Türkiye’de öğretmenlerin hak ettiği ilgi ve değeri göremediğinin altı çizilen açıklamada “Bugün muhalif ve örgütlü öğretmen devletin gözünde sakıncalı görülmekte; öğretmen, kendisini daha da yetiştirecek ve toplumda saygınlığını sürdürecek maddi olanaklardan yoksun bırakılmakta; öğretmenin mesleki ve demokratik haklarını savunacağı örgütlenme hakkı engellenmektedir. Küresel güçler ve onlarla aynı doğrultuda hareket eden siyasi kadrolar, eğitimi çökertirken öğretmeni de ezmektedir. Öğretmenlerin toplumsal statüleri, ekonomik, sosyal ve özlük hakları, AKP iktidarı döneminde ciddi şekilde gerilemiştir. Eğitim sisteminde yaşanan köklü değişiklikler, 4+4+4 gerici eğitim yasasıyla Öğretim Birliği’ne vurulan darbe, okul dönüşümleri, siyasi kadrolaşma, yandaş yönetici atama gayreti, eğitimin dini referanslara göre şekillendirilmek istenmesi öğretmenlerin yaşadığı sorunları daha da derinleştirmiştir” denildi.
Açıklamada “Aday öğretmenin yetiştirme süreci siyasallaştırılarak çökertilmiş, öğretmenliğin saygınlığı da bundan büyük zarar görmüştür. Son yıllarda siyasi iktidar tarafından öğretmenlik mesleğinin itibarını zedeleyen söylem ve tutumların süreklilik kazanması, Alo 147 gibi isimsiz ihbar hatlarının kurulması, öğretmene yönelik şiddet eylemlerini artırmıştır. Bu tür olaylar sonucunda hayatını kaybeden ya da ciddi sağlık problemleri yaşayan öğretmenler bulunmaktadır. Unutulmamalıdır ki, ‘Ulusları kurtaranlar yalnız ve ancak öğretmenlerdir’ ” denilerek son yıllardaki uygulamalara tepki gösterildi.
Öğretmenler borç batağında
Öğretmenlerin gelirinin sürekli olarak azaldığına dikkat çekilen açıklamada “Meslek grupları içinde öğretmenlik mesleği 13 yıllık AKP iktidarı döneminde sistematik bir şekilde aşağılara çekilmiştir. 2002 yılında en düşük devlet memuru maaşından yüzde 100 daha fazla maaş alan öğretmen, bugün en düşük devlet memuru maaşını almaktadır.
Eğitim-İş’in 2014 yılında yaptığı “Öğretmenlerin gelirlerine ilişkin öğretmen görüşleri” adlı araştırma sonuçları öğretmenlerin karşı karşıya olduğu ekonomik sorunları ortaya koymuştur. Araştırmaya katılan öğretmenlerin % 73’ü gelirlerindeki yetersizlik nedeniyle mesleğine motive olamadığını, % 61’i gelirlerindeki yetersizlik nedeniyle psikolojik sorunlar yaşadığını, % 69’u ise daha çok para kazanacağı bir iş imkanı olursa öğretmenliği bırakacağını belirtmiştir. Öğretmenlerin yüzde 81’i kredi kartına, yüzde 79’u bankaya, yüzde 41’i esnafa, % 39’u ise şahıslara borcu olduğunu belirtirken, % 40’ı ise annesinden ve babasından maddi destek aldığını belirtmiştir”sözleriyle öğretmenlerin yaşadığı maddi sıkıntılara dikkat çekildi.
Sendikanın taleplerine de yer verilen açıklama “Eğitim-İş olarak;
Eğitimin ulusal, demokratik, bilimsel, laik ve kamusal esaslara dayandırılmasını, her aşamasında parasız olmasını,
Öğretmenlerin sosyo-ekonomik statülerini yükseltecek önlemler alınmasını,
Eğitim çalışanları arasında ayrımcılık yaratacak uygulamalara son verilmesini,
Gerici, ırkçı ve bölücü kadrolaşmanın önlenmesini, eğitim yöneticiliği için nesnel ölçütlerin geçerli kılınmasını,
Eğitim kurumlarımızın personel ihtiyacının gerçekçi bir biçimde belirlenerek, yeterli sayıda öğretmen ve yardımcı personel istihdam edilmesini,
Okullarda “kölelik sistemi” veya “mevsimlik işçi” olarak adlandırılan ücretli öğretmen uygulamasına son verilmesini
Ülkemizin koşulları göz önünde bulundurularak, yeni bir öğretmen yetiştirme sistemi geliştirilmesini,
Eğitimde etnik kimlik ve mezhep-tarikat gibi kimlikleri öne çıkartacak ithal müfredat programları yerine, ulusal, laik, bilimsel ve halktan yana programlar uygulanmasını,
Eğitim çalışanları ve tüm kamu çalışanlarının örgütlenme haklarının önündeki bütün engellerin kaldırılıp, grev ve toplu sözleşme hakkının tanınmasını istiyor;
Yaşadığımız bütün sorunlara rağmen bütün öğretmenlerimizin, eğitim ve bilim emekçilerinin 5 Ekim Dünya Öğretmenler Günü’nü kutluyoruz” şeklinde sona erdi.
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!