Türkiye'ye tenis, ilk kez 19. Yüzyılın son çeyreğinde, Türkiye'de bulunan İngilizler aracılığıyla geldi. Şehrimizde ilk kez Karşıyaka ve Bornova’da “Lawn Tenis” yani “Çim Tenisi” olarak oynandı. Yine levanten ve gayrımüslimlerin yaptığı çalışmalarla, Osmanlı Devleti’nde aynı yıllarda İstanbul-Moda çayırlarında da tenis sporu başlamıştı.
Birçok kaynak, Türkiye’de tenisin Amerikan Kolejleri’nde oynanmaya başladığını göstermektedir. İzmir’de Cumhuriyet sonrası ilk tenis müsabakası ise kulübümüz tarafından 1923 yılında açtığımız Fazıl Bey Asfaltında bulunan tenis kortlarında gerçekleşmiştir.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Kaf Sin Kaf’ı ikinci ziyaretinde, 24 Haziran 1926 tarihinde Fazıl Bey Sokağında bulunan tenis mahalinde çekilen meşhur fotoğrafta, İsmet Paşa, Fahrettin Paşa ve Tevfik Rüştü Aras’ın bulundukları halde, tenisçilerimiz Zeki ve Siret Bey’lerin tenis maçını izlemeleri tarihimiz açısından en kıymetli hatıralardan birisidir. Belki de Atatürk’ün izlediği ilk ve tek tenis müsabakası bu tarihi fotoğraftadır.
1926 yılında Ankara’da gerçekleşen Türkiye İdman Cemiyetleri İttifakı(T.İ.C.İ.) 3. Kongresine ait raporları incelediğimde, İzmir mıntıka başkanımız şöyle konuşmuştur:
“Mıntıka dahilinde tenisle iştigal eden yalnız Karşıyaka Spor Kulübü olup, İzmir dahilinde tenis kortları tesisine mıntıka teşebbüs etmek üzeredir.”
Yani İzmir’de henüz Karşıyaka tenis kortları dışında bir tenis kortu bulunmuyor, 1926 yılında bu konuda bir girişim yapılacağı İzmir Mıntıka Reisi tarafından dile getirilmiş.
Türk tenis tarihinde, Galatasaray ve Fenerbahçe ile birlikte ismi ilk defa zikredilen kulüp Karşıyaka Spor Kulübü’dür. 1926 yılına ait gazete kupüründe bu gerçek şöyle aktarılıyor:
“Karşıyaka Spor Kulübü mevsim dolayısıyla tenis ve denizcilik şubelerini de faaliyete geçirmiştir. K.S.K. mensupları, sporun yalnız futbol kısmında kalmamışlar ve asri(modern) her spordan istifade etmeye gayret göstermişlerdir. Türkiyemizde denizcilik ve tenis şubelerine de malik spor kulüplerimiz maalesef pek mahdud(sınırlı) daha doğrusu üç tane kulüpten ibaret olup bunlarda; Galatasaray, Fenerbahçe ve Karşıyaka Spor Kulüpleridir.”
Dönem gazetesinde belgelendirdiğimiz bu cümleler, 1926 yılında Türkiye’de tenis sporunun gelişimini kulübümüz açısından gözler önüne seriyor. Dönemin en iyi Türk tenisçilerinden olarak gösterilen İbrahim Nevres Bey’de Karşıyaka’nın medar-ı iftiharlarından.
1928 yılına gelindiğinde, İstanbul tenisçilerini büyük farklarla yenerek Türkiye’de adından söz ettiren tenisçilerimiz, 1928 yılında İstanbul tenisçileri ile yaptığı 9 müsabakada yalnızca 1 mağlubiyet alarak gücünü tüm Türkiye’ye duyuruyor.
1931 Yılı Kupası “Bir Millet Uyanıyor” Sergisinde!
İzmir'in tenis sporundaki gelişimine damga vuran Karşıyaka Spor Kulübü, tarihi bir organizasyona ev sahipliği yaparak İzmirli tenisçilerin yeteneklerini sergilediği unutulmaz bir mücadeleye tanıklık etti. Bu olağanüstü etkinlik, 1931 yılında gerçekleşen ve Aybala-Nejat Yentürk koleksiyonunda yer alan bir kupa ile tenis tarihine ışık tutan bir müsabakaydı.
Bornova'da düzenlenen yarı final müsabakalarının ardından, Kaf Sin Kaf ve İzmir ekibinden tenisçiler arasında nefes kesen bir final mücadelesi yaşandı. Febo Aliotti ve Bill Giraud'un temsil ettiği Kaf Sin Kaf takımı ile Jim Giraud ve Douglas Whittall'un yer aldığı İzmir ekibi arasındaki bu final müsabakası, Karşıyaka Tenis Kortları'nda gerçekleşti.
Özellikle belirtilmesi gereken bir nokta, her yıl düzenlenen İstanbul Kupası'nda Karşıyaka Spor Kulübü'nden Febo Aliotti'nin de yer alması ve bu uluslararası turnuvada çeşitli başarılar elde etmesiydi.
Öğleden sonra tenis kortlarında gerçekleşen çift erkekler final mücadelesinde, Jim Giraud ve Douglas Whittall çifti, setleri 6-1, 3-6, 5-7, 6-1, 6-2'lik skorlarla kazanarak Karşıyakalı tenisçiler Febo Aliotti ve Bill Giraud'u mağlup ederek Çatı Bostanlı'da sergilenen kupayı kazandılar.
Bu unutulmaz müsabaka, İzmir'in tenis tarihinde önemli bir yere sahip olup, Karşıyaka Spor Kulübü'nün tenis alanındaki başarılarının da bir göstergesi olarak kaydedilmiştir.
Erken Cumhuriyet devrinde, tenis sporuna damga vurmuş Karşıyakalı İtalyan Aliotti kardeşlerin yeşil-kırmızı forma altında yaptığı faaliyetleri de ilerleyen yazılarda aktaracağız.
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!