Festivalin bu yılki teması olan Tuna Nehri, insanın iç dünyasını su,nehirler ve denizler bağlamında inceliyor. İzleyicilere ücretsiz olarak sunulan program, sinema tarihinin önemli bir dönemine ışık tutarken, usta yönetmenlerin yapımlarını bir araya getiriyor ve sinefillere ender bir program sunuyor.
Hezarfen Film Galeri’nin 24-27 Ekim tarihleri arasında sinemaseverlerle buluşturduğu program bu yıl Tuna Nehri Festivali konsepti ile İzmir'e geliyor. Çekya, Macaristan, Polonya ve Slovakya'dan seçilmiş filmler, kelimenin tam anlamıyla su, nehirler ve denizler temasını ve aynı zamanda metaforik anlamlarını ele alıyor. Çevresel ve sosyal bağlamların yanında akışkanlık ve bilinçsizlik konuları işleniyor.
Programda Roman Polanski, Karel Kachyna, Jan Hrebejk, Stefan Uher, Miloslav Luter ve Agnieszka Smoczynska’nın imzalarını taşıyan önemli filmler izleyicilerle buluşuyor.
Polonya sineması, dünya çapında ödüllü iki ilk filmle temsil edilecek: Roman Polański’nin Mazuristan Gölü’nde gerçekleşen ilk drama filmi: “Sudaki Bıçak” ve Agnieszka Smoczyńska’nın “The Lure / Deniz Kızlarının Şarkısı” adlı genç deniz kızlarını konu eden çok ilginç ve ödüllü filmi.
Çek sinematografisi, Andersen’in peri masalının çarpıcı bir uyarlaması ile temsil edilecek. Denizden yoksun bir ülkede yaşayan bir yönetmen olan Karel Kachyňa’nın ‘’Küçük deniz Kızı’’ su altı krallığının fantastik bir görüntüsünü yaratıyor.
Acı tatlı bir komedi olan Jan Hřebejk'in Pupendo'su, 80'li yıllarda bir ailenin hikayesini anlatıyor. Yugoslavya'dan deniz yolu ile kaçmayı hayal eden ailenin hikayesi Macaristan'daki Balaton Gölü'nün sisli ve soğuk sularında sona eriyor.
Štefan Uher Ağdaki Güneş, genç otantik kahramanlara ve onların gerçekliğin tekil deneyimine odaklanan bir tür olan Slovak Yeni Dalgası'nı başlattı. Tüm sinefillerin mutlaka izlemesi gereken bir film.
Miloslav Luter'in ‘’Tuna Üzerinde Bir Yol’’ sıradan insanların kahramanlığını ve savaş sırasında dört orta Avrupa ülkesinin ortak kaderini anlatan özellikle ilginç bir yapıt.
Macaristan son yıllarda yapılan 7 kısa film tarafından temsil edilecek. Ortak konusu su olan kısalar, belgeselden kurmacaya, akarsulardan göllere Macar sanatı ve coğrafyaları gezdirecek. İster Tuna nehrinin kenarındaki bir kulübün hikayesi, ister usta şair Attila József’in Tuna şehrini yeni açıdan anlatımı olsun, tümünü ilgi çekecek bir koleksiyon olarak göz önüne seriyor
Orta Avrupa Filmleri Festivali programı, 24-27 Ekim tarihleri arasında, İzmir Mimarlık Merkezi’nde ücretsiz izlenebilir.
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!