin ilk yüzme şampiyonları olarak tespit edip yayımladığımız; Alparslan Karadavut, Rasim ve Muhiddin beyler bu sporun artık meyve verdiğini ispat etmişlerdi.
Yelken sporunda ise kulübümüz, İzmir mıntıkasında uzunca yıllar öncülük edip kentimizi Türkiye çapında temsil ederek şereflendirmişlerdir.
Türkiye İdman Cemiyeti ittifakı kanunun çıkmasından önce disipline bir şekilde bir grup Karşıyakalı gencin ”Arif Erzeybek, Münir Birsel, Zühtü Işıl, Suat Yurdkoru, Tahir Meleksoy, Kemal Şaykan, Niyazi Tusder, Refik Çullu” gibi isimlerin, İzmir’deki Yelken Sporunun Karşıyaka’da başlangıcının öncüleri olmuştur.
İşte o temsillerin detaylarını, belgeleriyle gazetemizde yayımlıyoruz. Özellikle 1934 senesi kulübümüzün denizcilik şubesi için tarihi zirve olarak belirtsek yanlış olmaz.
7 NUMARALI ŞARPİSİ “ACAR II” İLE REFİK BEY ŞAMPİYON
Ağustos ayının ortalarında, Karşıyaka sahilinde yapılan yelken birincilikleri müsabakalarında altı şarpi arasında geçen mücadeleyi Refik bey kazanıyordu.
İzmir’de şampiyonluk sonrası Türkiye Şampiyonluğuna katılmak için İstanbul’a gidiyor denizcilerimiz.
İstanbul, Moda sahilinde yapılan mücadeleyi İzmir nâmına kazanarak Türkiye Şampiyonu olan sporcumuz ve ekibi, Sakarya vapuru ile kentimize girişlerinde, Karşıyaka Spor Kulübü’nün bütün sporcuları ile karşılanmışlardır.
Türkiye Denizcilik Federasyonu’nun tebliğinden siz okuyucumuza aktarıyoruz.
Türkiye Denizcilik Federasyonu’ndan:
1934 Türkiye Yelken Birincilikleri, 26 ve 28 Ağustos Pazar ve Salı günleri, İstanbul Moda’da yapılmıştır.
Birinci müsabakayı 1 saat 20 dakikada İzmir mıntıkasından Refik bey 7 numaralı şarpisiyle birinci gelerek kazanmıştır.
İkinci müsabakayı yine İzmir mıntıkasından Refik bey, 7 numaralı şarpisi ile 1 saat 10 dakika 7 saniye’de bitirerek birinci bitirmiştir.
Üçüncü müsabakada ise 2 saat 13 dakika 56 saniye ile Refik bey ikinci gelmiştir.
Üç müsabaka neticesinde Refik bey ve 7 numaralı şarpisi “Acar II” ile 298 puan olarak Türkiye Şampiyonu olmuştur.
Xxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxx
TÜRK MUCİZESİ’NİN TARİHİ
Tam 104 yıl önce 15 Mayıs 1919’da İzmir kirli ayaklar altında kaldı..
İzmir’in işgâli belki de bir mucizenin ortaya çıkması için sebep olmuştu.
Kulübümüzün 1930-32 yılları arasında “hâmi reisliği”ni yapan, günümüz anlamı ile; himaye eden, fahri başkanlığını yapan İzmir Müstahkem Mevki Kumandanı Hüseyin Hüsnü Emir Erkilet Paşa’nın, tarihi anektod olarak dönem gazetelerine köşe yazısı olarak aktardığı “Türk Mucizesi”’ni ilk kez yayımlayacağız.
“Hüseyin Hüsnü Erkilet Paşa kimdir?” diye sorulacak olursa, Osmanlı’nın son dönem kurmay subaylarından bir zat olup, Kurtuluş savaşına kurmay Türk subayı olarak katılmış, gösterdiği azim, kararlılık, mücadele ve entelektüel kişiliği ile savaş süresince çok önemli görevleri ifa etmiştir.
1930 yılı olağanüstü kongremizde kulübümüzün hâmi reisliğini de üstlenen paşa,1932 yılında Tümgenerallikten emekli olmuştur. Ancak tüm ömrü devletimize hizmet ile geçen paşa, 1941 yılında 2.Dünya savaşı sırasında Almanların Doğu cephesinde karargahında Hitler ile görüşmüş, Hitler’in karargahında ağırladığı ilk Türk paşası olması Türk-Alman ilişkileri açısından da önemlidir.
19 MAYIS 1919 – 24 TEMMUZ 1923 / 4 YIL 2 AY
Kulübümüzün hâmi reisi çok önemli bir hakikati aktarmaktaydı.
Türk İstiklal Savaşı, Mustafa Kemal Paşa’nın Samsun’a çıkması ile başlar ve Gâzi Mustafa Kemal ve İsmet Paşa’nın Lozan zaferi ile biter.
19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramınızı en içten dileklerimle kutlarım.
Yaşasın Cumhuriyet!
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!