Bütünşehir Yasasıyla 2008’de yasal olarak kapatılan Seyrek Belediyesi’nin Başkanı olarak o günden bu yana yaşadıklarını paylaşan Uçar, “Herkesi Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde verdiğim mücadeleme müdahil olmaya davet ediyorum” dedi. Bütünşehir Yasası’nın bir parti sorunu olmadığını ve 12 milyon insanı kimliksiz bırakarak demokrasiden çektiğini vurgulayan Uçar, Başkanlık Sistemi’nin temellerinin bu yasaya dayandığını ifade etti.
ÖLÜMÜZE Mİ AĞLAYALIM 3 BİN 600 TL Mİ BULALIM
Yaptığı ziyaretlerde insanlarla yasanın hayatı ne kadar zorlaştırdığını konuştuklarını söyleyen Uçar, yaşanan sorunları aktardı. Uçar, “Bu yasanın sadece mezarlıklar bölümü bile çok kötü. Dinci arkadaşlarımızın ne kadar sahtekar ve ikiyüzlü olduklarını gösteriyor. Bizim geleneksel mezarlarımız var; annemizin ayak uucuna, babamızın yanına gömülmek isteriz. Şimdi bu isteğimiz için bütünşehir yasasından dolayı 3 bin 600 TL para vermek zorundayız. Ben kendi köyümde, karar veren muhtarımla belediyemle mutluydum. Siz bize gölge etmeyin. Ölümüze mi ağlayalım 3 bin 600 TL bulmaya mı çalışalım” dedi. Uçar, somut sorunların tespit edilip kaynağının Bütünşehir Yasası ve hükümet olduğunun anlaşılmasının önemini vuguladı.
BU BATAKLIĞI KURUTMANIN YOLU BİZİM İKTİDARIMIZ
Bu yasanın bedelini Büyükşehir ve ilçe belediyelere ödetmenin doğru olmadığına dikkat çeken Uçar, “Padişah yerinden yönetim istemiyor. Biz, çıkarttıkları yasanın bedelini büyükşehir ve ilçe belediyelere ödetmeyelim, müdahale yetkisi olmayanları ayıralım. Kendimize inanıyor, güveniyoruz. Bu kez kendi kararlarımızı özgürce vereceğiz ve bu yasayı çıkaranları bu ülkeden başka yerlere tatile göndereceğiz; inanıyorum. Bataklığı kurutamazsak sivrisineklerden de kurtulamayız. Bataklığı kurutmanın yolu da bizim iktidarımız” şeklinde konuştu.
HERKESİ MÜCADELEME MÜDAHİL OLMAYA DAVET EDİYORUM
Yasanın, anayasaya da insan haklarına da yerel sözleşmelere de aykırı olduğunu söyleyerek, Türkiye sorumluluğu olduğunu ifade eden Uçar sözlerine şu şekilde devam etti: “Kurulurken bize sordular, kapatırken padişah istedi kimseye sormadan kapattı. Bizim yaşam haklarımız toprağımızdan koparılırken iç güvenlikle de illegal öldürmeler yasallaşıyor. Hepsini birleştirmek zorundayuz. Bütünşehir de iç güvenlik de bu hükümetin yasasıdır ve bizim yaşamımızı her gün biraz daha zorlaştırdı, zorlaştırıyor ve zorlaştıracak. Sonuç ne olursa olsun muhtarlarımızı, başkanlarımızı, herkesi Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde verdiğim mücadeleme müdahil olmaya davet ediyorum. Bir gecede gelen yasa bir gecede gitsin. Ben buna talibim.”
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!