İzmir Üniversitesi Elektronik ve Haberleşme Mühendisliği bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Sedat Şişbot, tedarik zincirinden başlayarak satışa kadar tüm üretim süreçlerinin, gömülü sistemler kullanan Siber Fiziksel Sistemler aracılığı ile internet üzerinden birbiriyle haberleşerek yürütülmesini sağlayan ve “Sanayi 4.0” olarak adlandırılan dördüncü sanayi devrimini değerlendirdi.
Yetişmiş insan gücü için altın fırsat
Sanayide üretim miktarı ve kalite artarken hammadde atıklarının azalacağı, enerji ve su gibi kıt kaynakların gereğinden fazla kullanılmayacağı, çevre ve doğanın daha az kirleneceği sistem hakkında bilgi veren Doç. Dr. Şişbot, ticaretin üretimin önünde olduğu Türkiye’de henüz üçüncü sanayi devriminin gereği olan otomasyon ve bilişim sistemlerine geçiş sürecini tamamlamadığını ancak Sanayi 4.0 için yeterli sayıda kaliteli teknik eğitime sahip insan potansiyelinin bulunduğunu söyledi. Sanayi 4.0’ı “yetişmiş insan gücü için altın bir fırsat” olarak değerlendiren Şişbot, “Üretim süreçlerinin ve bu süreçlerden çıkan ürünlerin akıllı olduğu düşünülürse yüksek teknoloji üreten bir sanayi altyapısı kaçınılmazdır. Yeni başlayan ve hızla ilerleyen Sanayi 4.0 devriminin sanayicilere anlattığı önemli bir şey de yetişmiş insan gücüne olan ihtiyacın eskisinden çok daha önemli olduğudur. Bu devrimin gereklerini yerine getirebilen, katkı sağlayan, en azından kullanan mühendis ve teknisyenlere olan gereksinim artacaktır” değerlendirmesinde bulundu. Şişbot, ilerleyen süreçte yazılım, bilişim ve iletişim sektörlerinin özellikle ön plana çıkacağını söyledi.
Türkiye yüksek teknoloji üretimine öncelik verecek şekilde yapılanmalıdır
Makineler arası gerçek-zamanlı iletişime açık ve tüm sistemin gerektiğinde insansız yürütülebildiği Sanayi 4.0’ın artılarını her seviye ve süreçte doğruluk ve dayanıklılık artma, esneklik sağlanma, bakım-onarımda kısalma, güvenilirlik ve güvenlikte artma, makine ve cihazlardan kaynaklanan üretim hatalarında azalma, fabrikaların yeni ürün ve süreçlere çok kısa sürede adapte olabilmesi ve sistemlerin kendilerini yeniden organize edebilmesi, onarabilmesi ve sürecin şeffaflaşması olarak saymak mümkün. Ancak bu iddialı gelişimlere ulaşabilmek için mevcut bilgisayar bilimleri, bilgi ve iletişim sistemleri, ağ teknolojileri ve üretim otomasyonu konularında ciddi ARGE faaliyetlerinin gerçekleştirilmesi gerektiğini ifade eden Doç. Dr. Sedat Şişbot, “Türkiye henüz üçüncü sanayi devriminin gereği olan otomasyon ve bilişim sistemlerine geçiş sürecini tamamlamadı. Sanayiye genel olarak bakıldığında yüksek ve orta seviyede teknolojik yapıda sanayi kuruluşlarının ürettiği katma değerin toplam katma değer içinde sadece yüzde 25 olduğu görülür. Bu da Türkiye’nin şansını zayıflatmaktadır. Türkiye yüksek teknoloji üretimine öncelik verecek şekilde yapılanmalıdır. Şu anda görünen, ticaretin, üretimin önünde olduğu ve bu durumun sürdürülemez olduğudur” dedi.
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!