"Kamuoyunca bilindiği gibi, İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından, çok önemli yeraltı su kaynakları bulunan, halen ekolojik dengenin tam olarak bozulmadığı, tarımsal üretimin sürdüğü, önemli bir bitki örtüsü barındıran Karşıyaka-Yamanlar’a çöp (katı atık) tesisi yapılmak istenmektedir. Söz konusu tesis ile ilgili yer seçiminin yanlış olduğu, burada yapılacak tesisin halk sağlığına ve çevreye zararlı olacağı düşüncesiyle, “Katı atık Bertaraf Tesisi” yer seçimi kararının iptali istemiyle açılan ve Baromuzun da müdahil olduğu davada, mahkemece 4 ayrı bilirkişi raporu alınmıştır. Bilim insanları tarafından verilen ilk 3 raporda;
1) “Çöplük yapılmak istenen alanın, geçirimli volkanik kayalardan oluşan kaya zemin üzerinde bulunduğu, bu volkanik kayaların yer altı suyu deposu -çatlaklı kaya akiferi- özelliğinde olduğu, alandaki yeraltı suyunun, yöre halkı tarafından içme, sulama ve genel amaçlarla kullanıldığı”,
2) “Yeraltı suları yüzeye çok sığ derinliklerde, ya da bazen yüzeyde-kaynaklar şeklinde-, bazen de yüzeyden yukarıda -artezyen şeklinde görülmekte olduğundan, taşkın tehlikesinin bulunduğu”,
3) “İlgili mevzuatta, taşkın riski taşıyan bölgeler ile yer altı suyunun içme, sulama ve kullanma suyu olarak kullanıldığı bölgelerde -çöp- depolama tesislerinin kurulmasına ve işletilmesine izin verilemeyeceğinin öngörüldüğü”,
4) “Çöplük yapılmak istenen alanın, jeolojik, hidrojeolojik özellikleri itibariyle çöp depolama tesislerinin kurulması ve işletilmesi için uygun bulunmadığı”,
5) “Mevcut ulaşım güzergahının, çöp kamyonları için uygun bir rota olmadığı”,
6) “Çevre mühendisliği açısından, çöplük yapılmak istenen alanın, önemli mühendislik kriterlerine uygun düşmediği”,
7) “Yer altı sularının kirlenmesi, çöplük tesisinin yaratacağı gürültü, koku ve toz emisyonları nedeniyle, Karşıyaka’nın önemli dinlenme alanlarından Karagöl’e bu amaçla giden kişilerde sağlık açısından ve psikolojik açıdan olumsuz etkilenmeler olacağı, bölgede olası sel ve taşkın durumlarında bölgede yaşayanlarda enfektif rahatsızlıklardan ciddi travmalara kadar, çok komplike sağlık sorunları görülebileceği, bölgedeki hakim rüzgar nedeniyle özellikle Karşıyaka’nın koku, toz, duman ve gürültü bakımından olumsuz etkileneceği gerçeği ve bölgenin yeşil alan niteliği bir arada değerlendirildiğinde, halk sağlığı açısından Yamanlar’ın çöp tesisi için uygun yer olmadığı”
tereddüte ve tartışmaya yer bırakmayacak biçimde belirlenmişti.
Bu gelişmeden sonra, İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından, dava tarihinden sonra düzenlenen bir “susuzlaştırma projesi”ne dayanılarak, raporda yer alan sakıncaların giderildiği iddia edilmiş ise de, ek rapor alınan ilk bilirkişi heyeti, “susuzlaştırma projesinin de sakıncaları gidermediğini” bildirmiştir.
Bunun üzerine, mahkeme tarafından yeni bir keşif ve bilirkişi incelemesi yapılmıştır. Son keşiften sonra verilen bilirkişi raporunda, “su kaynakları”, “çevre”, “halk sağlığı” açısından önceki raporlarda yer alan sakıncalar aynen tespit edilmiş, ancak değerlendirme kısmında “İzmir’in çöp tesisine gereksinimi var”, “Büyükşehir Belediyesi gerekli önlemleri alacaktır” gibi soyut, denetimden uzak ve sübjektif gerekçelerle “uygunluk” görüşüne yer verilmiştir.
Bu davayı İzmir'in ihtiyaçları üzerine kilitlemek ve tartışmayı başka mecraya çekmek kabul edilebilir ve anlaşılır değildir. İzmir’in yeni bir çöp tesisine gereksinimi olduğu tartışmasızdır ve kimse de “İzmir’e yeni bir çöp tesisi yapılmasın” dememektedir. Buradaki sorun, daha önce Jeoloji Mühendisleri Odası tarafından başka “uygun yerler” bulunduğu açıklanmış olmasına rağmen, su kaynakları, halk sağlığı, çevre ve doğa açısından büyük riskler taşıyan Karşıyaka Yamanlar’a çöp tesisi yapılmasında ısrar edilmesidir.
Ayrıca, ekolojik denge, doğa, canlı yaşamı anlamında, birincil önem taşıyan ve moda deyimle son derece “stratejik” bir öğe olan “su” ihtiyacına ve İzmir'in susuzluk konusundaki sorunlarına karşın, 21. yüzyılda İzmir’in en ünlü suyunun kaynağı “Yamanlar” için bir susuzlaştırma projesi üreterek, çöp tesisi için uygunluk aramak, “Yamanlar’a çöp tesisi ısrarında” trajik bir noktaya gelindiğini göstermektedir.
Karşıyaka-Yamanlar’a yapılacak çöplük, İzmir’i, kentin gelişimini, doğayı, yaşamı, gelecek nesilleri ilgilendiren çok önemli bir konudur. İzmir'in susuzlaştırmaya değil, temiz ve kullanılabilir nitelikteki su kaynaklarının korunmasına ihtiyacı vardır. Bu bakımdan, Yamanlar Dağı tarihsel bir öneme sahiptir, hem Yamanlar su kaynakları, hem de diğer su kaynaklarımız bize değil, bizden sonraki nesillere ait, kirletmeden aktarmak zorunda olduğumuz emanetlerdir.
Devam etmekte olan dava çerçevesinde, birçok bilim insanı projeye dair “uygun değildir” yönündeki görüşünü açıklamışken, şimdi “susuzlaştırma projesi” gibi bir projeye dayanarak, sakıncalar tüm raporlarda olduğu gibi aynen tekrarlandığı halde, epey mahcup biçimde “uygunluk” görüşü veren bir bilirkişi raporu ile Karşıyaka-Yamanlar’a çöplük yapılmasına izin verilemez.
Çözüm; susuzlaştırma gibi su kaynaklarının kirletilmesi ve tahribinin yanı sıra, muazzam ek maliyetleri İzmir halkının sırtına yüklemek ve kolaycılığa kaçan, günü kurtaran yöntemler tasarlamaktan değil; konuyla ilgili meslek odalarının da katılacağı bir toplantı düzenlenerek, kentin çöp sorununu kente ve çevreye en az tahribatla ortadan kaldıracak projelerin üretilmesinden geçmektedir.
Altını çizerek yeniden vurguluyoruz ki, Karşıyaka Yamanlar, çöp –katı atık- tesisi yapımı için uygun yer değildir. İzmir Büyük Şehir Belediyesi Karşıyaka Yamanlar’a çöp tesisi yapılması ısrarından vazgeçilmelidir.
İzmir Barosu, kentine ve kentlisine olan sorumluluğu ile sorunun çözümünde inisiyatif almaya hazırdır.
Bu konuyu görmezlikten gelmeyeceğiz. Kamuoyuna saygılarımızla duyururuz. "
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!