Çevre ısı yüksekliğinden özellikle belli kronik hasta grupları ve bazı belirli ilaçları kullananların daha fazla etkilendiğini söyleyen Özel Tınaztepe Hastanesi Dahiliye bölümünden Uzm. Dr. Murat Hakan Akyurt, "İnsan organizmasının vücut sıcaklığını sabit tutmak, yaşam için gerekli kimyasal reaksiyonların devam edebilmesi için gerekli olduğundan, beyinde sadece bu işi yapmak üzere tanımlanmış bir ısı regülasyon merkezi mevcuttur. Termoregülasyon merkezi olarak adlandırılan bu merkez belli mekanizmalarla yüksek çevre ısısından organizmayı korur. Bunlar başlıca buharlaşma ve radyasyon olarak belirlenmiştir. Ayrıca konveksiyon denilen soğuk bir yere fiziksel temas ederek de ısı kaybı sağlanabilir" dedi.
TUZ KAYBINA NEDEN OLUYOR
Buharlaşma ve radyasyonun sırasıyla terleme ve deri damarlarındaki kan akım hızının artışı ile sağlandığını kaydeden Uzm. Dr. Akyurt, "Bu terleme ve deride kan akımının artması, gerekli durumlarda aşırı değerlere kadar ulaşabilir. Bizzat insan denekler üzerinde yapılmış deneysel çalışmalar ve gözlemler, normal sıcaklıkta deri kan akım hızının dakikada 200 – 250 mililitre iken, çevre ısısının çok yükseldiği durumlarda dakikada 7 litreye kadar çıkabildiğini göstermiştir. Aynı şekilde çevre ısısının yükseldiği durumlarda, saatte 2 litreye kadar terleme olabildiği gözlemlenmiştir. Bu değerler, yüksek çevre ısısına uzun süre maruz kalındığında, insan organizması için ciddi kalp çalışması yükü ve terle kaybedilen sodyum ve potasyum gibi tuzların ciddi eksikliğine ve bağlı rahatsızlıkların oluşmasına yol açabilir" şeklinde konuştu.
YAŞLILAR YÜKSEK RİSK ALTINDA
Çalışma ve gözlemlerin sağlıklı bir bireyde sıcak ortama optimal vücut cevabı ve dayanıklılık kazanılması için geçen sürenin yaklaşık 2 hafta kadar olduğunun altını çizen Uzm. Dr. Akyurt, Bahsedilen bu uyum durumunun, pek çok hastalık durumunda hem hastalığın etkisi hem de kullanılması zorunlu bazı ilaçlar nedeniyle tam olarak gerçekleşemediğini ve kişiyi sıcakla ilgili hastalıklara karşı daha hassas hale getirdiğini belirtti.
Yüksek sıcaklığa maruz kalan herhangi birinin güneş çarpması riski altında olduğunu, ancak bazı grupların yüksek risk altında olduğunu hatırlatan Uzm. Dr. Akyurt, şunları söyledi:
"Yaşlılar ve özellikle demansif olanlar, çocuklar, damar sertliği ve kalp yetmezliği, şeker hastalığı olanlar, alkol bağımlıları ve vücudun sıcaklık düzenlemesini engelleyici ilaçlar kullanan insanlar özellikle yüksek risk altındadırlar ve sıcak ve düşük derecede havalandırılan yerlerden kaçınmak için özel önlemler almalıdırlar. Hastane ve acil servis pratiğinde, sıcakla ilgili hastalıklar sonucu başvuran ve tedavi gören hastaların neredeyse hepsi, yaşlı, yatağa bağımlı ve kronik ilaç kullanımı olan hastalardır."
SICAK ÇARPMASINA KARŞI ÖNLEMLER
Sıcakla ilgili hastalıkların normalde önlem alınabilen hastalıklar olduğunu belirten Uzm. Dr. Akyurt, şu uyarılarda bulundu:
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!