Deneyimli gazeteciler Servet Vural ve Hasan Eser'in moderatörlüğünü yaptığı Yeni Vizyon adlı sohbet programına konuk olan Karaca, Kuzey İzmir'in turizm tarihini ve günümüz potansiyelini değerlendirdi.
FOÇA'YI İYONLAR KURMADI...
Foça, Aliağa ve Menemen yöresine özgü derin tarih araştırmalarını Yeni Vizyon'da Kanal 35 izleyicileriyle paylaşan Sebahattin Karaca, yörenin bilinmeyen tarihine ışık tuttu. Asırlarca bir çok medeniyete tanıklık eden Foça'nın bilindiği gibi İyonlar tarafından kurulmadığını belirterek, Foça'nın ilk defa Aolis'ler tarafından kurulduğunu ve İyonlar ise daha sonra Aolis'ler den izin alarak Foça'ya yerleştiğini iddia etti.
SANAYİ TURİZMİ OLUMSUZ ETKİLEDİ
1970'li Yıllarda Aliağa bölgesinde başlatılan ağır sanayi hamlesinin Kuzey İzmir'in adeta kaderini değiştirdiğini dile getiren Karaca, "Yöremizde turizm gelişecekti, inanılmaz noktaya gelecekti. 1974 de hükümet tarafından alınan bir kararla 1977’de bu bölgede turizm pilot bölgenin güneye kaydırılması ile olumsuzluklar başladı. Kıbrıs çıkarmasından hemen sonra İzmir’in kuzeyi ağır sanayi olarak planlandı. Aliağa’da bunun çarpıcı bir örneğidir. Tabi ki bunu koruyacak güçler gerekiyordu ve askeri olarak planlanan bir yer haline geldi. Antalya bölgesi de birinci derecede pilot bölge olarak ayrıldı. Dolaysıyla turizm teşvik kanunu maddelerinden Antalya bölgesi faydalandı. Tamamını da kullandı diye biliriz. Antalya'nın sadece Belek ve Kundu beldesinde bile 100’e yakın otel yapıldı. Devlet önce istimlak etti. Sonra vatandaşa tahsis etti. Firmalarda yaptığı mega yatırımlarla yatak sayısını bölgede 100-120 bin civarında arttırdı" diyerek Antalya'nın İzmir'e göre büyük avantajlara sahip olduğunu vurguladı.
İZMİR'E TURİST GETİRMEK ZORLAŞTI
"Kuzey İzmir turizmde hak ettiği yerde mi?" sorusuna yanıt veren Sebahattin Karaca, şunları söyledi: "Kuzey İzmir'in kaderi 1970’li yıllarda Ankara’da çizildi.Turizmde en önemli konu gelen turisti tekrar tekrar getirmektir. Her harekette her çalışmayla başka başka turistlerin gelmesi sağlanmalı. Ama bir gelen bir daha gelmedi mi o başarılı bir turizm hareketi değildir. Burada kuzey İskandinav ülkelerinden, Hollanda, İngiltere Fransa’dan ve Almanya’dan gelen turistlerin devamlı gelebileceği bir ortam yaratamadık. Transfer zorluğu vardı. Safari zorluğu, hava alanı ulaşım, yollar dardı. Antalya da rahat ettirildiği gibi bu bölge de rahat ettiremedik. Güneyde bu alanlar açılınca, İzmir de tarifeli uçuşlar vardı ve pahalı oluyordu. Kantarın topuzu Antalya’ya kayınca, kuzey egeye turisti çekmek zorlaştı. Çok ciddi önlemler alındığında, yatırımcılar, dernekler, kurumlar ile seçilmiş ve atanmışlar bir arada çalıştığında başarıyı yakalamak mümkün"
FOÇA GİZLİ HAZİNE NİTELİĞİNDE
