Geçtiğimiz hafta, Türk sporunun koca çınarı, Karşıyaka Spor Kulübü’nün kongresindeydik.
Gergin bir ortamda gerçekleşen kongrede mevcut kulüp başkanı ve değerli Karşıyakalılardan oluşan yeni yönetim kurulu seçildi.
Spor tarihimizi incelediğimde, İzmir’deki gayrımüslimlerden sonra Karşıyaka Spor Kulübü bildiğiniz üzere bu kentte ilk defa kongre gerçekleştiren kulüptür.
Müdafaa-i Milliye Cemiyeti Karşıyaka Şubesi’ni oluşturan Milli Mücadele kahramanlarının hâmiliğinde, “Mümarese-i Bedeniyye” yani Beden Eğitimi ve çeşitli sporların ilk kez uygulandığı ve Ay ve Yıldız’ımızı ilk kez göğsünde taşıyan kulübümüzün tam 112 yıldır kolektif kültürü benimsemiş, sivil toplumda etkisi tartışılmaz ve Türk sporunun bu topraklarda ilk kez görünmesini sağlayan kulüp olduğu tartışılmaz.
Kurtuluştan kuruluşa giden yolda Türk halkına, vatanın kurtuluşuna ve cumhuriyetin kuruluşuna büyük devrimlere yol göstermiş, ışık saçmış Karşıyaka Spor Kulübü’nün manevi şahsiyeti bu kurumsal yapının gerçek sahibidir.
Karşıyaka Spor Kulübü; kolektif düşünmemeye, kolektif hareket etmemeye ve kulübün menfaatini düşünmemeye devam ettikçe, makamlarda oturanların ortak sevdamıza katkısı olmuyor maalesef.
Yapmamız gereken, Karşıyaka’yı kurtaracak sistemi kuracak kişi veya kişileri desteklemeye, katkı vermeye devam etmeliyiz. Alanında uzman, efektif ve iş birliği içerisinde ilerleyebilecek kişilerle, kurtuluş sistemini senkronize edebilmek. Umarım başarabiliriz.
TARİHİ KARŞIYAKA KONGRELERİNDEN
Kongre kültürüne devam eden ve sivil toplumun önemli bir parçası olmuş kulübümüzün dernek olan statüsü, 2022 yılından itibaren ise spor kulübü olarak değişmiştir ve Gençlik ve Spor Bakanlığı’na bağlanmıştır.
Elimizde, Karşıyaka’nın birçok kongresinin gazetelere yansımaları mevcut. Beni en çok etkileyenlerden birisi ise 1932 yılında düzenlenen kongrede, sıkıntılı zamanlardan geçen kulübümüzü korumaya ant içmiş kurucularımız vardı.
Kulübümüzün ilk sporcu ve üyelerinden Zühtü Işıl’ın kongrede beyan ettikleri şu cümleler çok değerli;
Zühtü Bey söz alarak ;
Karşıyaka’da ikilik yoktur. Aynı hedefe doğru yürüyoruz. Ben Kaf Sin Kaf’ın eski bir azası sıfatıyla ikilik hissetmiyorum. Karşıyaka’da yalnız bu kulübün gençliği vardır dedi ve şiddetli alkışlandı.
Kongre divan başkanı, milli mücadele kahramanı ve kulübümüzün kurucularından Halit Onaran ise;
Zühtü Bey arkadaşımızın beyanatına tamamen iştirak ediyorum.
1933 yılında yine önemli bir kongre yapan Kaf Sin Kaf’ın, gazetede aktarıldığı şekliyle; 21 yıllık maziye sahip olan ve spor branşlarında gösterdiği gayret ve fedakarlıklarla, İzmir sporuna büyük ışık saçtığı ve yönetimi alacak kişilerin, bu gönüllü yapılacak görevi yorulmadan başaracak kişiler olması temenni edilmiş.
1936 yılında Karşıyaka Spor Kulübü kongresinin Lüks(Melek olarak bilinir) Sineması’nda olacağını gazete kupürlerinden öğreniyoruz.
GEÇMİŞİN İZİNDE, GELECEĞIN IŞIĞINDA
Karşıyaka Spor Kulübü’nün tarihine baktığımızda, sadece bir spor kulübü olmanın ötesinde, toplumsal ve milli bir misyon üstlendiğini görüyoruz. 1932 yılında düzenlenen o anlamlı kongrede Zühtü Işıl’ın vurguladığı “birlik ve beraberlik” anlayışı, sadece kulüp üyelerini değil, bir milletin kurtuluş mücadelesine gönül vermiş herkesi temsil ediyordu. Bugün ise bu ruhu yeniden hatırlamak ve Karşıyaka’nın geleceği için aynı birliktelik ruhunu oluşturmak büyük bir gereklilik olarak karşımızda duruyor.
Tarihi olayların günümüze taşınmasının nedeni, sadece geçmişi hatırlamak değil; o geçmişten ders alarak geleceği şekillendirmektir. Karşıyaka Spor Kulübü, geçmişte nasıl ki kolektif bir bilinçle zorlukların üstesinden gelmişse, bugün de aynı kültür ve dayanışma ile sorunlarını çözebilir. Bu nedenle tarihi kongreleri ve o günkü ruhu hatırlamak, günümüz kongrelerinde aynı bilinci yeniden canlandırmak adına bir çağrıdır.
Çağrımın amacı, sadece Karşıyaka Spor Kulübü’nün tarihine bir yolculuk yapmak değil, aynı zamanda okuyucuları bu tarihi mirası sahiplenmeye çağırmaktır. Karşıyaka Spor Kulübü’nün 112 yıllık kolektif kültürü, sadece bir nostalji unsuru değil; bugün de kulübün geleceğini şekillendirebilecek en önemli güç kaynağıdır. Geçmiş kongrelerdeki dayanışma ve fedakârlık örnekleri, bugünün Karşıyakalılara bir ilham kaynağı olmalıdır.
Karşıyaka’nın ve Karşıyaka Spor Kulübü’nün bir parçası olan herkes, bu ruhun yaşatılmasında sorumluluk sahibidir. Çünkü Karşıyaka sadece bir kulüp değil; bir ideali, bir mücadeleyi ve ortak bir sevdayı temsil etmektedir. Geçmişte olduğu gibi, bugünün kongrelerinde de bu ruhu yaşatmak, kulübün geleceğini inşa etmek demektir.
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!