Ulema: ''Ak Parti olmasa tamamen HDP'ye teslim edecekler''

Çiğli ziyaretlerinde halkın sorunlarını dinleyen ve gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunan Ulema, Muhalefetin çözüm süreciyle birlikte ülkeyi bölüyorlar propagandası yaptığını kaydetti. Ulema, Muhalefete sormak istiyorum siz neden Güneydoğu'da yoksunuz? Neden bu ülkenin her yerinde siyaset yapmadınız? Ak Parti olmasa orayı tamamen HDP'ye teslim edeceklerdi. Bu ülkeyi asıl siz bölmüşsünüz" diye konuştu.

 AK PARTİ OLMASA GÜNEYDOĞUYU HDP'YE BIRAKACAKLAR

AK Parti İzmir Milletvekili ve 25. Dönem milletvekili adayı Nesrin Ulema 2. bölge milletvekili adayı Bilal Kırkpınar ve Çiğli ilçe teşkilatı ile birlikte Çiğli'de STK, esnaf ve kadınlar ve kanaat önderleri ile buluştu.

Çiğli de halkın sorunlarını dinleyen Ulema, gündeme ilişkin yaptığı konuşmalarda muhalefet partilerini popilist politikalar izlemekle suçladı.  Ulema, "Çözüm süreci için kararlılığımızı ortaya koydukça, birileri bu ülke bölünüyor propagandası yapıyorlar. Muhalefete buradan sormak istiyorum o zaman siz neden Güneydoğu'da yoksunuz. Neden orada sadece Ak Parti var. Neden bu ülkenin her yerinde siyaset yapmadınız. Bu ülkeyi asıl siz bölmüşsünüz" dedi.

 HDP'nin o bölgede kendisine tek rakip olarak Ak Parti’yi gördüğünü aktaran İzmir Milletvekili Nesrin Ulema, "Güneydoğu da ne MHP, ne CHP var. Ak Parti olmasa orayı tamamen HDP'ye teslim edeceklerdi Orada 4 siyasi parti olsaydı terör olmazdı. Asıl bu anlayış bölmüş" diye konuştu.

 BİZ HERKESİN KARDEŞ OLDUĞU BİR ÜLKE YAPMAK İSTİYORUZ

Daha önce her 15 günde bir şehit cenazelerine katıldıklarını ve  artık bunlar yaşanmasın, analar ağlamasın diye çözüm sürecini başlattıklarını vurgulayan Ulema, "Biz Türk, Kürt, Laz ve Çerkez'in hepsinin birlikte kardeş olduğu bir ülke yapmak istiyoruz. Bu ülkenin nasıl kazanıldığını çok iyi biliyoruz. Bir metrekare toprağımızı dahi hiç kimseyle pazarlık konusu yapmadık" şeklinde konuştu.

 HALKIMIZ CHP'NİN VAATLERİNE İNANMIYOR

CHP'nin vaatlerine de değinen Ulema, Bu ülkenin kazanımlarının popilist ya da siyasi hesaplara heba edilemeyeceğini belirterek şöyle devam etti:

 "Bir aile bütçesini düşünün. Bin TL geliriniz varken 5 bin TL harcarsanız ne olur?  Çıkmaza girer, alacaklılar kapıya dayanır. Devletin işleyişi de böyledir. CHP'nin açıklanan parti programlarına baktığımızda mazotu 1.5 TL yapacağız,  asgari Ücret 1.500 TL olacak, emekliye bayramlarda ikramiye verilecek, kredi kartları borçları silinecek gibi vaatleri vatandaşımız popilist yaklaşım olarak görüyor. CHP'nin sadece 4 kalem vaadi 100 milyar TL tutuyor. Bunlar dünya da kriz yokken bu ülkede 26 bankayı batırdılar.

