ÇED onayı bekleyen tarama projesini "İzmir'in kurtuluş projesi" olarak tanımlayan Başkan Kocaoğlu, "Körfez alüvyonlarla doluyor. Degaj Burnu ile Yeni Kale Burnu birleşiyor. Böyle giderse Efes gibi olacak. Bir değerlendirmeye göre, 100 sene sonra körfez yok! Eğer bu projeyi tamamlayamazsak, körfeze büyük yük gemileri, 6 bin kişilik kruvaziyer gemileri de giremeyecek. Biz bu körfezi koruyacaksak, körfezi yaşatacaksak, bunu yapmak zorundayız" dedi.
İzmir Büyükşehir Belediyesi İzsu Genel Müdürlüğü'nün 2015 Mali yılı bütçesi, kurumun Genel Kurul Toplantısı'nda görüşülerek 1 milyar 604 milyon 914 bin TL olarak kabul edildi. Buna göre İzsu Genel Müdürlüğü'nün bütçesi yüzde 17 oranında büyüdü. Bu bütçenin yüzde 76'sı faaliyetler için ayrıldı.
İZSU Genel Kurulu'nda kurumun faaliyetleri hakkında çeşitli açıklamalarda bulunan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, 6306 sayılı yasa ile devralınan yeni ilçelerde bir adaptasyon süreci yaşandığını ve yeni bir organizasyon yapısına gittiklerini söyledi. 11 merkez ilçe dışındaki 19 ilçe merkezinde Büyükşehir Belediyesi şubesi açacaklarını vurgulayan Başkan Kocaoğlu, ilçenin büyüklüğüne göre 5-10 dönüm arasında bir şantiye kurularak içinde İZSU ve itfaiyenin bulunduğu yapılanmaya gittiklerinin altını çizdi.
Suyun azı çoğu olmaz
Meclis toplantısında Adalet ve Kalkınma Partili üyelerin gündeme getirdikleri konular hakkında da bilgilendirmeler yapan Başkan Aziz Kocaoğlu, barajların kapasitesine ilişkin eleştirilerle ilgili şunları açıkladı:
"Ali Onbaşı Barajı, sadece su temin barajı değildir. Aynı zamanda sel felaketini önlemek için yapılan bir barajdır. Yani taşkın barajıdır. Bostanlı Barajı, tamamen taşkın barajıdır. Hatırlarsınız, 95 yılında yaşanan sel felaketinde 64 vatandaşımızı kaybetmiştik. Suyu tutmuşken de sokağa salacak halimiz yok. Değirmendere barajını beğenmiyorsunuz ama Menemen'in bütün su ihtiyacını karşılıyor. Yiğitler Barajı'nı kim yapsın diye bir top yuvarlanıyor ortada, oradan alacağımız 6 milyon metreküp su, bizim Kemalpaşa ilçesinin bütün kullanma suyunu karşılamaktadır ve cazibeyle verilecektir. Şimdi pompalar ile yer altı suyunu kullanıyoruz."
