Bireylerin yaşam kalitesini yükseltmek, kadınların ve kız çocuklarının bilgiye erişimi arttırmak için cinsiyet eşitliği temelinde 30 yıldır çalışmalar yürüten Türkiye Aile Sağlığı ve Planlaması Vakfı (TAPV), “Kadın Çalışmaları ve Kadın Sağlığında Yerel Yönetimlerin Rolü” adlı bir çalıştay düzenledi. İzmir özelinde kadın sağlığı koşullarının ve verilerinin değerlendirildiği, üreme sağlığı hizmetlerinin paylaşıldığı, yerel yönetimlerin kadın çalışmaları ve kadın sağlığı alanındaki rolüyle ilgili sunumların yapıldığı toplantıya kamu kurumları, yerel yönetimler ve kadın çalışmaları yapan sivil toplum kuruluşları temsilcileri ve akademisyenler katıldı. Eski Seyrek Belediye Başkanı ve CHP İzmir 2. bölge milletvekili aday adayı Nurgül Uçar, yerel yönetimler ve kadın çalışmalarıyla ilgili sunum yaptı. Uçar, iktidarın bazen görünür bazen görünmez politikalarla kadının ne giyeceğinden, nerede gülüp nerede gülmeyeceğine, kaç çocuk doğurup doğrumayacağına hatta nasıl doğuracağına kadar müdahale ettiğini ve kadınları yaşamdan uzaklaştırmaya yönelik bu politikalarla kadının görmezden gelinip yok sayıldığı yerde demokrasiden söz edilemeyeceğini vurguladı.
YÜZLEŞELİM!
Uçar, yaptığı sunumda kadınların kadın olduklarının ve var olduklarının farkında olduklarının altını çizdi. Sivil toplum kuruluşları ve yerel yönetimlerin artık yollarının kesiştiğini ve bundan mutluluk duyduğunu ifade eden Uçar, kadına seçme ve seçilme hakkının verildiği 1930’un milat olduğunu ve bunun bize bir şeyler söylemesi gerektiğini söyledi. Uçar, “18 seçim geçirdik ve 31bin erkek belediye başkanına karşın 119 tane kadın belediye başkanı çıkarmışız. Bu bize çok şey söylüyor” dedi. Yaşamda bu matematiğin ortaya konması ve unutulmaması gerektiğinin altını çizen CHP’nin 2014’e kadar İzmir’deki ilk ve tek kadın belediye başkanı olan Uçar, “Şu an mevcut 1329 belediyeden 39 tane belediyenin başkanı kadın. Bunların 26’sı BDP’li, 7’si CHP’li, 7’si AKP’li ve bir tanesi de MHP’liydi AKP’ye geçti. Her şeyi görmek lazım. Kadınların belediye başkanın oldukları yerleri gördüm, çoğu belde belediyesiydi. Ancak alanlar büyüdükçe, yabancılaşma arttıkça ayak oyunları devreye giriyor. Leydilerin şansı var. Sokakta papuçlarıyla ömür boyu mücadele etmişlerin şansı yok. Ön seçimde sıra sokaktakilerde. Tüm bunları her yerde herkese söylüyorum ki yüzleşelim. Yüzleşmelerimiz buralardan başlamalı” şeklinde konuştu.
BİNA SİZİN OLSUN, BİZ VARIZ CANLIYIZ
Bütün şehir yasasının kadınların daha çok eve kapatılmasında etkili olduğunu söyleyen Uçar, kadınların genellikle küçük ölçekli belediyelerde başkan olabildiklerini ve yasanın bu haklarını ellerinden alarak, kadınların insanların hayatlarına dokunup değiştirebilme haklarını engellediğini ifade etti. Uçar sözlerine şu şekilde devam etti; “2009’da çıkan yasayla beraber 2014 yılında toplam 1852 belediye kapatıldı. Bu, 12 milyon insanı etkiledi. Bunların içinde bizim Seyrek Belediyemiz de var. Ben halen kapatılan bir belediyede yaşıyorum. Biz bütün Seyrekliler kapatılmayı binanın kapatılması olarak yorumladık. Gönüllüyüz, büromuz var ve çalışmaya devam ediyoruz. Kimliğimize, canlılığımıza kimse müdahale edemez. Alın bina sizin olsun, biz varız canlıyız.” Durulan yerin ve ne istendiğinin iyi bilinmesinin zorundalığına dikkat çeken Uçar, sivil toplum kuruluşları ve yerel yönetimlerin birleştiği bu tür toplantıların önemli ve umut verici olduğunu ifade etti.
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!