İzmir'de yaşayan, bilgisayar yazılımcısı olarak çalışan ve hobi olarak da grubuyla birlikte sahne alan 35 yaşındaki Ozan Toprak Kalebaş'ın yaşam sevinci kilolarıyla birlikte kabusa döndü. Son zamanlarda 134 kiloya kadar ulaşan Kalebaş, üzerine uygun kıyafet bulamamaya, lunaparkta emniyet kemeri yetişmediği için oyuncaklara binememeye başlayınca bir şeylerin ters gittiğini anlamaya başladı. Son olarak yerdeki anahtarını almaya çalışırken, düşüp sakatlanan Kalebaş, kilo vermeye karar verdi. Genel Cerrah Prof. Dr. Ünal Aydın tarafından tüp mide ameliyatına alınan Kalebaş’ın midesinin yüzde 80’i alındı. 9 aylık süre içerisinde beslenmesine dikkat eden Kalebaş, 134 kilodan 79 kiloya düşerek tam 55 kilo verdi. Sahnede artık daha özgüven sahibi olduğunu belirten Kalebaş, bambaşka bir görünüme kavuştu.
“KEBAPÇILAR, ÇORBACILAR SAĞ OLSUN”
Daha önce diyetle kilo vermeye çalıştığını ancak hep daha fazla kilo alarak diyetlerini devam ettiremediğini dile getiren Kalebaş, “Kebapçılar, çorbacılar sağ olsun. Türkiye’de çok güzel yemekler var. Onları yiyerek kilo aldım. Hormonal bir sorunum yoktu. Daha önce diyet yaptım. Bir kere 10 kilo verdim, 15 kilo tekrar aldım. Sonra yine diyet yaptım. 13 kilo verdim, 16 kilo tekrar aldım. Hep ‘kilo vereyim’ derken fazlasını geri aldım. Beslenme alışkanlığımı değiştirmediğim için böyle oldu. Sonrasında profesyonel bir yardım almam gerektiğini düşündüm. Mide ne kadar genişlerse o kadar gıda ihtiyacı ve açlık hissiyatı oluşuyor. Şimdi gazlı içecek bile içmiyorum, içmeyi de düşünmüyorum” dedi.
“İLK İŞ LUNAPARKA GİTTİM”
Mesleği bilgisayar yazılımcısı olmasına rağmen müziğe de tutkuyla bağlı olan Kalebaş, “Sahne aldığımız Ayarsız Band adlı bir grubum var. Rusya, Danimarka, İtalya, Dubai gibi dünyanın çeşitli yerlerinde sokak sanatçılığı yapıyoruz. İnsanlar sahnede görsel bir şey istiyor. Kilo vermemde onun da etkisi oldu. Zayıflayınca vücudun hareketleri değişiyor. Yürümenizden tutun, merdiven çıkışınıza, konuşmanıza bile yansıyor. Zayıfken daha aktif oldum. Sahnede oturup gitar çalarak şarkı söylemektense şimdi sahnenin her tarafında hoplayıp zıplayan bir adam oldum. Hatta kilo verdikten sonra ilk iş lunaparka gidip daha önce emniyet kemeri yetişmediği için binemediğim oyuncaklara bindim” diye konuştu.
“5 XL'DAN S BEDENE”
Kilo verdikten sonra çevresindeki kişilerin onu tanıyamadığını belirten Kalebaş, sözlerini şöyle sürdürdü: “55 kilo verince sizi uzun süre görmeyen arkadaşınızda bir şok etkisi oluyor. İlk başta tanımıyorlar, şoka giriyorlar. Bu 3-5 dakika sürüyor. ‘Hasta mısın?’ diyorlar ama ben daha önceden obeziteydim ama farkında değildim. Şimdi normalim. Eski kıyafetlerimi ihtiyacı olan kişilere verdim. 5 XL beden giyerdim, şimdi S beden giyiyorum. Kilolu olunca giyimde çok fazla alternatif yok. Zaten bu da insanda psikolojik soruna yol açıyor. Giydiğimiz şeyler hep aynı oluyor. Ben üstüme bir tişört bulduğumda hep 5-10 tane almışımdır. Bulmuşken alıyordum ama şimdi istediğim markadan istediğim giyimi alıyorum. Bu da insana özgüven veriyor.”
9 AY 10 GÜNDE YENİDEN DOĞDU
Operasyonu gerçekleştiren Genel Cerrah Prof. Dr. Ünal Aydın da şunları söyledi: “Toprak Bey çok iyi yazılımcı olmasının yanı sıra müzik yapmaktan çok hoşlanan bir kişi. Hem sahnede çalıyor, hem de dünyanın her yerinde sokak müziği yapıyor. Bu seyahatler sırasında yer yer parası kalmayınca yemek yememiş, yer yer çok para kazanmış çok yemek yemiş. Bu da bir düzensiz beslenme ortaya koymuş. Bunun sonucunda çok ciddi kilo almış. Kilo aldığı için hayatta tutunduğu en önemli uğraş olan müzik ve seyahati yapamaz hale gelmiş. Tüp mide ameliyatı onun için en idealiydi. Ameliyattan sonra 9 ay içinde kilo verdi. Midesinin yüzde 80’ini aldık. Son kontrolümüz 9 ay 10. günde yapıldı. Bunu sembolik olması açısından bilerek yapıyoruz. Nasıl bir bebek ana rahmine düştükten 9 ay 10 gün sonra vücut buluyorsa, obez birine ameliyat yaptığınızda 9 ay 10 gün sonra ancak yeni hayatına başlayabiliyor. Onun felsefesini, anlayışını, yaşam şartlarını, zevk aldığı şeyleri yeniden dizayn etmeniz gerekiyor. Obezite ameliyatı sadece bir ameliyat değil, aynı zamanda kişinin yaşam tarzını değiştirme işidir. Cerrahlar aynı zamanda bir psikolog olmak zorunda. Ben hem psikologluğunu hem de yaşam koçluğunu yapmış oldum. Tekrar maceracı ruhuna dönmesini sağladık.”
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!