İnceleme çalışmaları doğrultusunda Balçova’nın karşısında Atatürk Organize Sanayi Bölgesinin güneydoğu bölgesinde yer alan arazi üzerinde, Türkiye’de ilk kez bir ilçe belediyesi tarafından “2500 metrelik derinlikte yansımalı sismik araştırma” yapıldı. Bu bölgenin tüm fayları ve jeolojik tabaka sınırları tespit edildi, bir anlamda tomografisi çekildi. Elde edilen verilerin değerlendirilmesi neticesinde bölgede kuyu açılması halinde jeotermal kaynaklara ulaşılabileceği tespit edildi. Tespiti yapılan iki nokta da jeotermal kuyularının bin metre derinlikte olduğu, kuyu alanlarının Ramsar Sözleşmesi ile korunan sulak alan sınırına 260 metre uzaklıkta olduğu tespit edildi. Bu sonuçlardan yola çıkılarak bölgedeki jeotermal kaynağın değerlendirmesi adına “Mavişehir Jeotermal Projesi” çalışması başlatıldı.
Sondaj çalışmalarında 25 cm çapında delme işlemi yapılacak, İzmir Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’ne sunulan ÇED dosyasında yer alan çevre kriterlerine uyulacak ve çalışmalar sırasında çevreye herhangi bir zarar verilmeyecektir. 1996 yılından bu yana jeotermal enerji ile ısıtılan Balçova’daki sistemin benzeri Karşıyaka’da uygulanacaktır. Kuyulardan alınan suyun ısısı sistem içinde düştükten sonra tekrar diğer kuyu ile re-enjekte edilecektir. Bu şekilde üretilen jeotermal suyun hava ve çevre ile hiçbir teması olmayacaktır ve kuyular hacimce çok az bir yer kaplayacaktır.
Mavişehir Jeotermal Projesi; jeotermal kaynakların ekonomiye ve kamuya kazandırılması adına konutlara kamu desteği olarak mevcut yakıt maliyetinden çok daha uygun maliyetli ısınma ve sıcak su kullanım imkanı sunmayı hedeflemektedir. Bu proje ile Balçova ve Narlıdere’deki jeotermal kaynak kullanımına yönelik uygulamaların bir benzeri de Karşıyaka ve Çiğli bölgelerinde hayata geçirilmiş olacak. Sera gazlarının azaltılmasına yönelik birçok çalışma yapan Karşıyaka Belediyesi, jeotermal projesi ile birlikte; Karşıyaka’nın hava kirliliğini de bir nebze olsun azaltacak. Jeotermal enerjiye dayalı merkezi ısıtma sistemlerinde fosil yakıt (petrol, kömür, doğalgaz v.b.) tüketimi olmadığı için bulunduğu ortamın oksijenini tüketmez. Ortama ve atmosfere karbondioksit, karbon monoksit, azot dioksit ve kanserojen NOx gazlarını atmaz. Bu sayede atmosfere kükürt dioksit vermediği için asit yağmurlarına neden olmaz. Sera gazı atımı yoktur. Bir evin jeotermal enerji yerine fosil yakıtla ısıtılması altı aracın egzoz kirliliğine eşdeğer şekilde havaya kirlilik vermektedir.
Karşıyaka Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay "Ülkemizin enerjide dışa bağımlılığını bir nebze azaltmak ve Karşıyaka'mızın bir bölümüne jeotermal enerji ile bölgesel ısıtmayı gerçekleştirmek için kolları sıvadık. Bizim burada dikkat ettiğimiz ilk nokta Kuş Cenneti'ndeki yaşayan kuşların hiçbir şekilde etkilenmemesi. İkinci konu ise böylesi büyük bir değerin sosyal belediyecilik anlayışıyla gün yüzüne çıkartılıp kamu yararına sunulmasıdır. Jeotermali biz iki amaçla kullanacağız. Öncelikli hedefimiz bölgesel ısıtmadır. İkinci hedef ise benim çok önem verdiğim sağlık amaçlı termal kullanımdır. Bu sayede birçok insanımız termal mineralli sular ile şifa bulabilecektir.”dedi.
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!