Karşıyaka tarihini araştırdıkça, hiç umulmayan başarılarda da öncü olduğunu görüyoruz.
Yıl 1934.
Türkiye’de birçok il ve ilçede henüz spor kulüpleri kurumsallaşmamışken, Karşıyaka Spor Kulübü birçok branşta faaliyetlerini ilk kez gerçekleştiriyordu. İstanbul’da 1930’ların başında hareketlenen masa tenisi sporu İzmir’de çok fazla destek görmese de kulüplerimiz kendi sporcuları arasında bu spora eğilmiş gözüküyor.
Karşıyaka Spor Kulübü'nün erken Cumhuriyet döneminde ping pong (masa tenisi) turnuvasını düzenlemesi, Türkiye'deki spor kulüplerinin kurumsallaşmasına öncülük etmesi açısından önemli bir adımdır.
SPOR KÜLTÜRÜNÜN GELİŞMESİNE KATKI SAĞLAYAN KAF SİN KAF SPORCULARI
Karşıyaka Spor Kulübü'nün bu alanda faaliyet göstermesi, İzmir’de masa tenisi sporunun tanıtımı ve yaygınlaşmasına katkı sağlamıştır. Bu tür turnuvalar, sporcular için rekabet ortamı sağlamakla birlikte, genç yeteneklerin keşfedilmesine de yardımcı olmuştur. Aynı zamanda, sporun alt yapısının oluşturulmasına ve gençler arasında spor kültürünün gelişmesine katkıda bulunduğu söylenebilir.
Kaf Sin Kaf gibi öncü kulüplerin, yeni spor branşlarına ve faaliyetlere yönelmesi, erken Cumhuriyet dönemi zarfında, gençlerin ve sporcuların çeşitli seçenekler arasından tercih yapabilmesine imkan tanımış, Türkiye'deki sporun çeşitliliğini artırmış ve bireylerin spora olan ilgisini de özellikle yoğunlaştırmıştır.
Masa tenisi, fiziksel becerilerin yanı sıra konsantrasyon, hızlı düşünme ve strateji gerektiren bir spor dalıdır. Bu nedenle, masa tenisi turnuvaları, sporseverlerin ve sporcuların bu yeteneklerini geliştirmelerine ve rekabetçi bir ortamda deneyim kazanmalarına olanak sağlar.
KARŞIYAKA TARİHİNDE BİR İLK: CAHİT BEY, PİNG PONG ŞAMPİYONU!
İlgili haberde Karşıyaka Spor Kulübü üyeleri arasında düzenlenen ping-pong kupa maçları her akşam kulüp binasında yapılmakta olan seçmelerle düzenlenmiş, nihayetinde finale 2 sporcumuz kalmıştır.
Cahit ve Ekrem beyler belki de kulüp tarihimizde ilk kez düzenlenen masa tenisi şampiyonasında finale yükselmiş iki sporcumuz olarak Karşıyaka tarihinde yerini almışlardır.
Final müsabakası 24 Mayıs 1934 tarihi akşamı yapılmış, maçın hakemi ise kulübümüzün veznedar ve muhasipi Hamit Aziz bey olmuştur.
Yarı final maçlarında Ekrem bey, Cemil bey’i 6-4, 6-8, 6-3 yenerek finale kalırken, Cahit bey’de Haluk bey’i 4-6, 6-4, 6-4 yenerek finale kalma başarısı göstermiştir.
Final maçlarında ise heyecanlı oyunlara sahne olan maçlarda, Cahit bey; 6-3, 6-4, 6-8, 6-3 galip gelerek şampiyonluğu kazandı ve kulübümüzün koyduğu kupayı ilk kez kazanan sporcular arasında ismini yazdırmıştır.
XXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXX
Karşıyaka’nın ilk hakemleri
Spor tarihimize baktığımızda, Cumhuriyet öncesi futbol hakemliği görevi genellikle eski ve tecrübeli spor insanları tarafından yapılagelmekteydi.
Dünyada, İngilizler tarafından 1880’li yıllarda kurumsallaşmaya başlayan hakemlik, ülkemizde de neredeyse hep yabancılar tarafından yapılmaktaydı.
20. yüzyılın ilk çeyreğinde, ya bir kulübün reisi ya da eski sporcusu tarafından oynanacak maçta hakemlik vazifesi gördürülürdü.
Ülkemizde de ilk Türk hakemleri arasında ismini sayabileceğimiz, daha önceki yazılarımızdan hatırlayacağınız Fuad Hüsnü Kayacan önemli bir isimdir.
İZMİR’İN İLK HAKEMİ SÜREYYA İPLİKÇİ’DİR!
İzmir’de ise tespit edebildiğimiz ilk hakemlik görevi, kulübümüz kurucularından, Milli Mücadele Kahramanı ve ilk sporcularımızdan İplikçizade Süreyya(Süreyya İplikçi / D:1895-Ö:1957) bey tarafından 1915’te Katipoğlu'nda vâki Altay Çayırı'nda, Altay – Karşıyaka maçında ifa edilmiştir.
Spor tarihimiz için ilk kez ve çok önemli olduğunu düşündüğümüz bu bilgiden sonra, kurumsal yapı haline dönüşen T.İ.C.İ. yani günümüzde TFF’nin hakemlik konusu faaliyetleri önemlidir.
Zamanla, organizasyonlar kurumsal hale geldikçe, adaleti ve hakkı sağlamaya yönelik bu çalışmalar artırılmış, artık hakemlik vazifesi diploma ile verilmeye başlanmıştır.
KARŞIYAKA’NIN İLK DİPLOMALI HAKEMİ: ESAT MERTER
Karşıyaka’nın Cumhuriyet sonrası başarılı sporcuları arasında gösterilen Esat Merter, sporcu ve yönetici olarak görev yaptığı kulübüne çok uzun zamanlar hizmet vermiştir.
1935 yılından itibaren artık İzmir mıntıka(lig) maçlarında diplomasız hakemlerin görev yapamayacağı bildirilmiş, İstanbul’dan gelen Türkiye Hakem Encümeni (günümüzde MHK) üyesinden Kemal Halim bey tarafından bir kurs açılarak sınav yapılacağı, sonucunda diploma verileceği bildirilmiş.
Kulübümüz sporcuları Esat ve Rıza’nın dışında, Altınordu kulübünden Mustafa(Balöz), Altay’dan Fehmi(Eriş), Baha(Konuralp), Göztepe’den Ferit(Simsaroğlu), Alaaddin(Kazanova) gibi isimler de ilk defa diploma alan İzmirli spor insanları olmuşlardır.
Hakemler, futbol müsabakalarında adil ve tarafsız bir ortamın sağlanması, oyun kurallarının doğru bir şekilde uygulanması ve spor etiği değerlerinin korunması için önemli bir rol oynamaktadır.
Sonuç olarak, Türkiye'de futbol hakemliği adil bir oyunun sağlanması, kuralların doğru bir şekilde uygulanması, fair play'in teşvik edilmesi ve güvenin oluşması açısından büyük bir öneme sahiptir. Hakemlerin tarafsızlık, profesyonellik ve etik değerlere bağlı kalarak görev yapması, futbol müsabakalarının başarılı ve saygın bir şekilde yönetilmesini sağlar.
Geçmişte şehrimiz spor tarihine katkı sağlamış tüm spor insanlarını rahmetle anıyorum.
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!