Düşmanlarının bile “100 yılda bir gelen dahi” olarak nitelediği, büyük devlet adamı, kahraman bir asker, yiğit bir devrimci ve halk önderi Mustafa Kemal Atatürk’ü, bundan 77 yıl önce insanlığın kalbine uğurlamıştık.
O, yalnızca çürümüş bir imparatorluktan yepyeni bir ülkenin doğmasına yol açan bir kahraman değildir. Yaşadığımız sorunların çözümü için, öngörülerinden ve yol göstericiliğinden bugün de yararlanmak zorunda olduğumuz, çağdaşlık ve uygarlık öncüsüdür.
Bu nedenle, kişiliğine, düşüncelerine, eserlerine fütursuzca, saygısızca saldıranlar, dün olduğu gibi bugün de birer zavallı olarak nitelenmeye, insanlık ailesi tarafından kınanmaya ve benzerleri gibi unutulmaya mahkumdur. Ancak, bu gerçek bize, üstümüze düşen görev ve sorumlulukları unutturmamalıdır.
92 yıl önce, Mustafa Kemal Atatürk ile düşünce ve mücadele arkadaşlarının başlattığı aydınlanma yolculuğunda ne kadar mesafe kaydettiğimizi ya da kaybettiğimizi, çok iyi düşünmemiz gerekmektedir. Hiç kimse, bu sonuçlardaki payını unutarak ya da saklayarak, bugünkü durumumuzdan şikayet edemez.
Şimdi bize düşen, bu büyük insanlık ve yurtseverlik ödevini iyi çalışmak, tıpkı o günlerdeki gibi, omuz omuza vermek ve bu onurlu mirasa yakışmaktır. O güzel sözde belirtildiği gibi, çaresiz kaldığımızda, Atatürk gibi düşünmektir.
Karşıyaka bu inançla yürüyor, Karşıyakalılar bu kararlılıkla örnek olmayı sürdürüyor. Bu hep böyle olacaktır. Çünkü bu ülkenin bizden, bizim bu ülkeden başka kimsemiz yoktur.
Çağdaş, demokratik ve laik Türkiye Cumhuriyetini, barış ve kardeşlik içinde, bilimle, sanatla, insan haklarına saygıyla ve olanca yurtseverliğimizle, Mustafa Kemal Atatürk’ün öngördüğü yere mutlaka yükselteceğiz. Bu bizim var oluş gerekçemiz ve gelecek kuşaklara sözümüzdür.
Büyük Önderimizin, Başöğretmenimizin hatır ve hatırası önünde saygıyla eğiliyor, sevgiyle, minnetle, hasretle anıyorum.
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!