Küresel ısınmanın, insan aktivitesi sonucu sera etkisi yapan gazların atmosferdeki oranlarının hızla artması olduğunu ifade eden Prof. Dr. Ayaz, “Sanayi Devrimi ile artan insan aktivitesi, gelişen teknolojinin hızla yaygınlaşması ve yaşam standardının yükseltilmesi çabaları atmosferde sera etkisi yapan gazların miktarında gereğinden fazla artmaya neden olmuştur. Özellikle 20. yüzyılın ikinci yarısından itibaren sera gazlarının hızla artmasıyla küresel ısınmanın neden olduğu ve insan başta olmak üzere bitki ve hayvan türlerinin yaşamını tehdit eden doğa felaketleri görülmeye başlamıştır. Son 30-40 yıllık süreçte başta teknolojik gelişmelerin, aşırı yakıt tüketimi ve nüfus artışının da tetiklemesiyle atmosfere sera gazları salınımının artması, ozon tabakasının incelmesi gibi nedenlerle küresel ısınma olayının etkileri artarak devam etmektedir” dedi.
İnsan aktivitesi sonucu sera gazlarının gereğinden fazla atmosferde birikmesinden dolayı birçok sıkıntının yaşanacağını söyleyen Prof. Dr. Ayaz, “Gereğinden fazla artışın temel nedeni kömür, petrol ve doğalgaz gibi yüzbinlerce yılda yeraltında oluşan fosil yakıtların aşırı ve bilinçsiz kullanılmasıdır. Örneğin petrol üretimi önümüzdeki son 15-20 yıl içinde maksimum düzeyine ulaşacak ve rezervlerin sınırlılığı nedeniyle daha sonra giderek azalacaktır. Ancak mevcut rezervlerin 4’te biri hızla tüketilirse küresel ısınmanın geri dönüşümü olmayan bir noktaya geleceği tahmin edilmektedir. Sera gazları içinde asıl belirleyici olan gaz karbondioksittir. Yapılan çalışmalarda atmosferdeki 750 milyar tonluk karbondioksit stokuna her yıl insan aktivitesi sonucu 3 milyar ton, okyanuslar tarafından ise 4 milyar ton karbondioksit eklenmektedir. Bu miktar her geçen yıl artarak devam etmektedir” dedi.
İklim değişikliğine en fazla sebep olan karbondioksit emisyonundaki artış olduğunu belirten Prof. Dr. Ayaz, son yıllarda atmosferdeki karbondioksit oranın her yıl 0,5 oranında arttığını ifade etti. Prof. Dr. Ayaz, hızla devam eden bu artışın atmosferdeki karbondioksit konsantrasyonunu 140 yıl sonra iki katına çıkaracağını ayrıca 2050 yılına kadar bu miktarın sanayi devri öncesine göre bir buçuk kat fazla olacağını söyledi.
Küresel ısınmanın sonuçlarına değinen Prof. Dr. Ayaz, “Kutuplardaki buzulların erimesiyle son 25 yıl içerisinde deniz seviyesi yaklaşık 7-8 cm yükselmiştir. Hollanda, Almanya, Danimarka gibi ülkelerin toprakları deniz sularıyla kaplanacağı ve tuzlanacağı için verimsizleşerek, gıda üretimi azalacak, dünyada açlık krizine neden olacaktır. Kutup bölgelerindeki donmuş toprakların tuttuğu önemli sera gazlarından karbondioksit atmosfere salınacak ve küresel ısınma etkilerinin daha da şiddetli seyretmesine neden olacaktır. Atlas Okyanusundaki Golfstrim ve Labrador gibi su akıntıları ile diğer deniz ve okyanuslardaki su akıntıları da yavaşlayacak ve denizlerin sıcaklıkları artacağından, buralardaki canlı yaşamı büyük bir kaosa sürüklenecektir. Denizlerin akıntılarının azalmasından dolayı oluşacak besin kıtlığı ve çevre kirliliği insan yaşamı başta olmak üzere tüm canlıları tehdit edecektir. Aşırı sıcaklık artışı nedeniyle dünyada çölleşme yaygınlaşacaktır. Orman yangınlarının artmasına, buralarda iklimin kuraklaşmasına dolayısıyla salgın hastalıkların yayılmasına neden olacak. Aşırı sıcak ve soğuk, canlılarda kromozom sayısı ve yapısı mutasyonlarını artırarak canlıların kalıtsal yapılarının değişmesine yol açacak. Gece-gündüz sıcaklık farkını giderek azaltacak. Asit yağmurlarının ve birçok doğa felaketinin zincirleme oluşmasını tetikleyecek” dedi.
Prof. Dr. Ayaz, 140 yıldır dünyanın birçok yerinde tutulan atmosfer sıcaklık ölçüm kayıtlarına göre 1860-2000 yılları arasında küresel sıcaklığın yaklaşık 0,5-0,7 ℃ artmış olduğunu, sayısal olarak küçük görünen bu sıcaklık değişimlerinin iklim kuşakları, doğal yaşam alanları ve insanların toplumsal yaşamları üzerinde büyük etkisi olduğunu söyledi.
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!