 Biz daha 2 yıl önce İMF'ye 23,5 milyar dolarlık borcumuzu yeni kapattık.  Dolayısıyla bunun nasıl ve hangi kaynakla yapılacağının; ben hesap uzmanıyım demenin dışında bir karşılığı yok. Kısaca şunu söylüyor ben bir kere koltuğa geleyim. Siz 13 yılda bu ülkeyi kalkındırdınız, bu ülkenin kasasında biriktirdiklerinizi ben 4 yılda çarçur ederim. Son 2 yılda İMF'ye gitmeye başlarız. Borcu da bizim çocuklarımız öder diyor. Bu ülke ilk defa kendi sözüne dahi güvenmeyen, milletiyle arasına noter koyan bir genel başkan gördü. Tek başına gelemeyeceği için koalisyona razı. Bunun içinde HDP'de MHP'de olabilir, yeter ki Ak Parti gitsin anlayışındalar."

 DÜNYA İLE YARIŞACAK PROJELER ÜRETİYORUZ

Ak Parti hükümetinin ülkemizde güven ve istikrarı sağladığını dünya ile yarışacak projeler geliştirdiğini kaydeden Ulema, sözlerini şöyle sürdürdü:

 "Dış borç diyorlar ama dış borcumuzun yüzde 50'si petrol ve doğalgaz gibi enerji masraflarına gidiyor. 2 nükleer santralin ihalesi yapıldı. Nükleer enerji santralini yaptığımızda dış borcumuzu  yüzde 30 aşağı çekeceğiz. Yani başkasına ödediğimiz para bizim ülkemizde kalacak. O zamanda fakir fukaranın cenbine daha çok para girecek,  asgari ücretlinin, emeklinin maaşı daha çok artacak. 

 BİZ YÜZDE 10-20 KATILIM PAYI ALIRKEN GELİŞMİŞ ÜLKELER YÜZDE 50 ALIYOR

Bugün halkımız sadece devlet hastanelerinden değil, özel hastanelere de gidip muayene olma şansına sahip oldu. Sigortalılar bu ülkenin ikinci sınıf vatandaşı değildir dedik. Bütün hastanelerden ister SGK'lı, ister Bağkur'lu, isterse Emekli Sandığına tabi olsun herkesin eşit şekilde yararlanmasını sağladık. Eskiden 30 TL'ye satılan bir Antibiyotik bugün 9 TL'ye satılıyor. İlaçları ucuzlattık. İlaç alınırken emekliden yüzde 10, çalışandan yüzde 20 katılım payı alınıyor. ABD, Fransa, İngiltere gibi dünyanın en gelişmiş ülkelerinde yüzde 50 katılım payı alındığını unutmayalım. Dolayısıyla biz ülke olarak bu oranı en minumum da tuttuk. Herkese sağlık hizmetinin eşit şekilde gitmesi için katılım payı ödemeden bunu sağlamak mümkün değil. Yoksa Kemal Kılıçdaroğlu'nun SSK'yı yönettiği dönemde ki gibi SGK iflas eder. Bugün ülkemizde 77 milyon vatandaşımız sağlık güvencesi altında. Çalışmıyorsa dahi sağlık sigortasını devlet karşılıyor. Asgari ücretlinin cebinden çıkan para yüzde 30 daha azaldı.

 KADINLARIMIZA BİRÇOK AVANTAJ SAĞLADIK

Gençlerimizin rahat ve cüzi fiyatlarda kalacağı yurtlar yaptık. Harçları kaldırdık. Çalışma hayatında olan kadınlarımıza destekler sağladık. Evlerinde kendi el emeği ile örgü ve benzeri işler yapıp, bunları satmak isteyenlerden vergiyi kaldırdık. Ev işlerine giden kadınlarımız sigortalı olacak. Doğum borçlanmalarını kadınlar lehine gerçekleştirdik. Eşi vefat eden kadınlarımıza 2 ayda bir 500 TL yardımda bulunuyoruz. Oğlunu askere göndermek zorunda olan annelere devlet 2 ayda bir 500 TL ödüyor.

Cumhurbaşkanımızın da talimatları ile maddi imkansızlıklar nedeniyle çocuğunu okula gönderemeyen annelere ilk defa sosyal devlet olma gereği hesabına ödeme yapılıyor. Ücretsiz kitap dağıtılıyor. Bunlar eskiden halkımızın cebinden çıkıyordu. Bunlar gibi birçok sosyal yardımları başlattık. Bunların hepsi Ak Parti zamanında oldu."