Çocukluğumuzun kahramanıydı Mustafa Baykara. Namı diğer Bir Baba Hindi.
O kadar saygılı ve kibardı ki cümleleri hep “Efendim” ile biterdi. Maç önü gördüğümde “Nasılsın Mustafa Baba” diye seslendiğimde, “Sağol, iyiyim efendim” diye cevap verirdi.
Tabi aslında “efendim” diyemezdi, “etendim” derdi Mustafa Baba. Dilinin bu tatlı peltekliği ile de kendisine “Etendim Mustafa” lakabının takılmasını sağlamış oluyordu.
Doğma büyüme Karşıyakalı, hiç evlenmemiş bir adam. Çünkü “Karşıyaka ile evliyim” diyordu.
Alsancak’ta ve bulunduğu tüm ortamlarda “Bir Baba Hindi” tezahüratı ile Karşıyaka taraftarının gür sesinin yansıması oluyordu adeta.
Hiç beklenmedik bir anda, tüm o sessizliğin içerisinde gür sesi ile “Biiiir baba Hindi” diye bağırır, taraftar da “heeeyallah” diye inletirdi tribünleri, sonrasında “Kaf Kaf Kaf Sin Sin Sin Kaf Sin Kaf Sin Kaf” tezahüratı ile bitirir ve hiçbir şey olmamış gibi yerine otururdu Mustafa Baba.
Gol atınca ağlardı. Gözyaşları hiç durmazdı, yüreğinden akıp sevdasının denizine boşalırdı gözlerinden.
Onun için tribünler yaşam felsefesiydi. Vefaydı. Adı “Karşıyaka” olan bir sevdaydı.
Seni unutmak mümkün değil.
MUSTAFA BABA’NIN YARENLERİ
Camiamızın sevgi ve saygı duyduğu kişiler bir bir ölümsüzlüğe adım atıyorlar. İşte Mustafa Baba göçtü, Tahir Türetken, Selçuk Yaşar, Lemi Yerli, Bülent Zeren. Daha nice isim.
“O iyi insanlar o güzel atlara binip çekip gittiler. Demirin tuncuna, insanın piçine kaldık.” diyor, İnce Memed’de Yaşar Kemal.
Gerçekten de öyle. Meydan soytarılara kalmasın diye kendi başına bir şeyler yapmaya çalışan insanlar var bu camiada.
Hatırladığım kadarıyla 2015 yılında yine bir söylenti çıkmıştı Mustafa Baba’nın vefat ettiğine dair. Hemen o sırada Mustafa Baba’nın yarenleri, yoldaşları, dostları ortaya çıkmıştı. Tribün liderimiz Taner ağabey’in bir fotoğrafı var gözümün önünde, Mustafa Baba’nın yanına gitmiş, Mustafa Baba gayet iyi diyerek paylaşmıştı. Unutamam, nasıl sevinmiştim.
Gerek hastalığında gerekse yaşamı sırasında Taner ağabey’in nezdinde, Karşıyaka Çarşı’dan, Mustafa Baba’nın derdine derman olan herkesten Allah razı olsun. Eksik olmasınlar.
DÜNYA LİTERATÜRÜNE GEÇEN BİR GİRİŞİM: BİR BABA HİNDİ MUSTAFA BABA HEYKELİ
Bu camiada tanıdığım, beni temsil eden birkaç kişiden biridir Feruz Bozaslan. Kader bizi 2008 yılında, havalimanında, asker yolculuğu için beklerken karşılaştırdı. Birbirimizi sanki yıllardır tanır gibi olduk ilk gördüğümüzde. Nereden tanışıyoruz acaba diye birbirimize sorduk, aynı cevabı karşılıklı duyduk: Karşıyaka Tribününden.
Tanımayanlar olabilir. Feruz, sadece Karşıyaka’yı düşünen, onun için mesai harcayan ve gerektiğinde, Karşıyaka’yı kullanarak –mevki/makam gözetmeksizin- rant elde etmek isteyenlerle daima mücadele eden bir dostumuz.
Karşıyaka Belediyesi’nce 2019 yılında Bir Baba Hindi Mustafa Baba’nın heykelinin dikilmesi için en fazla çaba sarf eden kişilerdendir. Fikir babasıdır. Bu projeyi belediye başkanına sunduğunda dönemin belediye başkanı çok heyecanlanmış Mustafa Baba ile Karşıyaka Çarşı’da karşılaştığında “Bir gün senin heykelini yaptıracağım” dediğinde Mustafa Baba inanmamıştır.
