Tanrıkulu’nun gerçekleştirdiği iki ziyarette de ekonomik istikrarın artık sağlanması gerektiğine yönelik düşünceler paylaşılırken, tüm sanayici ve iş adamları, 1 Kasım seçimlerinden sonra ivedilikle bir hükümet kurulması gerektiğini belirtti.
1 Kasım seçimlerinin ülke açısından hayati bir öneme sahip olduğunun altını çizen Tanrıkulu, “Türk milletinin tekrardan Kuvayi Milliye ruhu ve Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün başlattığı zafer ile aynı ruhu yaşayıp, 1 Kasım’da Türkiye’yi aydınlığa çıkarmanın tek yolu oy kullanmaktır. 1 Kasım sabahı tüm vatandaşları sandık başına davet ediyoruz. Oylarımıza sahip çıkalım. Sandıklarımızın gerekirse başından ayrılmayalım. Bu ülkede yaşadığımız bir saati bile geri almayarak çalan bir zihniyet var. Bu sebeple tek bir oy namustur” diyerek 1 Kasım seçimlerinde katılım rekoru kırılmasını arzu ettiğini söyledi.
178 şehit
1 Kasım seçimlerinin Türk milleti adına büyük bir önem arz ettiğini ifade eden Tanrıkulu, “Ülkemiz kaos ve terör olayları ile sarsılmakta, tek bir kişi iktidar olma uğruna onlarca sivilimizi katledip, 178 mehmetçiğimizi şehit etmiştir. Böylesi kanlı siyaseti kendine benimsemiş olan bu zihniyetten ülkemizi kurtarmak için 1 Kasım’da tüm milletimizi sandığa davet ediyoruz” dedi.
29 Ekim kutlamalarının geçmişine bakıldığında mevcut hükümet üyelerinin sürekli hastalandığını hatırlatan Tanrıkulu, “Bu 29 Ekim kutlamalarına baktığımızda hepsi turp gibi. Sebebi belli 2 gün sonra kendilerini kurtarmaları gerekecek. Milletten oy almak için bukalemun gibi gezinen bir parti 29 Ekim kutlamalarını da hasta olmadan geçirebildi. Ancak Türk milleti bu yapılan oyunlara gelmez” diyerek 1 Kasım’da MHP iktidarı ile geçmişte yapılanların hesabının sorulacağını dile getirdi.
“Pusulaları Kandil”
7 Haziran seçimlerinden sonra hiçbir şekilde koalisyon hükümetinin kurulmamasına yönelik bazı sorular aldığını ifade eden Tanrıkulu, “Biz her partiye kapımızı açarız. Ancak Kandil’deki hain terör örgütü PKK ile bağlantısı olan hiçbir siyasi uzantıya cevap vermeyiz. Biz 2008’den sonra başlayan sözde çözüm sürecinin bir çözülme süreci olduğunu defalarca söyledik. Bize her türlü laf söylendi. Bu ülkede MHP’yi sigorta olarak görüyorlar. Ancak bu kez poliçe olarak görelim ve ülkemizi bu terör batağından kurtaralım. Birçok ülkede farklı din, dil, ırk ve mezheplere mensup insanlar siyaset yapmaktadır. Bulgaristan’da Türklerin var olduğu bir parti mecliste ciddi oy kazanarak katılıyor. Onlardan birisi biz Bulgaristan’ın şurasını Edirne’ye bağlayalım diyor mu? Ama burada HDP böyle değil. HDP’nin zihniyeti belli. Bu ülkede kardeşi kardeşe küstürenler şimdi akıttıkları kanın hesabını nasıl veririz diye düşünürler. MHP iktidara geldiği takdirde akıtılan kanların her bir damlasının hesabı sorulacak. HDP, PKK terör örgütünden soyutlanmadığı sürece bizim yapabileceğimiz bir şey yok. Biz bu ülkede bize düşen her görevi yerine getirmekle gurur duyar bu ülke için elimizi değil gövdemizi taşın altına koyarız. Ancak kendisini Türkiye partisi olarak görmeyip anayasa ve hukuka aykırı davranışlar gösteren hain terör örgütü PKK’nın siyasi uzantısı ile görüşmemiz mümkün olamaz” diyerek HDP’nin içinde olacağı bir koalisyona kapılarını kapattı.
“Hesap sorulacak”
Ankara’daki bombalı saldırı sonrası oylarımız arttı diyerek tepkileri üzerine çeken Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun ciddiyetini kaybettiğini söyleyen Tanrıkulu, “Sizler çadır mahkemeler kurup askerlerimizin kanını dökenlere beraat verdiniz. Sizler Oslo’da, Dolmabahçe’de karşınızdaki bir devletmiş gibi davranıp o terör örgütü mensupları ile poz verdiniz. Çıkışta poz verdiniz içeride ülkemizin hangi topraklarını verdiniz. Bunun hesabı MHP iktidarında tek tek sorulacak” dedi.
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!