Muhalif sesleri susturmak için geçmişte “Ergenekon” kılıfının kullanıldığını bugün ise “FETÖ” kılıfının yürürlükte olduğunu vurgulayan CHP İzmir Milletvekili Sertel, “Gerek attığı twitlerle gerek yayınladıkları haberlerle gerekse söylemleri ile hükümeti eleştiren kim var ise FETÖ ilişkilendirmesiyle gözaltına alınmaya ve tutuklanmaya başladı. Özgür basına ve ifade özgürlüğüne yönelik bu baskılar asla kabul edilemez. Biz bu filmi daha önce görmüştük ve o dönem de haksızlıkların, hukuk dışı uygulamaların karşısında durmuştuk. Bugün de öyle yapıyoruz” dedi.
Muhalif çizgisiyle bilinen Sözcü Gazetesi’ne yönelik kapatma girişiminin basın ve ifade özgürlüğüne yönelik ağır bir darbe olduğunu ifade eden Sertel, şunları söyledi:
“Gerek parti olarak gerekse kişisel olarak ilk günden itibaren her türlü darbenin karşısında olduğumuzu açıkça ifade ettik. Darbe girişiminin ardından FETÖ terör örgütüyle bağlantısı olanların açığa alınması ve yargılanması da elbette olağan bir süreçtir. Ancak bu süreçte yapılanların kin ve nefretle değil hukuka uygun olarak yürütülmesi gerektiğini sıklıkla dile getirdik. Bugün gelinen noktada darbecilerin yanında bazı masum kişilerin de cezalandırıldığına hep birlikte şahit olduk, oluyoruz. Sözcü gazetesinin kapatılmak istenmesi de bunlardan biridir. Yayına başladığı ilk günden bu yana Atatürk çizgisinden ayrılmayan, araştıran, eleştiren ve sorgulayan bir gazetecilik anlayışı ile toplum yararına gazetecilik yapan Sözcü gazetesinin hangi sebeple olursa olsun kapatılmak istenmesi basın özgürlüğüne yönelik ağır bir darbedir.
Çok yakın tarihte Ergenekon diye bir örgüt çıkarılarak buna benzer bir süreç başlatılmış ve çok sayıda muhalif gazeteci, akademisyen tutuklanmıştı. Bugün o davaların hepsi çöktü. Darbeciler ve örgütle bağlantısı olanlar tutuklandıktan sonra FETÖ ile hiçbir ilişkisi olmadığını düşündüğümüz kişi ve kurumlara yönelik operasyonlar bizlere yine o süreci hatırlattı. O dönem gazetecilerin suçsuz olduğuna dair mücadele eden biri olarak yazdıkları ve düşünceleri nedeniyle hiç kimsenin tutuklanmamasını savundum. Bugün de aynı noktadayım. Gerek Sözcü gazetesinin kapatılmak istenmesi, gerekse sanatçı Atilla Taş’ın hükümete yönelik eleştirileri nedeniyle tutuklanması muhaliflere yönelik korkutma, sindirme ve baskılama girişimidir. Hukuktan ayrılarak, kinle ve nefretle atılan her adımın toplumun geneline nasıl bir zarar verdiği gün gibi ortadayken basın ve ifade özgürlüğüne yönelik her türlü engellemenin karşısında olduğumuzu bir kez daha hatırlatıyorum. Hükümet edenleri hukuk kuralları içinde sağduyulu adımlar atmaya davet ediyorum. ”
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!