2004 yılından bu yana Akbank Kısa Film Festivali Direktörülüğünü sürdüren, ikinci uzun metrajlı filmi “Rüzgârlar” Hollanda’nın Rotterdam Uluslararası Film Festivali’ne bağlı Hubert Bals Fonu tarafından senaryo aşamasında ödüllendirilen ve kısa zaman içinde Türkü Turan, Settar Tanrıöğen, Pelin Akil, İlhan Şeşen ve Ümit Çırak’ın oyuncuları arasında yer aldığı son uzun metrajlı filmi “Saklı” vizyona girecek olan yönetmen Selim Evci, İzmir Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi ve Sinema Kulübünün konuğu oldu. Söyleşisinin ardından öğrenciler eşliğinde “Rüzgârlar” filmini izleyen Evci’ye teşekkür plaketini Güzel Sanatlar Fakültesi Dekan Yardımcısı Yrd. Doç. Dr. Ali Emre Bilis takdim etti.
Sektörün teknik uzmanlara ihtiyacı var
Evci, sinemanın teorik altyapı kadar pratiğe ihtiyaç duyan bir dile sahip olduğunu hatırlattı ve öğrencilere bol bol film izlemelerini ve çekmelerini tavsiye etti. Başarılı senaryoların, senaristin yaşanmışlığını aktardığı çalışmalar olduğuna dikkat çeken Evci, “Her şey filme konu olabilir ancak detayı bilinmeyen, hakim olunmayan bir konuyu senaryolaştırmaya çalışmak tıkanmalara neden olabilir. O yüzden en başarılı senaryolar, senaristin gözlem ve birikimini yansıtanlardır” dedi. Sektörün yönetmen, oyuncu ve senaristten çok ışık, ses, kurgu ve görüntü yönetmenliği konusunda uzmana ihtiyacı olduğu bilgisini paylaşan Evci, öğrencileri staj yapmaları için setine davet etti.
Son filmi “Saklı”da deneyimli oyuncularla çalışma şansı bulduğunu ve önceki filmlerine oranla gişe beklentisinin yükseldiğini ifade eden Evci, “Rüzgârlar filmimi izleyen Rumlar, Türkiye’ye olan inançlarının arttığını söylediklerinde büyük mutluluk yaşamıştım. Saklı ile beklentilerimi biraz daha yükseğe taşıdım” dedi.
Sinema kendini sansürlememeli
Kısa film çekmenin de izlemenin de farklı bir alışkanlık ve bağımsızlık tutkusu olduğunu söyleşisinde dile getiren yönetmen Selim Evci, Bakur adlı belgeselin gösterimine izin verilmemesi nedeni ile pek çok film gösterimi ve kapanış töreni iptal edilen 34. İstanbul Film Festivali’nde yaşananları değerlendirdi. Gişe yapmaması nedeni ile başta kısa filmler olmak üzere bağımsız filmlerin sinema salonlarında izleyiciyle buluşmasının zater zor olduğuna vurgu yapan Evci, “Filmler birer Truva atıdır. Sansürle mücadele edilmeli ancak bunu yaparken sinema kendi kendine oto sansür uygulamamalı. Sinemacılar mücadele için de perdeyi karartmaktan daha yaratıcı yöntemler bulmalı. Perdeyi karartmak festival katılımcıları ve izleyiciyi cezalandırır sadece. Kazanılmış hakları kaybetmemek lazım” açıklamasında bulundu.
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!