İzmir'in turistik beldesi Foça'nın da turizm potansiyelini değerlendiren Karaca, Foça'nın tarihi ve kültürel zenginlikleriyle adeta gizli hazine niteliğinde olduğunu söyledi. Foça'nın turizm potansiyelini artırmanın tarihi zenginliklerin değerlendirilmesiyle mümkün olabileceğini ifade eden Karaca, şöyle konuştu: "Foça Kaymakamı Sayın Niyazi Ulugölge, Foça'nın tarihi Osmanlı hamamları ve su kemerleri ile ilgili ciddi bir çalışma başlattı. Yine eski bir Osmanlı köyümüz olan tarihi Kozbeyli köyüne de büyük önem veriyor Sayın Kaymakam... Kaldı ki Kozbeyli köyünün önümüzde ki 20 yılda önüne geçmek mümkün değil. Kendine özgü bir yapısı var. Oradan ben çok umutluyum. Bunun dışında mübadeleden sonra Foça’da Rumların bıraktığı köyler var. Kartdere ve Sazlıca köyü var. Bu köyleri orijinal halleri ile ayağa kaldırıp inanç turizmi burada başlatmak mümkün. Kiliseler var bu köylerde, Yeni Foça yolu üzerinde çıkın bakın doğrudan Yunanistan'ın Midilli adasını görüyor. Fevkalade güzel bir manzarası var.Öte yandan Foça kent merkezide çok zengin tarihi bir dokuya sahip. Tescilli tarihi binalarımız Foça adına büyük bir zenginliktir. UNESCO tarafından Dünya Mirası geçici listesine alınan Osmanlı & Ceneviz Surlarının da restore edilmesini önemsiyorum. Yine aynı noktada ayağa kaldırılması planlanan Athena tapınağı müthiş bir proje.. Bilindiği üzere Anadolu'nun ilk tiyatrosu da olan Foça'da, ancak 1992'den bugüne gün ışığına çıkarılmayı bekliyor .Tüm bu projeler tamamlanması gerekiyor. Bu kavramda inanç turizmini geliştirdiğimiz zaman eski günlerimizi de yeniden yakalayacağımıza inanıyorum"
TURİZM ÇEŞİTLENDİRİLMELİ
Foça’da turizmin çeşitlendirilmesi gerektiğini savunan Karaca, sözlerine şöyle devam etti: "Son zamanlarda bir çok dünya ülkesi dalış turizme önem veriyor. Örneğin yurt dışına gidip para harcayan insanların kendi ülkelerinde tutmak isteyen Almanya bile dalış turizmine yönelik ciddi çalışmalar yapıyor. Halbuki Almanya'nın turistten gelir beklentisi yok. Gençlerin üzerinde sporu yaymak ve bunu da en önemlisi deniz sporları ile resif alanları yaratarak dalış turizmini geliştiriyorlar. Yine ülkemizde örneğin Muğla'nın Bodrum ilçesinde yapılan resif çalışmaları sonucunda 7-8 yılda 500-600 bin insan Bodrum yöresinde dalış yaptı. Bunun onda birini Foça'ya getirebilirsek büyük katma değer sağlanır ve sürdürülebilir turizm yeniden başlatılabilinir.
FRANSIZ TATİL KÖYÜ YENİDEN AÇILMALI
Türkiye'nin ilk tatil köyü olan Foça Fransız Tatil Köyü'nün 10 yıldır kapalı olmasına da değinen Karaca, "Fransız tatil köyünü 1960'lı yıllarda devletin kararıyla mülkiyeti emekli sandığın elinde kaldı. Şuan ise milli emlak elinde, şimdiye kadar kiminle konuştuysak hep zor yanlarından bahsetti. Kimse kolay yanlarına bakmadı. Kimse ciddi bir projeyle ortaya çıkmıyor. Belediye isteyecek Büyükşehir destekleyecek milli emlak olumlu yaklaşacak.yaklaşacak. Hükümet ne olursa olsun ben burayı eski haline kavuşturacağım denildiği zaman şimdiki o güzelim doğa ve mahvolmuş o tatil köyü çok geçmeden 2-3 sende ayağa kalkar ve Foça için çok büyük bir kazanç olur. Orası Foçalı gençler için bir okuldu. Orada çalışan insanlar dil öğrenip Avrupa'nın herhangi bir yerinde iş bulabiliyordu. Bizim için Fransız tatil köy kazanç kapısı, insanımızı eğiten dil öğreten, meslek öğreten bir kurumdu. Bu kuruma biz muhakkak Foça’ya kazandırılmasını istiyoruz" diye konuştu.
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!