Buna karşın bebek ve çocukların aşılanmasına verilen önemin yetişkinlere gösterilmediğini belirten Prof. Dr. Biberoğlu, “ABD’de her yıl 60 bine yakın erişkin, aşı ile kurtarılabilecek infeksiyonlar ve komplikasyonlar nedeniyle ölüyor. Zatürre ve grip 7. en sık ölüm nedenini oluştururken, Hepatit B nedeniyle her yıl 1-2 milyon kişi hayatını kaybediyor. Bu yüzden aşılanma çok önemli, aşı karnesi kavramı doğumdan-ölüme dek devam eden bir süreç olarak kabul edilmeli. Ve özellikle risk grubundaki erişkinlerin ölümle sonuçlanabilecek infeksiyonlara karşı aşılanması sağlanmalı” dedi.
AŞI EN KOLAY VE GÜVENİLİR İLAÇTIR
Erişkinlerin aşılanması kavramına hemen her toplumda karşı çıkılabildiğini belirten İzmir Kent Hastanesi İç Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Biberoğlu, sıklıkla sağlam ve yakınması olmayan bireylerin aşılanmasının gereksiz görüldüğünü ve yan etki olasılığından korkulduğunu söyledi. Aşılanma ile risk altındaki bireylerin korunmasının yanında, hastaneye yatış ve ölüm oranlarında belirgin azalmanın çok önemli olduğunun altını çizen Prof. Dr. Biberoğlu, “Aşının en kolay ve güvenilir ilaç” olduğunu belirterek, şöyle konuştu:
“Erişkinlerin bağışıklık kazanmasın temelinde bu infeksiyonların topluma maliyeti, geçmişte yaşanan çeşitli mikroorganizmaların neden olduğu salgınlar ve ölüm oranları önemli verileri oluşturmaktadır. ABD’de her yıl 60 bine yakın erişkin aşı ile kurtarılabilecek infeksiyonlar ve komplikasyonlar nedeniyle ölüyor. Pnömoni (zatüre) ve Influenza (grip) 7. en sık ölüm nedenini oluştururken, bu sıralama yaşlı bireylerde 5. sıraya çıkıyor. Çoğu influenza sezonunda olmak üzere toplumun yüzde 10-20’si influenza ile infekte olmakta ve ciddi epidemilerde yılda topluma maliyeti 10 milyar dolara ulaşabilmektedir. Hepatit B aşısı ilk ‘antikanser aşı’ olarak kabul ediliyor ve primer karaciğer kanserinden koruyor. Günümüzde 300 milyondan fazla hepatit B taşıyıcısı var ve her yıl yaklaşık 1-2 milyon kişi bu nedenle yaşamını yitiriyor. Hepatit B virüsü ayrıca hepatosellüler karsinom oluşumunda % 80 sorumludur. Başka ifadeyle HBV taşıyıcılarında sağlıklı bireylere kıyasla hepatosellüler karsinom 200 kez daha sık oluşmaktadır. Hepatit B virüsü, AIDS etkeni olan HIV’ den 100 misli daha infeksiyözdür. Yılda yaklaşık 50 tetanoz olgusunun 5’i hayatını kaybederken, 60 yaş üzerinde ölüm oranı daha da yüksektir. Tetanoz olgularının hiç birinde tetanoz aşısı olmadığı saptanmıştır. Oysa primer aşılanma sonrası, erişkinlerin 10 yılda bir tetanoz aşılanması yüzde 100 koruyucudur. Her 10 difteri olgusundan biri ölmektedir. 1956 yılından sonra doğan ve kızamık yönünden immün olmayan kişiler aşılanmalıdır. Kızamıkçık gebelerde erken doğum ve anomaliye neden olmaktadır. Kabakulak olgularının 5’te birinde semptom olmayabilmektedir. Kabakulak komplikasyonları erişkinlerde çocuklara kıyasla daha sıktır. Suçiçeği virüsü ile infekte olan adolesan ve erişkinlerde çocuklara kıyasla daha ciddi komplikasyonlar gelişebilmektedir. Erişkinlerin yaklaşık yüzde 5’i suçiçeği virüsü infeksiyonuna duyarlıdır ancak çocuklara kıyasla ölüm oranı daha fazladır. Bunlar aşılanma konusundaki gerçeklere sadece birkaç örnek.”
TÜRKİYE’DE YETİŞKİN AŞILANMASI NE DURUMDA
Öte yandan Prof. Dr. Biberoğlu, Türkiye’de hepatit B taşıyıcılık oranlarının yüzde 4-15 olarak belirlendiğini, özellikle sağlık personelinde topluma kıyasla 3-6 kez daha sık saptandığını söyledi. Yaptıkları bir araştırmada genel olarak erişkinlerde Hepatit B aşılanma oranını yüzde 4.1, influenza’da yüzde 4.5, pnömokok aşılanma oranını yüzde 1 olarak saptadıklarını kaydeden Biberoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Risk grubundaki erişkinlerde aşılanma oranlarına da bakıldı. KOAH (Kronik obstrüktif akciğer hastalığı) olgularının yaklaşık yüzde 15’i grip aşısı yaptırırken, zatüre aşısı yaptıranların oranı yüzde 1. Diyabet hastalarının yüzde 9.1’i grip aşısı olmuş, buna karşın zatüre aşısı yaptıran neredeyse yok, oran; yüzde 0.1 saptandı. Türk İç Hastalıkları Uzmanlık Derneği – Ege Çalışma Grubu olarak bu sonuçları aldıktan sonra ‘Haydi büyükler aşıya kampanyasını’ başlattık. Ancak bu veriler Avrupa Ülkelerinde riskli bireylerin aşılanmasında yüzde 60 hedefinin yükseltilmeye çalışıldığı günümüzde erişkin aşılanmasında hedeflerden ne kadar uzakta bulunduğumuzu göstermektedir. Sağlıklı toplum oluşturmada, sağlık harcamalarının akılcı kullanımında, sağlık ekonomisi ve koruyucu hekimlik ilkelerine göre tüm Ülkemizde bu konuda daha aktif olmak zorunluluğu var. Bu yüzden aşılanma çok önemli, aşı karnesi kavramı doğumdan-ölüme dek devam eden bir süreç olarak kabul edilmeli.”
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!