"Ankara’da Türk Ordusu’nun karargahına yönelik bir terör saldırısında bulunuldu ve canlarımızı kaybettik. Ülkemizin güneydoğusunda ise bölücü terör örgütüne karşı askerimizin ve polisimizin canı pahasına sürdürdüğü mücadelede her gün şehitler veriyoruz" denilen açıklamada şu ifadelere yer verildi;
"Her terör saldırısı bir mesajdır. Birileri Türk Ordusu’na diyor ki, “Bu yaptıklarını yapma, vazgeç, yoksa canını yakarım.”O zaman Ordumuzun ne yaptığına bakalım. 24 Temmuz’dan bu yana bölücü terör örgütü PKK’ya çok ağır darbeler indirdi ve devam etmeye de kararlı. Bu durumdan rahatsız olanlar kimler? Başta terör örgütünün siyasi uzantısı olan HDP. Sonra, sözde insan hakları savunucuları. Vatan kavramından habersiz bazı “siviller” de diyebiliriz bunlara. Elbette, bozguncu koronun olmazsa olmaz şefi ABD. AB’nin bazı ülkelerini de kattık mı ekip tamamlanıyor.
Başka ne yapıyor Ordumuz? PKK’nın Suriye kolu PYD ve silahlı unsuru olan YPG’yi bombalıyor. Halbuki stratejik ortağımız ve NATO müttefiğimiz ABD bu terör örgütünün kendisinin “kara gücü” olduğunu ilan etti. Yani biz, sözde dostumuz olan ABD’nin dostu ama bizim düşmanımız olan bir bölücü terör örgütü ile mücadele ediyoruz. Biraz karışık bir durum gibi gözüküyor değil mi? Aslında hiç de karışık değil. Her şey apaçık ortada: bölücü terör örgütü PKK’nın arkasındaki güç ABD’dir ve Türkiye’nin bölünmesi için uğraşmaktadır.
Türkiye’nin terör belasından kurtulması okyanus ötesinden gelen emperyalistlerle değil komşuları ile birlikte hareket etmesi ile mümkün olacaktır. ABD ile dostluk bölge ülkeleri ile düşmanlık demektir. Ülkemizde bombaların patlaması, şehirlerimizde hendekler kazılması, askerimizin ve polisimizin canına kastedilmesi demektir. Türkiye’yi teslim almak isteyen ABD, önce Ergenekon, Balyoz, Casusluk tertiplerine girişti. Milletimiz, subaylarımızı, aydınlarımızı kapattıkları Silivri zindanlarını yıktı ve o zindanlar şimdi o tertiplerin savcısı olduğunu söyleyen Tayyip Erdoğan’ın suç ortaklarını ağırlıyor.
Şimdi bir başka tertiple karşı karşıyayız: bölünme anayasası. Bu nafile girişim de sonuçsuz kalacaktır. Milletimizin desteği ile PKK’yı kazdığı hendeklere gömen güvenlik güçlerimiz aynı zamanda ABD-İsrail ortak projesi olan “Kürt Koridorunu” da kapatmaktadır. Bedeli de bu saldırılardır. Şehitlerimize üzülüyoruz, ancak biz, toprağın eğer uğruna ölen varsa vatan olduğunu dünyada en iyi bilen bir milletin evlatlarıyız.
Değerli Karşıyakalılar,
Zor günlerden geçiyoruz. Şehitlerimize üzülüyoruz. Ancak umutsuz değiliz. En az, Artvin’in yeşilini açgözlü haramilere karşı savunan insanlarımız kadar umutluyuz. İyimserliğimizin haklı nedenleri var. ABD Suriye’yi yenemedi. Tayyip Erdoğan Emevi Camiinde namaz kılamadı. Kahraman askerimiz ve polisimiz PKK’yı yok etmeye kararlı. ABD’nin olmazsa olmazı Kürt Koridoru’nun boş bir hayal olduğu görüldü. Bölünme anayasası için kurulan “masa” daha işin başında dağıldı. Yani ABD’nin ve AKP’nin yenilgilerine bir yenisi daha eklendi.
Çok da uzak olmayan bir vadede Vahdeddin’in torunları güzel ülkemizden kaçıp gittiklerinde, bizler yani Mustafa Kemal’in askerleri, onların yok ettikleri Cumhuriyetimizi yeniden kurmak için kolları sıvadığımızda sizleri de göreve çağıracağız. Hazırlıklı olun!"
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!