Mustafa Baba’nın heykeli, birebir ölçülerde Heykeltraş Harun Atalayman tarafından yapıldı. Dönemin Karşıyaka Belediye Başkanı verdiği röportajda, “Onu ne zaman görürsem elinde bir dürüm oturduğu yerde onu yiyordu. Feruz’a (Bozaslan) sordum. O da bana başkanım Mustafa’nın heykeli ayakta olmaz. O hep oturuyor dediğinde bank aklımıza geldi ve şimdi Mustafa ağabey bu banka oturuyor. Son Karşıyakalı kalıncaya kadar da hiç kimse onu oradan kaldıramayacak” diye heykelin hikayesini anlatmıştır.
İşte o heykelin yapımı sırasında çekilmiş, tarihe geçecek fotoğraflar, ilk kez Karşıyaka Haber Gazetesi’nde Nostalji sayfamızda yayınlanıyor.
Heykeltraş Harun bey’in çalışmaları sırasında, Mustafa Baba’nın şaşkınlığı ve mutluluğu gözlerinden okunan fotoğrafları da tarihe not olarak bırakıyoruz.
ÇOCUKLARI ÇOK SEVERDİ
Bir maçta cebine şekerleri doldurmuş çocuklara dağıtıyor, bizde eşim Saadet’le yanına geldik, selam verdik, halini hatırını sorduk. “İyiyim etendim” diye cevap verdi ve cebinden iki şeker çıkardı bize vermek istedi. Biz de eşimle mahcup olduk, birbirimize baktık, almayalım gibisinden. Biz de sana bir şeyler alalım, sandviç kumru falan dedik ama nafile. Hayatta hiçbir şeye minnet etmeyen birisiydi.
Prof.Dr. Cem Karagözlü hocamız aslında geçenlerde bir gazetede özetlemiş; “Karşıyaka’nın sembol isimlerindendi. Temizlik ve saflık timsaliydi. Bunu tüm hayatına yansıtarak yaşadı. Oldukça çalışkan biriydi. Çocukları çok severdi. Hemen hemen hepimizin çocuklarını tanırdı. Onlar yanımızda yoksa bile çocuklarımıza selam gönderirdi. Bugün sadece Karşıyaka için değil bütün Türkiye için örnek olacak, tertemiz, içinde kötülük olmayan ender insanlardandı. Onun Karşıyaka taraftarlığı bambaşkaydı. Hiçbir çıkar gözetmeden tamamen sevgi üstüne kurulmuş bir taraftarlık söz konusuydu. Bir beklentisi yoktu. Elbette Karşıyaka’nın başarılı olmasını isterdi ama o önemli değildi. Yeşil kırmızıya olan sevdası bambaşkaydı.”
AŞIKLAR ÖLMEZ!
Bir tasavvuf deyimi olan “cezbe” lügatte, kendini çekmek, bir şeyi sürüklemek manasında kullanılır. Meczup ise bu cezbeye kapılan aşıklara söylenir.
Mustafa Baba aşıktı! Gözü ve gönlü Kaf Sin Kaf’ın sevdasından başka bir şey görmezdi. Kaf Sin Kaf’ın cezbesine kapılmıştı. Onun için varsa-yoksa her şey Karşıyaka ile anlamlanırdı. Bizlere en güzel örnek Mustafa Baba’ydı.
Hatta bu camiada beni temsil edecek bir kişi var ise o kişi Mustafa Baba’dır.
Seni görüp selam vermeden maça girmek, Alsancak stadının soğuk merdivenlerine adım atan “kocaman” varlığını hissedemeyecek olmak bize en büyük dert.
Ve biz biliriz ki aşıklar asla ölmez. Devri daim olsun, nice Mustafa Baba’lar tribünlerde, deplasmanlarda, bizleri büyük bir “inanç” duyduğu sevdasına adamış tüm taraftarları, yalnız bırakmasın, Mustafa Baykara gibi, inancıyla, sevgisi ve aşkıyla kucaklasın.
Zaman geçer, şampiyonluklar gelir, gider. Ancak 111 yıl önce kurucularımızın bu kulübü kurarken kalplerinde olan inanç ve ruh ne ise, Mustafa Baba’nın bu tribünlerde daima kalbinde ve ruhunda olan inanç aynı şeye işaret ediyor.
Aşk-Emek-Kavga!
Bu sayımızda kulübümüzün tarihine yönelik araştırma yapamadım. Bu kulübün en temiz ve saf temsilcilerinden, Karşıyaka ruhunu her daim yaşatan Mustafa Baykara’yı anmak istedim.
Eyvallah Mustafa Baba…
“Biir Baba Hindiiii… Eeeyvaaallah”
Not: Fotoğraflar için Feruz Bozaslan’a ve “Bir Baba Hindi Mustafa Baba” Posta Pulu tasarımı için Umut Baysal’a teşekkürler.
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!