İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi tarafından düzenlenen ve moderatörlüğünü Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı Doç. Dr. Sertif Demir’in yaptığı panelde Prof. Dr. Kemal Arı “Ermeni Tehcirinde Genel Sorunlar ve Ermeni Malları”, Prof. Dr. Ergün Aybars ise “Ermeni Tehcirinin Sebepleri ve Günümüze Kadar Sonuçları” başlıklı bir konuşma yaptı.
Uluslararası hukuk sorgulanmalı
Konuşmasında, Jenosid (soykırım) kavramının 1940’lı yılların ikinci yarısında tanımlandığına dikkat çeken Prof. Dr. Kemal Arı, “Ortaya çıkarılan bir kavram geriye doğru işletilebilir mi? Hiçbir mahkeme kararı ve yasal temel yokken bunu bir Jenosid (soykırım) olarak kabul etmek ve kabul edilmesini talep etmek, dünyanın da buna destek vermesi, uluslararası hukukun sorgulanmasını gerektirmektedir” dedi. Ermeni Diasporasının Ermeni soykırımı iddiasını kimlik edinme aracı olarak kullandığını savunan Arı, Mustafa Kemal Atatürk’ün “Hak yok, kuvvet vardır” sözünü hatırlattı ve Türkiye’nin bu sorunu çözebilmesi için iyi yönetilmesi, sağlam bir ekonomiye, orduya, dış politikaya sahip olması gerektiğini söyledi.
Konuşmasına, Kızılderililere yapılan Amerikan vahşeti, Fransa’nın Cezayir’deki uygulamaları, Balkanlar’da 2 milyona yakın insanın sadece Müslüman olduğu için soykırıma tabi tutularak Balkanlardan sürüldüğü bilgisini paylaşarak başlayan Prof. Dr. Ergün Aybars ise “Papa bunu söylemedi. Ama eğer soykırım söz konusu ise esas soykırım, Balkan savaşında yapılanlardır. Papa da Haçlı kafasından kurtulamamış” diye konuştu.
Genel Kurmay arşivlerindeki belgeler yakında açıklanacak
1915 olaylarının bir soykırım olarak sayılabilmesi için planlı, programlı bir kurguya sahip olması gerektiğini ancak tarihin böyle bir projelendirmeyi yansıtmadığını dile getiren Aybars, bu durumu belgeleyecek Ermenice kaynakların Genel Kurmay arşivinde bulunduğunu söyledi ve şöyle devam etti:
“Ortada, 27 Mayıs 1915’te yapılmış bir Ermeni tehciri var. Neden Osmanlı’nın savaşa girdiği 1 Kasım 1914’te değil? Soykırım yapmak üzere planı projesi olan bir devlet neden bunu savaşa girdiğinde yapmasın ve 6 ay beklesin? Savaşın başında, Ermeniler ellerine silah almadan toplama kamplarına toplanabilirdi. Ermeni ileri gelenleri ile anlaşmak için görüşme Ocak ayında yapıldı. 24 Nisan 1915 günü Ermeni ileri gelenler tutuklandı. Çeteci olan Hınçak ve Taşnak örgütleri ile işbirliği yapmak suçuyla yargılandılar. Ev ve işyerlerine yapılan baskınlarda ele geçirilen belgeler bugün Genel Kurmay arşivinde duruyor. Bu Ermenice belgeler yakında yayınlanacak. Yani Osmanlı devleti hukuk dışı bir işlem yapmadı.”
Ermeni tehciri kadar Ermeniler tarafından Türklere ve Kürtlere uygulanan zulmün de trajik olduğuna değinen Aybars, Papa Francesco’nun tarafsız olmadığını ileri sürdü ve “Jenosid (soykırım) kelimesinin kullanıldığı yerde mutlaka mahkeme kararının olması lazım. Türkiye’de soykırım vardır dediği için hiç kimse ceza almıyor, serbest. Avrupa ülkelerinin parlamentolarında alınan kararlar hukuki değil ancak ahlaki içeriğe sahip kararlardır” dedi.
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!