Çamlı Barajı altına heba edildi
Çamlı Barajı'nın altın için feda edildiğini vurgulayan Başkan Aziz Kocaoğlu, "Burada esas sorun Çamlı Barajı'nda yaşanıyor. Yapacağımız barajların en büyüğü de Çamlı.. Kapasitesi 15 milyon ile 23 milyon metreküp arasında gidip gelmektedir. Bu rakamları düşündüğümüzde 15 milyonda 250 bin nüfusun, 20 milyonun üzerinde düşündüğümüzde ise 300-350 bin nüfusun su ihtiyacını karşılayacak bir barajdır. Ve Yarımada bölgesindeki tek yüzey suyu kaynağıdır Çamlı Barajı. Ne kadar Kültür ve Turizm Bakanı geldiyse, ne kadar belediye başkanı geldiyse, ne kadar stratejik plan yapan kurum kuruluş varsa, Yarımada'nın turizmde gelişmesini savunmaktadır. Kimi 50 bin, kimi 75 bin yatak demektedir. Bunda da İzmir ve Türkiye başta merkezi hükümet olmak üzere herkes mutabıktır. Bu 75 bin yatağın yanıyla beraber 300-350 bin nüfusun suyu, Çamlı Barajı altına heba edildiğine göre nereden karşılanacaktır? Ayrıca sulama yönetmeliği DSİ tarafından yapılmaktadır. Biz de izin verildiği müddetçe yaparız. Baraj projeleri DSİ'nin yetkisi ve kontrolündedir. Biz bunları DSİ'nin müşavirliği ile birlikte yapıyoruz. Devlet kurumları, belediyeler, kamu iktisadi teşekkülleri, bakanlıklar etle tırnak gibidir, birbirinden ayrılmaz. Birisi olmadan öbürü olmaz. Birisi çalışmadan öbürü çalışamaz. İzmir'in sorunlarının çözülmesi önemlidir" şeklinde konuştu.
İzmir'in kurtuluş projesi
İzsu Genel Müdürlüğü tarafından körfez dip taraması için alınan iki geminin çalışmadığı yönündeki iddiaları da yanıtlayan Başkan Aziz Kocaoğlu "Almış olduğumuz iki gemi Meltem ve İmbat geldikleri günden beri çalışmaktadır. Önce DLH'nın gemisi ile birlikte Ragıp Paşa Dalyanı'nın duvarlarının sökülmesi ve taşınması işinde kullanılmıştır. Şu anda ikisi de Homa Dalyanı'nda çalışmaktadır" dedi.
Büyük Körfez projesi için ÇED raporunda sona yaklaşıldığının da altını çizen Başkan Aziz Kocaoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu Devlet Demiryolları ile ortak yapılan bir projedir. Bu, İzmir'in kurtuluş projesidir. Neden? Efes gibi olmaktan kurtuluş projesidir. Çünkü gelen alüvyonlarla Körfez doluyor. Bütün rakamlar ve bilimsel rakamlar bunu gösteriyor. Bir değerlendirmeye göre, 100 sene sonra körfez yok! Degaj Burnu ile Yeni Kale Burnu birleşiyor. Biz bu tehlikeye karşı, o dönemin Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım Bey için bir rapor hazırladık. TCDD ile oturduk, körfezin kurutuluş projesi için ÇED sürecinin ihalesine çıktık. Ücretini yarı yarıya beraber ödüyoruz. Onlar limanı derinleştirecek, liman giriş sahasını büyütecek yeni makineler alet edavatlar getirecek, limanın kapasitesini 3 misli büyütecek, para kazanacak. İzmir Büyükşehir Belediyesi ise bir kuruş para kazanmayacak. Sadece para harcayacak. Dünyanın en büyük çevre projelerinden bir tanesini gerçekleştirecek. Bu gemiler de bunun için alındı. Ve çalışıyor. Bunu yaptığımız zaman İzmir'de körfezde canlılık artacak. Körfez tekrar 70 sene önceki hayatına dönecek. Bu körfezde herkes evinden çıkıp yüzebilecek. Bu körfeze üçüncü nesil gemiler, büyük yük gemileri girecek. Eğer bu projeyi tamamlayamazsak, bu körfeze yarın 6 bin kişilik kruvaziyer gemileri de giremeyecek. Çünkü draftları 14 metre. Bizim körfezimize 10 metre draftlı gemiler bile zor giriyor. Yani sadece kruvaziyer limanı olsa bile, ki benim görüşüm böyle değil, bu körfez yolunun, liman yolunun, yaklaşım yolunun derinleştirilmesi gerek. Biz bu körfezi koruyacaksak, İzmir deniz kenti olacaksa, varlığını borçlu olduğu körfezi yaşatacaksa, bunu yapmak zorundayız. Bir an evvel bitmesinde çok büyük fayda var."
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!